Tarihi sürece bakıldığında, aslında olaylar birbirinin tekrarından ibaret olduğu görülür.
Teknolojik, modern, bilimsel uygulamalar yükseliyor ama insan düşüncesi geriye gidiyor.
İnsanda menfaat, çıkar, fayda gibi şeyler daha çok egoizmin etkisi ile daha da önde.
Unutmak, hafızayı silmek demek değildir. Bazı olaylar vardır ki hiç ama hiç unutulmamalıdır.
Unutmamanın gereği, insana, hakka, bilime, çevreye, sosyale, kültüre yapılan haksızlıktır.
İhtilalları, vesayetleri, baskıları, haksız el koymaları,
Aşağıda olan kuzunun “suyumu bulandırıyorsun” diyen kurt tarafından yenme arzusunu,
12 Eylül’leri, 12 Mart’ları, 28 Şubatları, delil karartmaları, olay abartmaları gördük,
Tıp fakülteleri kapılarında başını açan kızımızın “kahretsin” çığlıklarını,
Sınıflara eğitim için giren öğretim üyelerine yaptırılan “başı örtülü kızlarımızın” ağıtlarını,
İspiyon yapmayan hocalara baskı yapan, soruşturma açan yöneticilerin varlıklarını,
İkna odalarında baskıya alınan kızlarımızın “eğitime kazandırma” şeklinde arsızlıklarını,
Oy oranı ne olursa olsun meşru, yasal partilerin kapatılmaya maruz kalmalarını,
Dün ki 226 nın, bugünkü 226 ile aynı olmadığını,
Demokrasilerin sadece oy oranı olmadığını, ağaların gönlündekinin geçerli olduğunu,
Cemaat, meşreb, tarikatların ülke gerçeği olmadığını, başlarının ezilmeleri gerektiğini,
Hele bir iktidara gelelim, öpücükler öncelikle F-Tiplerin yanağına kondurulacaktır diyenleri,
Unuttuk mu?, unutturulduk mu?
Yuttuk mu, yutturulduk mu?
Öptük mu? yoksa öptürülmeye mi alıştık?
Yeter artık bitsin bu gaflet, bu hıyanet!
Kurtuluşa az kaldı, ha gayret, ha gayret!
ALLAH’A EMANET HAYRA MUHATAB OLUNUZ EFENDİM
Fikret AKINERDEM
26.01.2014