Bundan önceki yazımızda yeteneklerden söz etmiştik.
Allah’ın insana bahşettiği her şey bir emanettir: akıl, bilgi, vahiy, yetenek, sağlık.
“Bunca kabiliyet ve nimetlerle donatıldığı halde yüklendiği emanetin hakkını veremeyen insan ne kadar zalim ne kadar cahildir.” (Ahzab Suresi, 72)
“Ey insan seni kerim olan Rabbin’e karşı aldatan nedir ki o seni dengede kıldı. Sana suret, bilinç verdi, seni nimetlerle donattı”. (İnfitar Suresi, 6, 7, 8)
Görev beklentisi içinde olmadan göreve talip olmalıyız. Hz. Yusuf uzun yıllar zindanda kalmış, çıkınca Mısır Melikine:
_ “Beni hazine bakanı yap, bu işi en iyi ben yaparım” demiştir. (Yusuf suresi, 55)
Hz Yusuf’un bakanlığı, hem mısır halkı hem de Mısırın civarındaki toplulukların umudu olmuş, uzun yıllar süren kıtlık felakete dönüşmeden atlatılmıştır. Hz. Yusuf bakan olmasaydı bu mevkiye bir başkası getirilecek bu durumda iş ehil olmayana verilmiş olacaktı.
Enam suresi 158 de buyrulur ki:” İmanında bir hayır kazanmamış kimseye imanı fayda sağlamaz.”
Yeteneklerimizi keşfedip insanlığın yararına sunarsak bu dünyaya iz bırakmış oluruz. Böylece gelecek nesiller içinde hayırla anılırız. ( Şuara Suresi, 84)
E tabii bir de “marifet iltifata tabiidir”, meselesi var. İnsanlar yaptıklarınızın kıymetini bilemeyebilir. Ancak Allah iyilik yapanların ecrini kayba uğratmaz. (Yusuf Suresi, 84)
Allah insana ruh üfleyerek bir üst varlık olma potansiyeli vermiş, ancak bunu kişinin gayret ve emeğine bağlı kılmıştır.
İstanbul’da yaşayan Emine Yüzay kızımızın gayreti çok ilham vericidir. Kendisi kolları olmadan dünyaya gelmiş, okula gidememiş evde kendi kendine okuma yazma öğrenmiş. Sonrasında diplomalar, birincilikler peş peşe gelmiş. ABD ye gitmiş.
Emine Yüzay :_” Veliler geliyor, hayata küsen engelli çocuklarına yardımcı olmamı istiyorlar” diyor.
Üniversiteyi bitiren Emine 2. Üniversiteye de başlamış.
“Çocuğunuza güvenince çocuğunuz hayata daha çok bağlanır, hayatı daha çok severler. Onlara engel olmazsanız bütün engelleri aşarlar. Çocuklarınıza ön ayak olun” diyor.
Allah’a emanet olun.