Ziraatın yalanlarını ve yalancılarını ifşa etmekten “dilimizde tüy bitti”. İnsan ve medeniyet tarihini etkileyen birçok sektörün yalanlarına müsamaha gösterilebilir, ancak ziraatın yalanına müsamaha göstermek mümkün değildir. Açıklıkla ifade edelim ki, “ziraat devlete, özgürlüğe, sağlığa; daha çok şeye eşdeğerdir”. Şu iyi biline ki en zor şartlara rağmen dünyanın en önemli ve hayırlı işini ziraat sektörü yapmaktadır. Her türlü tüketicisine (politikacısı, basın-yayını, gazetecisi, sağlıkçısı; sanayici ve iş adamına düşen; tüm ziraat çalışanlarına özellikle de üreticisine saygı duymak olmalıdır.
Ziraat ve ziraatçı ile uğraşmak, hakkında yalan söylemek, ziraatçıyı işinden soğutucu yalan haberler kullanmak veya yaymak bir insanlık suçudur. Bunun yasalarda yeri yoksa suç olduğu açıkça yasalara konmalıdır. Sadece ülkemde değil, tüm dünyada bu yapılmalıdır. Ziraat tüm dünyanın ortak değeridir.
Şu iyi bilinmelidir ki, tarım siyasetler üstü bir konudur. Dünyada gıda tüketen her kesimden insanı, hatta hayvan ve bitkileri de dâhil tümü bir kaynaktan, beslenmek ve canlı kalmak durumundadır. Bu gerçek iyi anlaşılmalı ve de herkes haddini bilmelidir. Birilerinin ziraat sektörüne getireceği haksız yargılamaların karşılığında getireceği kötü sonuçlara da katlanmak zorunda olduğunu bilmelidir.
Düşünün ki dünyada hiçbir üretici ticari üretim yapmıyor, tüm zorluklara da katlanarak sadece kendi ihtiyacı kadarını üretiyor. Ne yapılır, bir düşünün. Hele de Türkiye gibi hassas bir bölgede, dış güçlerle mücadele halinde olan bir ülke ve bu ülkenin ordusu, sağlıkçısı, eğitimcisi daha da birçoğu ne yapar, işin nasıl üstesinden gelir, bir düşünün. “Tarım sadece bir ulusa zenginlik kazandırmakla kalmaz, kendi ülkesi diyebileceği tek zenginliktir” diyor S Johnson. Bari buna saygı duyun.
Muhalefet yapma adına ikide bir ziraatı diline dolayan, menfi propagandalarına alet eden siyasiler, ağızınızdan akıtarak; yağlı göbeklerinizi kaşıyarak, safradan geğirerek kalktığınızda, bir şükrü veya teşekkürü dahi esirgediğiniz gıdayı, bir zamanlar çarıklılar diyerek şehirlere koymadığınız Türk köylüleri üretiyor. Türk köylüsü bir çuval soğan ve patatese politikalarına ülkesini alet etmez. Son 20 yılda tarımın geldiği noktayı görmeyenlere diyecek bir sözüm yok. Bu inkârcılara her sofrada altına bulanmış gıdalar ikram edilse bile, yine de inkâr edeceklerdir.
İnternet sitesinde bir meslektaşım, her türlü ahlaksız-dengesiz-mesnetsiz haberlerle sırf muhalefeti ile ünlü bir TV kanalında kendini tarım uzmanı sayan, ne yazık ki Ziraat Mühendis unvanını da taşıyan, basından bir Yıldırım adam, ziraat sektörü hakkında demediğini koymamış. Meslektaşım da hem bu Yıldırım uzman, hem de Ziraat Mühendisleri Odasına sitem ediyor. Zira bu kanal konuşmacılarını sadece mesleğin yüz karası bu Odadan istiyor. Onlar da kendi ideolojileri doğrultusunda sözcülerini bu kanala gönderiyor. Şıracının şahidi bozacı, alınan sonuç da bu oluyor.
Bir ziraatçı olarak muhalefetten şikâyetçi değilim, ancak üreticiyi üretimden soğutacak her türlü dedi kodu ve yapılan yanlışlara karşıyım. Tarım sektöründe her şey çözülmüş değil, elbette alınacak daha çok yol var. Olması gereken yapılanı ve gelinen noktaları söyleyerek, devamında yapılacaklar ile ilgili varsa yollarını göstermektir. Yapıcı olan her şeyi gönülden alkışlarız. Tarım sadece siyasiler değil, tüm ülkenin meselesidir. Bu manada ziraat, vatan, bayrak, cumhuriyet gibi milletin ortak paydasıdır.
Bu muhalif TV kanalına çağrım, bir de bizi dinleyiniz (buna imkân yok da), ya da tezviratı bırakınız. ZMO, sizin göreviniz adını taşıdığınız ziraat mühendislerinin sözcülüğünü yapmak, dertlerine çözmek, ona çözüm getirici politikalar üretmek olmalıdır.
Adam diyor: ben geçen sene işaret ettim ki, bu sene Türk tekstiline fırsat doğacak bu nedenle pamuk üretimini artırın. Ben de diyorum ki, benim sınıfımda 10 masa var, her birinin adayı var. Bir adaya 2 masa ayırırsam 1 aday açıkta kalır. Basit bir matematik kuralı ile izahı budur. Tabii ki anlayana. Gün öncelikle ziraat günüdür. Ardından gıda, sağlık, güvenlik ve huzur ve daha birçok şey gelir.
Üretime, gıdaya, sağlığa ve güvenliğe gidenlere ve bunu anlayanlara selam olsun.