Hani derler ya ne dediğin değil nasıl dediğin olay…
Ne yaptığın değil nasıl yaptığın…
İşte o ‘nasıl’ dediğimiz şey üslup demek. Üslubu tatlı olan için her iş kolay her iş ayrı bir zevk…
Gerçi sevmekle de alakalı bu durum. İşini çok seven en güzelini yapar. O en güzelini yaparken de ‘nasıl yapacağını’ en iyi şekilde düşünür tasarlar öğrenir ve hayata geçirir.
Bana bu satırları yazdıran Karatay ilçesinde aile sağlığı merkezinde görevli bir hemşire. Zehra Hemşire…
Ailenin küçüğü olduğumuzdan çocukluğumdan beri eşi dostu yeğenlerimi sağlık ocağına aşı olmaya götürürüm. 2 çocuğumu da defalarca aşı olmaya götürdüm.
Aşı denildiği vakit kendini azıcık bilen küçük çocukların yaşadıklarını gözünüzün önüne bir getirin. Beyaz önlüklü birini gördüklerinde dahi nasıl tüyleri diken diken olur… Nasıl bir korku kaplar yüreklerini… Gözlerine bakılsın istemezler, kaçarlar.
Yine bu düşünceler ile geçtiğimiz gün sağlık ocağına gittik. Maraza çıkmasın diye bizim 6 yaşındaki Ahmed Bey’e son dakikaya kadar nereye gittiğimizi söylemedik. Daha önceki tecrübelerimiz içeriye adım attığımız vakit ortalığın karışacağını söylüyordu zira. Sırf bu yüzden erteledik durduk.
Sağlık ocağının kapısından girip birkaç beyaz önlüklü görünce mesele anlaşılmaya başladı. Hareketlenme oldu. Zehra Hemşireye derdimizi söyler söylemez çocukla diyaloga geçti. Annesi bir taraftan ben bir taraftan sağ sol yıkılmasın diye oğlanı sıkı sıkı tutmak için hazırlanıyoruz. Hemşire hanım bir dakika dedi. Yabancılarla konuşurken –hele hele beyaz önlüklülerle- nutku tutulan çocuk yavaş yavaş konuşmaya başladı. Hemşire hanım okuldan başladı, doğum gününden kendi çocuğundan bahsederken Kral Şakir’den çıktı. Ardından okulda mikroplara yenilmemesi için aşı olması gerektiğini güzel bir şekilde anlattı. Göz göze gelmemek için kafasını kucağımıza gömen bizim yaramaz kaçamak bakışlara başladı.
Derken hemşire hanım aşıları getirdi. Büyük bir gizlilikle hazırladı, enjektörleri hiçbir şekilde çocuğa göstermedi. Muhabbete devam ediyordu ki duvardaki resme bakmasını istedi, orada birkaç detay sordu, bizim paşa sorunun cevabını verirken hiç hissetmeden ilk kol halloldu. Bu kez yönünü diğer tarafa çevirdi balıklı resimden başka bir soru sordu, çocuk onu yanıtlamaya çabalarken diğer kola da aşı çoktan yapılmıştı.
Yani çocuk iğne yapıldığını zerrece hissetmedi. Enjektörleri hiç görmedi. Hemşire hanım büyük bir ustalıkla iğneleri elinde gizleyerek işlemi yaptı.
Ahmed, çıkarken ben burayı çok sevdim yeniden gelelim diyordu. Yani bu kez de benim nutkum tutuldu.
Onlarca çocuğun aşı olmasına şahitlik eden ben, ilk defa böyle bir şey gördüm.
Bu yüzden işini severek yapmanın ve en acı şeyi bile tatlı bir şekilde doğru olarak yapabilmenin nasıl bir şey olduğunu bir kez daha anladım. Hemşire hanımı tanımıyorum ilk defa gördüm lakin böyle sağlık çalışanları çoğalmalı. Örnek gösterilmeli. Taltif edilmeli…
Konya İl Sağlık Müdürlüğü ile ilgili sıkıntılı bir durum olduğunda buradan sertçe eleştiriyoruz. Yanlış hatırlamıyor isem daha evvel de bir sağlık ocağındaki hemşire topluluğu ile ilgili eleştiri babında cümleler kurmuştum.
Lakin bu durum takdiri sonuna kadar hak ediyor. Zira hemşire hanım çocuk ayrımı yapmadan işini en güzel şekilde yapmaya çalışıyordu. Çok hoşuma gitti. Sizlerle de paylaşıp bu güzelliğin bilinmesini istedim. Teşekkürler Zehra Hemşire…