Zikir

Muhammed Ali Okutan

Bismillâhirrahmânirrahim.

Sözlükte “bir şeyi anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir (zikr) kelimesi dinî literatürde “Allah’ı anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve nisyandan kurtuluş” anlamında kullanılır.

Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Kuran-ı Kerimde; “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”(Ra’d Suresi 28. Ayet) buyurmaktadır. Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere manevi dünyamızın hatta maddi dünyamızın huzur ve tatmin olması için kulun Rabbini zikretmesi gerekir. Allah Teâlâ hazretleri Ahzâb Suresi 41. Ayette; “Ey inananlar! Allah'ı çokça zikredin.” buyurarak bu ibadeti diğer ibadetler gibi sınırlamamıştır.

Allah Teâlâ hazretleri bütün ibadetlere bir sınır koymuştur. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetlerin belirli zaman ve mekânlarda belirli şartlarla yapılması emredilmektedir. Zikir meselesi ise zaman, mekân ve şarta bağlanmaksızın insana farz kılınmış bir ibadettir.

Cuma Suresinde Rabbimiz Cuma namazının peşinden kullarına “Namaz bittiğinde yeryüzünde yayılın/dağılın. Allah’ın lütuf ve ihsanından arayın. Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz.(Cuma Suresi 10. Ayet) buyurarak, zikir ibadetinin devam ettiğini, namaz gibi zikir olan bir ibadetten kullarını yine zikre yönlendirdiğini anlamaktayız.

Allah Teâlâ’yı nasıl zikredeceğimiz hususunda rehberimiz ve örneğimiz Fahri kâinat Aleyhisselatü Vesselam Efendimizdir. Efendimiz Aleyhisselatü vesselamdan bizlere ulaşan dualar ve yapmamızı tavsiye ettiği zikirler biz ümmetinin diline pelesenk olmalıdır. Bu dua ve zikirlerden birkaçına burada yer vereceğim.

Ebû Hûreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dile hafif, mîzana konduğunda ağır gelen ve Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle vardır: Sübhânallahi ve bi–hamdihî sübhânallahi’l-azîm”(Müslim, Zikir 31) buyurmuşlardır.

Yine Ebû Hûreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber.”(Müslim, Zikir 32) buyurmuşlardır.

Bu Hadisi Şeriflerden çıkarımla Allah Teâlâ hazretlerinin esmasının zikredilmesi de zikir sayılır. Yukarıda yazdığımız Hadisi Şeriflerde geçen dua ve zikirler gibi Efendimiz Aleyhisselatü Vesselamdan rivayet edilen Sahabe Efendilerimize, Efendimiz Aleyhisselamın telkin ettiği duaların derlendiği bir risaleyi yazımın sonun âcizane tavsiye edeceğim.

Sonuç olarak yaratıcımız kendisini çokça zikretmemizi bize emretmektedir. Kul bunun bir farz olduğu bilinci ile Rabbini sürekli zikrederek, dilden zikri gönlüne indirmeye çalışmalıdır. İslam büyüklerinin şu güzel sözü ile yazıma son vereyim; “Zikret Hakkı her yerde kalmaz arada perde.”

Tavsiye dua risalesi: “Hısnu’l Müslim” (Sait b. Ali el-Kahtânî)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.