17-25 Aralık olaylarına kadar pek azı hariç, halkımızın büyük çoğunluğu Fetöcüleri masum bir dini cemaat olarak biliyordu. Şeytanın kendini gizlemedeki ustalığı gibi onların da kendini gizlemede şeytandan geri kalmadıkları anlaşılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız dahi “Paralel Çete” ismini 17-25 Aralık’tan sonra söylemeye başladı. Ancak çok yakınlarından bile birçok kişinin kendisine inanmadığını şimdi yine kendisi söylüyor. FETÖ Terör örgütünün, gerçekte silahlı, eli kanlı ve çok tehlikeli bir yapısı olduğunu yani gerçek yüzünü 15 Temmuz akşamı herkes gördü ve anladı. Ama halk onun asıl yüzünü tanıyıncaya kadar maalesef o her gün biraz daha semirmiş, iktidarı devirmeye bile cüret edecek bir ejderha haline gelmiştir.
Atalarımız, “Yılanın başı küçükken ezilir” demişler. Belli ki biz bu dönemi kaçırmışız. Ama yine de Allah’a şükür, bu tehlikeyi ucuz atlattık diyebiliriz. Sosyal medyada, “Sızmadıkları sadece ceza evleri kalmıştı, şimdi ona da şimdi sızıyorlar” gibi espriler var. Halk iyice gerildi. Sakinleşmek için şimdi bu esprilere de ihtiyaç var. Şaka bir yana halkımız bu hainlere gerçekten büyük bir darbe vurdu ve darbe nasıl olurmuş gösterdi. Şehitlerimize Allah rahmet etsin, yaralı gazilerimize de acil şifalar versin. Tarih boyunca dışarıdan gelen saldırılara karşı biz büyük başarılar gösterdik. Ama içerden gelen saldırılara, fitne ve fesada karşı aynı başarıyı gösteremiyorduk. Başta aziz şehitlerimiz, gazilerimiz, sonra da kahraman halkımızın bu olayda sergilediği o asil tavır sayesinde bunu başarmanın da yolunu şimdi açmış olduk. İnşallah bu birlik ruhunu ve duyarlılığı sonsuza dek sürdürürüz.
Biz yılanın başını küçükken ezememişiz. Bari bu operasyonlar esnasında kendi kendimize, özellikle de ekonomimize zarar vermeyelim. Bunun için daha büyük bir çaba sarf edelim. Sayın Başbakanımız da sağ olsun bu konu üzerinde çok duruyor. Ama uygulamada daha fazlasına ihtiyaç var. Öyle ki sanayici, iş adamı veya tüccarlar gözaltına alınır veya tutuklanır, sonra da SUÇSUZ BULUNUP salıverilirse, bir memur veya emekli gibi hayatına kaldığı yerden devam edemez, çoğunun işi bozulur. Belki de iş hayatı biter. Tarih boyunca hep öndeyken son birkaç yüzyılda milletimiz batı karşısında fakir kalmıştır. Bunun sıkıntısını hep beraber çekiyoruz. Ülkemizdeki küçük-büyük, her ölçekteki ekonomik faaliyete sekte vurmak şöyle dursun, onları sürekli korumamız ve desteklememiz gerekiyor.
Gözaltına alma veya tutuklama çok kısa süreli bile olsa iş adamının daha çabuk adı çıkar. Buna bağlı olarak iş bağlantıları iptal edilebilir. Yıllarca uğraş vererek oluşturduğu müşteri listesi başka firmalara kayabilir. Kredi kullandığı bankalar ve mal aldığı firmalar nazarında, “Acaba tekrar gözaltına alınır veya tutuklanır mı diye” şüpheli duruma düşebilir. Bu yüzden banka kredileri kapanabilir. Eskisi gibi piyasadan vadeli mal alamayabilir. Sözün kısası “Ticari itibarı zedelenir”. Ticari itibar çoğu kez öz sermayeden bile önemlidir. Böyle bir firmanın tekrar toparlanması mümkün olamayabilir veya bu uzun yıllar alabilir.
Elbette bütün vatandaşlar için çok titiz davranılmalıdır ama özellikle bu tür gözaltı ve tutuklamalarda kılı kırk değil, mümkünse kırk bin yarmalıyız. Gerçek bir FETÖCÜ olmadığı halde yanlışlıkla tutuklanıp da suçsuz olduğu için serbest bırakılan esnaf, tüccar, sanayici ve iş adamı mümkünse hiç olmamalıdır. Aksi halde FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmüş, kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz, sonra telafisi zor olur.
Biz bir hukuk devletiyiz. En zor zamanlarda bile adil olabilmek bizim milli bir vasfımızdır. Bundan taviz vermemeliyiz. Elbette yargılama sonunda suçsuz olanlar berat edecektir. Ama çok kısa süreli de olsa yanlış bir gözaltı veya tutuklamanın bir iş adamına olacak ekonomik zararı diğer insanlardan çok daha fazladır. Suçsuzluğu uzunca bir tutukluluk süresinden sonra anlaşılan her masumun mağduriyeti de diğerlerinden daha ağırdır.
Sayın Başbakanımız “Cadı avı yok, elimizde listeler var” diyor. Bu çok iyi bir durumdur. Ancak çok kısa süreli göz altılardan bile çok fazla zarar görecek olanlara, gerçekten suçlu olup olmadığı tekrar tekrar araştırıldıktan sonra işlem yapılmalıdır. Ülkemizin geleceği için lütfen bu titizliği esirgemeyelim. Allah’a emanet olunuz.