Diğer büyükşehirler gibi Yeşil Bursa’nın son 30 yıl içerisinde gittikçe dünyevileştiği, sekülerleştiği ve çarpık imarlaşma anlayışıyla betonlaştığını görmek bizi haliyle üzdü.
Türkiye’nin nüfus itibariyle dördüncü büyükşehri olan ve dünyada yaşanılabilir şehirler arasında bulunan Bursa (Prusa), yerleşim yeri olarak geçmişi M.Ö. 4. Yüzyıla kadar uzanmakta.
“Bir başkent her zaman başkenttir” sözünden hareketle Konya, nasıl ki Selçuklular’dan evvel Hititlere başkentlik yaptığı gibi Bursa da, Osmanlılar’dan önce Bithynia ve Prusiaslılara başkentlik yaptığı höyüklerde yapılan kazılardan anlaşılmakta.
Bursa, 1326’da savaş yapılmadan kansız bir şekilde “vire” yoluyla aç ve susuz kalan halkın, mevcut yönetime yâni tekfura karşı ayaklanması dolayısıyla Türklerin eline geçmişti. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in oğlu ve devletin ikinci sultanı Orhan Bey, 1326’da Bursa’yı fethederek 1324 yılında tahta geçti. 1331’de İznik’i aldıktan sonra Osmanlıların başkentini beş yıl süreliğine İznik’e taşıdı. Ertuğrul Gazi’nin oğlu olan Osman Gazi, 1302 yılında hayatını kaybedince Tophane’deki manastıra defnedildi. Orhan Gazi de 1360’da vefat edince babasının yanına gömüldü. Orhan Bey’in oğlu Murad Hüdavendiğâr (1.Murad), 1389’da 1. Kosova Savaşı’nda şehit edildikten sonra Kosova’daki türbesinden organlarının bir kısmı alınarak Bursa’daki Çekirge’ye gömüldüğü bilinmekte. Hisar’daki Bursa Orduevi’nin bulunduğu yerdeki Osmanlı Sarayını yaptıran da Murad Hüdavendigâr’dır. Rehberimiz, bu bölgenin Osmanlı Sarayı ile birlikte tekrar yapılandırılıp halka açılacağını ifade etmişti.
Bursa’nın ilk fetret dönemi ise, Yıldırım Bayezid’in Timur’la 1402’de Ankara yakınlarında yaptığı savaşta yenilmesi dolayısıyla Bursa, Ulu Camisiyle birlikte yıkılarak yağma edilmiştir. Şehzadeler arasındaki kanlı çatışmalardan sonra Çelebi Mehmed, Osmanlı Devleti’nin beşinci padişahı ve ikinci kurucusu olarak tahta geçtikten sonra devletin birliğini sağladıktan sonra kaybettiği toprak ve kaleleri tekrar almaya başladı. Şeyh Bedreddin isyanını bastıran Çelebi Mehmet, 26 Mayıs 1421 tarihinde Bursa’da hayatını kaybetti ve Yeşil semtinde bulunan eşsiz güzellikteki Yeşil Türbe’ye defnedildi. II. Murad’ın 1452 tarihinde ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmed Han’ın 29 Mayıs 1453’de İstanbul’u fethetmesiyle birlikte Devlet-i Aliyye Osmaniye’nin başkenti İstanbul oldu. Bursa ise “manevi başkent” oldu. Bursa için ikinci fetret dönemi ise, arkasında Büyük Britanya (İngiliz) desteğiyle Yunanlıların 1920’de Bursa’yı işgal etmesiyle başladı. Yunanlıların Osman Gazi türbesine hakarette bulunmaları Bursalıların işgalcilere karşı daha da kinlenmesine sebep olurken Bursa, iki sene, iki ay ve iki günlük işgalden sonra 11 Eylül 1922 günü Yunan düşmanı işgalinden kurtarıldı. Bursa Yunan işgalinde iken yakılıp yıkılırken Cumhuriyet sonrasında Bursa nüfusunun üçte birini oluşturan gayrımüslimlerin şehri terketmesi ve mübadele yoluyla yerlerine Yunanistan’dan gelen göçmenlerin yerleşmesiyle; Bursa’da üçüncü dönem başlamış oldu. Bursa, göçmenleriyle birlikte yeniden eski küllerinden ayağa kalkarak gelişip büyüdü.
YEŞİL BURSA’DAN MODERN BURSA’YA…
Konya STK Platformu ve diğer illerden gelen katılımcıların da iştirakiyle 15. Ufuk Turu, Yeşil Bursa’nın 17 ilçesinden biri ve dünyevileşerek Batı’ya ve Avrupa’ya açılan yüzü olan merkez Nilüfer İlçesinde yapıldı. Bursa’nın modern yüzü olan Nilüfer’de dünyevileşme, sekülerleşme ve modernleşme konuşuldu. Doğrusu bu konuşmalardan sonra ele alınan ve açıklanan sonuç bildirgesinde, maddelerin hiç suya sabuna dokunulmadan açıklanmış olmasını yadırgadığımı söylemeliyim.
Bursa’yı iyi ki gezmişim. Bu yanıma kâr kaldı diyebilirim. Bu arada diğer büyükşehirler gibi Bursa’nın ne kadar dünyevileştiğini ve modernleştiğini de gözlemleme fırsatım oldu.
YARIN: Konya’nın tanıtım elçileri Turist Rehberleri ve sorunları…