Bugün sizlere bir öyküden bahsedeceğim belki bu hikaye önceden kulaklarınıza fısıldandı.
Fakir bir adamın çok değerli bir atı varmış. Atın ünü tüm şehre yayılmış, devrin hükümdarı çok yüksek bir paraya atı satın almak istemiş. Adam; ‘’o benim arkadaşım, sen arkadaşını satar mısın’’ diyerek teklifi geri çevirmiş. Bütün komşuları deli demişler adamcağıza ve ‘’bu kadar parayı hayatında göremezsin, hata yaptın’’ demişler. Yaşlı adam da ‘’bir işin iyi mi kötü mü olduğu hemen belli olmaz’’ demiş ve konuyu kapatmış.
İYİ Mİ? KÖTÜ MÜ?
Birkaç gün sonra at ortalıktan kaybolmuş. Yine komşuları; “bak gördün mü, hem paradan hem de attan ettin kendini, kötü oldu” demişler. Yaşlı adam sakince ‘’iyi mi kötü mü henüz belli değil’’ demiş ve yine alay etmişler adamla.
Bir hafta sonra kaybolan at yanında kendi gibi yirmi atla geri dönmüş. Komşuları; “çok şanslısın zengin oldun” demişler ama bunu kıskanarak demişler. Yaşlı adam yine aynı cevabı vermiş ‘’iyi mi oldu kötü mü oldu belli değil’’ demiş.
Komşular zengin oldu ama iyi oldu demiyor, zenginlik kötü olur mu diye dedikodu yapmaya etmeye etmişler.
Yaşlı adamın tek oğlu olan hayvanlara bakarken bir atın altında kalarak ayağını kırmış. Komşuları; “haklıymışsın kötü oldu” deyince yaşlı adam onları susturmuş ve “belki de iyi oldu, henüz bilmiyoruz’’ demiş.
Komşuları adamın artık deli olduğunu düşünmeye başlamışlar ve alay etmeye devam etmişler. Belki oğlu sakat kalacak, bundan kötüsü olur mu? Bu adam aklını kaçırmış diye konuşmuşlar aralarında.
Birkaç hafta sonra savaş çıkmış ve ayağı kırık olan gencin dışında köyün bütün gençleri askere alınmış ve hepsi savaşta hayatlarını kaybetmiş.
Biraz uzun oldu ama bu öykünün kıssası olanın iyi mi kötü mü olduğunu zaman göstergesidir.