28 Şubat.
Eski vasilere göre bin yıl sürecekti.
Ama millet eliyle on yılda bitirildi.
28 Şubat sürecinde mağdur olan herkesin hakkı iade edildi.
Uzun bir inşaa süreciyle devlet toplum barışı sağlandı.
Eksiğiyle gediğiyle hakimiyet yeniden millete verilmek istendi.
Derken yeni vasiler türedi.
Halim selim ve biraz da mahcup görünen, ama derin bir iradeyle bezenmiş takiyyeyi esas alan,
İstinad noktası olarak gösterdiği Risale-i Nur’un uhuvvet anlayışından çok, Machiavelli’nin pragmatist yaklaşımını referans alan,
Hedefi için hak, hukuk, hesap, ahiret, her şeyi bir kenara bırakan,
Ben siyasete bulaşmam ama siyaseti dizayn ederim,
Hükümet kim olursa olsun fark etmez, ben devletin yegane sahibiyim diyen, yeni bir vaseyat anlayışı.
Ve yeni vasilerin yanında yeni müttefikleri var.
Onlar eski vasilerin iş tutucuları.
Onlar 28 Şubat’ın şakşakçıları.
Onlar her dönemin darbe sevicileri.
Varlık sebepleri bu milletin değerleriyle savaşmak ve özünden uzak bir ulus inşa etmeye adanmış bir yıkım ekibi.
Şimdi el eleler.
Ortak inançları yok belki ama ortak hedefleri var.
Neler yapılmışsa, onları yıkmak.
Ne kazanılmışsa, milletin elinden geri almak.
Kısaca eski vesayet ve istibdadı yeniden kurmak.
Yasakların, yolsuzluğun ve yoksulluğun hüküm sürdüğü yeni bir dönem başlatmak.
Peki, ne olacak?
Bu millet 30 Mart’ta bir karar verecek.
Ve hep birlikte göreceğiz.
Ve bu süreçte biz de aklımız erdiğince yazacağız.
Mevla görelim neyler. Neylerse güzel eyler.
Not: Uzunca bir zamandır yazmıyorduk. Uğur Bey’in davetiyle yeniden klavyenin başına geçtik. Hedefim haziran ayına kadar yazıp haftada iki üç yazıyla katkı sağlamaya çalışmak. Davet nezaketini gösteren Uğur Bey’e ve tüm ekibine teşekkür ederim.