Herkes insan kaynakları yöneticisidir. Öncelikle kendi kariyerimizi yönetiriz. Bir ekibi yönetiriz. Bazılarımız unvanı da yanımıza alarak yönetici oluruz. Sonrada lider olmuş gibi hareket ederiz. Kurumda sonrada işler iyi gitmeyince personeli suçlayarak onları eğitilmesi gerektiğine karar veririz.
Yönetimde artık sadece ürünler konusunda rekabet edilmiyor, insanların ne kadar iyi kullanıldığı da bir rekabet konusu olmuştur. Yöneticiler kişisel bağlantılara, empatiye ve açık iletişime müthiş bir ihtiyaç duymaktadır.
Yöneticide etkili iletişimde hayati unsurlardan biri duygusal yeteneklerdir. En güçlü, en ikna edici düşünceler, akla olduğu kadar kalbe de hitap etmelidir. Yön-iticilerde en rastlanan en yaygın iki özellik katılık ve kötü ilişkilerdir. Katılığın karşıtı unutmayalım ki uyum göstermektir.
İnsanlar önce kendi içlerine bakmalıdır. İç dünyaları yapmakta oldukları ya da yapmak istedikleri şeyler üzerinde odaklanmaktadır. İnsanların iç sesine kulak verişi kutsal bir sestir. Yüreklerinin sesine odaklananlar, kendilerine olan güven ve saygıları da son derece yüksek olur. İnsanın çevresindeki insanların söylemleriyle huzuru bulması ve yönetmeye çalışması dışsal benliktir. Burada egoda devreye girer ve bizleri yön-itici yapmaktadır.
YÖNETİCİ YÖN-İTİCİ
Çok iyi bir dinleyici Sağır duvar
Yüreklendirici Kuşkucu
İletişimci Gizli kapaklı
Cesur Sindirici
Mizah duygusuna sahip Öfkesi burnunda
Empati gösteren Ben-merkezli
Kararlı Kararsız
Sorumluluk alan Başkalarını suçlayan
Alçakgönüllü Kibirli
Yetkiyi paylaşan Kimseye güvenmeyen
Yön-iticilerin kör hırsı, gerçekçi olmayan hedefleri, amansız işkolik olmaları, başkalarını gütmeleri, yöneticilikte kalma sevdaları, doymak bilmeyen itibar ihtiyaçları, dış görünüşleriyle aşırı meşgul olmaları ve kusursuz görünme gereksinmeleri onları bitirmektedir. Öğrenilmiş çaresizlik içinde kalmaktadırlar.
Yönetimde kendini geliştirmiş insanları işlerini ciddiye alır, kendilerini hiç ciddiye almazlar. Kendini geliştirmemiş insanla yönetimde kendilerini çok ciddiye alırlar, işlerini ciddiye almazlar.
Yönetici güvenilir, empatili ve bağlantılı, bizi sakinleştiren, takdir eden ve esinlendiren insanlardır. Yön-iticiler yani mesafeli, geçimsiz kibirli olanlar bizi en iyi ihtimalle huzursuz eden, en kötü ihtimalle de gücendirenlerdir.
Yön-iticiler çağın gerisinde ve her dönem siyasetin etkisinde kalıp ruhunu kaybederler. Sorun değil sonuç odaklıdırlar. Sürekli yanlışı aramaktan doğruyu göremeyeceği için sürekli hata yaparlar.
Herkes önce kendini tanımalı ve ben acaba nerdeyim demelidir. Yoksa yönetimi hem itici hem de boşa geçirilen zamandır. Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun. Aslında dışarıya çık, hareket et, eyleme geç kişisel gelişimde ana ilkeleridir. Yön-iticiler dua değil beddua alarak süreci götürür.
Yurdum güzel insanları yön-iticilere değil yöneticilere laik ve sevdalılardır.