Yeni anayasa çalışmaları kapsamında kurulan uzlaşma komisyonu için hangi isimlerin katılması gerektiği Başbakan Ahmet Davutoğlu’nca açıklandı.
Cemil Çiçek, Ahmet İyimaya ve Abdülhamit Gül…
Üçü de anayasa ve parlamenter sistemin tıkandığı yerleri en iyi bilen isimlerden.
İktidar mevcut anayasanın icraatçı olmadığı ve iş yükünü arttırmasına bağlı bürokratik mevzuatın fazlalığından şikâyetçi.
Muhalefet ise hükümetin icraat yapmaması adına mevcut anayasanın frenleyici yönlerinden çok memnun.
Daha önce TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, temel hak ve özgürlükler bölümünde 35, yasama ve yargı bölümlerinde 5'er, başlangıç ve genel hükümler bölümünde 2, idare ve kamu hizmetleri bölümünde 1 madde de uzlaşmaya varmıştı.
Uzlaşılamayan maddeler arasında anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen ilk 4 maddesi, siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu, vatandaşlık tanımı, Anayasa Mahkemesi’nin meclisin çıkardığı kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyici organ olarak kabul edilip edilmemesi gibi konular var.
İlaveten anayasayı iktidar partisinin tek başına ya da kaç partiyle değiştirmesi gerektiği, yada mevcut meclisin değiştirmeye yetkisinin olup olmadığı yönüyle usul tartışmaları var.
Mevcut anayasanın 82’de bir grup cuntacı tarafından çıkarıldığı ve tamamının şu an sanık sandalyesinde oturduğu bir yerde bu anayasanın yürürlükte olması akıl ve mantıkla izah edilmesi mümkün olmayan bir durum.
Ama muhalefetin iktidarı frenlemek için her fırsatı değerlendirdiği bir ortamda kutsal anayasa muhalefete bulunmaz fırsatlar sunuyor.
Yeni anayasa ile birlikte “türk vatandaşlığı” şeklinde var olan ırkçı vatandaş tanımı ortadan kalkacak. Yerine “Türkiye vatandaşlığı” tanımı getirilerek tüm etnik yapıların kendisini rahatlıkla ifade edebileceği bir ortam oluşturulacak.
“Atatürk milliyetçiliği” şeklinde tanımlanan ideolojik-çağdışı devlet anlayışı terkedilecek. Eğitimden siyasete kadar Atatürk adına kendini imtiyaz sahibi gören ulusalcı-sol-kripto takımı çokbilmişler korosu devreden çıkacak. Atatürk milliyetçiliğinin kaldırılması sonrası her alanda çok kültürlü, gerçekçi ve çağın şartlarına uygun devlet ve millet refleksi devreye girecek.
“Değiştirilemez” şeklinde maddeler yeni anayasada yer almayacak.
Değiştirilemez madde, bir sonraki kuşakları esir almak, önlerini kapamak, mevcut maddelere kutsallık katarak tabulaştırmak anlamına geliyor.
30 yıl önce görüş açısı askeriye ile sınırlı olan cuntacı bir kadronun uydularla donatılmış gökyüzü, internet ağıyla birbirine bağlı dünya, çok sesli medya, yeni çizilen sınırlar, devletten zengin özel sektöre sahip bu günün dünyasına hükmetmesinin saçmalığını tahmin etmek güç olmasa gerek.
Yeni anayasa yapmak yerine mevcut anayasayı kaldırmak en akıllıca yol. Birilerinin biçtiği deli gömleğini kaldırmak için verdiğimiz uğraş ortada iken bizim sonraki kuşaklara deli gömleği biçmemiz ne derece doğru…
Bırakalım, her gelen iktidar zamanın şartlarına göre toplumun ihtiyaç duyduğu kanunu çıkarsın…