Dünyaya şekil veren seçkinler adı altında vahşi insan görünümlü ve geleceği öngören iddiaların sahipleri üç önemli formül ürettiler. Faşist anlatım, komünist anlatım ve liberal anlatım. Son dönemlerde liberal anlatım ve yaşam biçimi öne çıktı. Dünyanın geleceğine olmazsa olmaz kılavuzlar sundular. Hikâyecikler ve masallar ürettiler. İşte şimdi de yüzyılın barışı adı altında sömürgecilik ve talanı sevici haline getirerek sözde barış getiriyorlar.
Bu kapitalist gelişim yoluna giren ülkeler barış ve refahtan paylarını kısa sürede alacaklardır diye dünyayı tiye alıyorlar. Ama daha korkuncu ise direnen ülkeler siyasetlerinde ve piyasalarında daralmalar çekeceklerdir. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri üst yöneticilerini başını çektiği sermaye ve para sevicileri maalesef kendi dünyalarında bu oyuna alet olmaktadırlar. Liberalleşme ve küreselleşmenin çoğunluğu hiçe sayarak bir avuç seçkini kayırmaya yönelik bir düzenbazlıktan ibaret olduğu gerçekten tekrar bu yüzyılın yalanı barış sürecinde tekrar ortaya çıkmıştır.
Bilişim ve biyolojik teknolojiler ikilisi, ekonomiler ve toplumların yanı sıra bedenlerimizi ve zihinlerimizi yeniden şekillendirmektedir. Geçmişte dış dünyalarımızı kontrol altına alırlarken şimdi iç dünyamızı da kontrol altına almaktadırlar. Kelimeler zihnimizde yanlış ve vurdumduymaz şekilde oluşmaktadır. Zihinsel sistemdeki arızalar bize muhakeme yapmamızı engellemektedir. Medyayı tekeline alan bu zihniyet kendilerini haklı buna karşı çıkanları barış düşmanı ve yalnızlaştırma politikalarını sürdürüyorlar.
Yüzyılın barış tuzağını ortaya atanlar, duygu deyince aklımıza merhamet, sevgi ve empatiyle ilgili şeyler geldiğini bilirler. Bunu yerine bu sahte barış ortamımı haklı göstermek için kontrollü sıklıkla duygulardan korku, nefret ve acımasızlık olanları öne çıkardılar.
İsrail devleti adı altında aslında başka başka hesaplar olduğu apaçık artık ortadadır. Ekonomik yapıyı ve özgürlük alanlarını yaymak hedeflerinden bahsederek yayılmacı politikalar izlemektedirler. Dünyada ilk yüz varlıklı ailelerin geliri dünya nüfusunun yarısına eşit durumdadır. Bu ailelere ve fertlerine bakınca İsrail ve kuklalarının asıl amaçlarını ne oldukları alenen belli olmaktadır.
Bize bedava bilgi, hizmet ve eğlence sunarak ilgimizi çekerek hakkımızda aşırı veri toplamaktadırlar. Google, Facebook ve diğerlerinin dikkatli olmaz isek biz müşterisi değil mahsulü olmaktayız. Küresel eşitsizlik ve toplumsal gerginliği dünya çapına yayarak sonradan birden aynı insan suretle vahşi canlılar barış getirtecekler …öyle mi?
Ikra, Rapça bir kelimedir. Ikra; Hz. Muhammed (S.A.V) inen ilk Vahy'dir ve "Oku" anlamına gelmektedir. Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Allah'tan aldığı ilk mektuptur. Oku anlamını iyi idrak etmeliyiz. Dünyayı, kendimizi, kâinatı, etrafımızda olanları iyi okumalıyız. Her kışın bir baharı gelecektir elbet. Ama uyanık olmak önceliklerimizden olmalıdır.
Benim Şehrim teması altında yapılanlar ve yapılacaklar da algı yönetimi stratejileri üzerinde bir merkez kurarak acaba ülkemize bir modül olmak gerekmez mi? İlklerin şehri Konya’mız bunu da yapabilecek bir cevher başkana da sahiptir…