Haftanın kapanış maçında Fenerbahçe ile Torku Konyaspor karşı karşıya geldi. Ulusalda yer alan neredeyse tüm spor yorumcularının düşüncelerinde yanıldığını gösteren bir Torku Konyaspor takımı vardı. Üç aydır süper lig maçı yönetmeyen bir hakeme böyle bir maçta görev verirseniz 1 kırmızı kart 1 penaltıyı atlaması sizi şaşırtmasın aslında sadece bu yönü bile ayrı bir tartışma konusu.
Maça geçersek, Torku Konyaspor yeni transferi Hleb’in asisti ve Djalma şutu ile golü de buldu. Oyunda basan bazı durumlar dışında kesinlikle geriye çekilmeyen akıllı oynayan bir takım görüntüsü çizdi. Golden sonra Fenerbahçe bastırmaya başladı eğer ilk yarı 1-0 sona erse her şey başka olabilirdi ki bana göre golde bariz ofsayt vardı. Bu moralleri biraz bozdu ama Mesut hoca ikinci yarı için devre arası konuşmasını iyi yapmış ve taktiği güzel vermiş olmalı ki ikinci yarı bomba gibi çıktılar sahaya pozisyonda buldular, Mesut hoca takıma sürekli ileri çıkın uyarılarında bulunması aslında oyunu ne kadar güzel okuduğunun göstergesi idi nitekim Torku Konyaspor kalesinde gördüğü iki golde de geriye çekildiği sürelerde yedi. Torku Konyaspor Fenerbahçe’nin hücum hattı için dersini iyi çalışmış aslında ve Türkiye’nin en etkili hücum bölgesi oyuncularından gol yemediler, işte yedikleri gollerde defans oyuncularından gelmesi takımın geriye çekilip de Fenerbahçe’nin defans oyuncularının da ataklarda bulunmasını ve golleri bulmasını sağladı.
Maçın kırılma anında ise Alves’in yaptığı hareket tereddütsüz kırmızı kart penaltı olmalıydı. O dakikadan sonra oyuna hücum bölgesinde bir türlü ortak olamadık ama gene de başa baş mücadele sergiledik. Pozisyon vermese de Torku Konyaspor baskıyı artıran Fenerbahçe son bölümde golü de bularak maçı kazandı. Maçın sonucundan önemlisi Torku Konyaspor ne yapacaktı. Doğrusu benim için önemli olan buydu maça çok güzel başladılar herkes gibi benim de gözüm özellikle Hleb’de idi acaba ne yapacaktı ve ilk maçında ilk asistini yaptı ve hiç sırıtmadı sadece ikinci yarı biraz kondisyon eksikliği göze çarptı ki Mesut Hoca da o dakikalarda zaten oyundan aldı sahayı takım muhteşem paylaşmıştı. Maç boyunca çok etkili hücum yapamasa da Torku Konyaspor oyunun her yerinde vardı. İşin gerçeğine bakmak gerekirse Fenerbahçe’ye karşı bundan daha iyi oynanamazdı maçı belki kaybettiler ama asla ezilmediler ve Torku Konyaspor açısından, lig tarihinde Kadıköy’de oynanan tüm maçları göz önüne alırsak en istikrarlı oyun ve sonuç alındı diyebiliriz.
Sonuç konusu yanlış anlaşılmasın bazen mağlup olurken de kazanırsınız Torku Konyaspor bana göre kaybettiği tek şey 3 puandır onun dışında çok şey kazanmıştır. Muhteşem bir oyun anlayışı ve sahaya diziliş bize ilerisi için ümit verdi.
Torku Konyaspor’un ve Kaleci İtandje’nin en büyük sorunu bana göre yan topları, aslında tüm takımın en büyük problemi bu tekrar kaleciye dönecek olursak İtandje yan toplarda biraz aktif olsaydı bugün belki hala Liverpool’un kalesini koruyacaktı bunu değerlendirirken sadece yediğimiz gollere bakmamak gerekir maç geneline bakmak daha sağlıklı olacaktır. Kalecilik becerileri sonradan geliştirilemez, refleks sonradan gelişemez ama yan toplar geliştirilebilir. Torku Konyaspor defans bloğu ve kalecisi bunu aşarsa ligin yenilmesi en güç takımlarından biri haline gelmesi bizi şaşırtmaz. Haftaya bizi çok ilginç bir taktik savaşı beklediğini belirtmek sanırım yanlış olmaz, bu takım iyi yolda ve Torku Konyaspor’a gönül veren tüm şehir bu takıma inanmalı asla vazgeçmemeli bugün iki takımı da tanımayan herhangi bir kişiye, bu maçı izletseniz biri en yakın takipçisine 10 puan farkla lider, diğeri 14.sırada olduğuna inandıramazsınız.
Sadece inanın. Tıpkı alt ligden çıkarken ki sloganımız gibi inancımızla. Dualarınızla