A milli takımımız 2018 Dünya Kupası Elemeleri’ne maalesef kötü başladı. 3 maçtaki 2 puan ve oynanan futbol iyi değil. Her zaman olduğu gibi yine diğer takımların aldığı sonuçlar bizim kaderimizi tayin edecek gibi gözüküyor.
Milli takım bu kadar kötü, Fatih Terim’in oyuncu seçimi sürekli tartışılıyor, adaleti sorgulanıyor, millet bunlardan rahatsız ama değişen hiçbir şey yok. Bu kötü gidişatın baş sorumluları Yıldırım Demirören ve Fatih Terim de hâlâ pişkin pişkin oturuyorlar koltuklarında.
ARDA TURAN NE YAPTI?
Barcelona’ya transfer olduğu dönemde 6 ay futbol oynamamasına rağmen sürekli kadroya çağrılan Arda Turan, en formda olduğu dönemde milli takıma alınmıyor. Fatih Terim “Herkes bunun sebebini” biliyor diyor. Herkesin bildiği tek bir şey var: Euro 2016’daki prim tartışmaları. Fakat bu iddiaları basından öğrenmek ile bizzat yetkili kişilerin doğrulaması arasında çok fark var. Fatih Terim ve Arda Turan’dan biri, aralarındaki problemi açıklamadığı sürece aslında hiç kimse hiçbir şey bilmeyecek.
Prim tartışmalarının olduğu dönemde ben de tepki göstermiştim ve “Bu isimler derhal kamptan gönderilmeli” demiştim. Arda Turan ve diğer futbolcular kadroya alınmayacak kadar büyük bir kabahat işledilerse, sonucu ne olursa olsun bunun cezası o an verilmeliydi. O zaman kimse itiraz etmezdi. Fakat şu an kariyerinin zirvesinde olan Arda Turan’ı kadroya almamak, Arda’dan çok ülke futboluna verilen bir cezadır. Gerçi Allah bizim cezamızı vermiş zaten Yıldırım Demirören ile. Kulüp yönetemeyen adam ülke futbolunu nasıl yönetsin?
UKRAYNA VE İZLANDA MAÇLARI
Gelelim Ukrayna ve İzlanda maçlarına. Ukrayna maçında Türkiye adına sahada olumlu bir şey yoktu. Milli takımın belli bir sistemi yok. Stoperler kötü, orta sahada yaratıcı oyuncu eksikliği var. Bir tek Emre Mor biraz heyecan yarattı, o da bal yapmayan arı gibi şimdilik. Karşılaşmadaki en iyi, hatta tek iyi şey stadı tıklım tıklım dolduran taraftardı. Mücadeleyi 2-0’dan 2-2’ye getiren de taraftardı. Taraftarın o baskısı ve coşkusu olmasa sittin sene dönmezdi o maç.
Grupta galibiyeti olmayan Fatih Terim, İzlanda maçı öncesi “1 ya da 0 puan planlarımızı bozmaz” diyor. İkinci sıradaki takımla aranda 5 puan fark olacak ama planların bozulmayacak öyle mi? Bunun tek bir anlamı var: Vizyonsuzluk. Ukrayna maçına çift forvetle başlayan Fatih Terim, İzlanda maçına forvetsiz başladı. Bunun da tek bir anlamı var: korkaklık! O koltuk Terim’e artık ağır gelmeye başladı, kaldıramıyor. Milli takımın selameti için Fatih Terim’in yerini daha iyilerine, daha adaletli olanlara bırakması lazım. Aklıma sadece Şenol Güneş ve Aykut Kocaman geliyor. Tek çıkış yolumuz bu iki isimden biri.
MİLLİ TAKIMIN EVİ KONYA
Ukrayna maçında bir kez daha gördük ki milli takımımızın evi Konya’dır. Buradaki coşku, itici güç, rakibe ve hakeme baskı hiçbir yerde yok. “Bütün milli maçlar Konya’da oynanacak” diye bir kural koyulsa kimse itiraz etmez. Bu yüzden Konya halkına ne kadar teşekkür edilse az. İşte bu yüzden teşekkürler Konya…