Son günlerde “dolarda yeni zirve” lafını duymaktan hepimizin içi karardı. Dolar özellikle bu hafta neredeyse her gün yeni zirvelere gözünü dikiyor. 8 Kasım ABD seçimlerini Trump’un kazanmasıyla alevlenen piyasalar 10 gündür durulmak bilmiyor. Dolar tüm para birimlerine karşı değer kazanıyor. Bunun nedeni Trump’un söylemleridir. Birçok söylemi var fakat para piyasaları açısından önemli olanı devlet harcamalarını artıracağını belirtmesidir. Doğal olarak bu söylem ABD tarafında enflasyon beklentilerinin artması sebep oluyor. Enflasyon ne kadar hızlı artarsa faiz de FED tarafından o kadar hızlı artırılacağı varsayımıyla piyasalarda dolar talebi artıyor. İçeride Dolar/TL’de bu durumdan etkilendiği için sürekli yeni zirveler görüyoruz.
Dolar/TL 3,328 ile tarihi zirve yaptı. Gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performanslardan birini sergiliyoruz. Türkiye CDS’leri (risk primi) oldukça yüksek. CDS’lerin yüksek olması ve açık pozisyonlarını kapatmak isteyen yatırımcılar gevşemeyi engelliyor. Yabancı yatırımcı çekemiyoruz. Yüksek kur düşük faiz politikamızın başarı ve başarısızlıkları olacaktır. Başarısızlıkları daha önce yaşıyoruz yaşayacağız. Bu şekilde devam ederse yüksek kur yatırımcıların ve tüketicilerin yatırım ve harcama kararlarını zayıflatabilir ve ithal ettiğimiz ürün ve hammadde fiyatları artacağı için enflasyonda yükselişe neden olabilir. Uzun dönemde ise yararları olacaktır. Birde katma değeri yüksek mallar üretebilsek yüksek kur düşük faiz tadından yenmez. Fakat ben yüksek kur düşük faize uzun dönem dayanabileceğimizi düşünmüyorum.
Kur yükselişlerinde asıl sorunumuz döviz borçları olan özel kesimdir. Yüksek kur düşük faize dayanamamamızın sebebi budur. Dövizle borçlanan büyük bir kesim var ve döviz açıklarını kapatmıyorlar. Çünkü döviz düştükçe daha fazla kar sağlamak istiyorlar. Aylarca 2,800-2,900 bandında bekleyen dolar her kesim için makul idi. O zaman herkes 2,650-2,700 bandını konuşurken bunun olamayacağını belirtmiştim ve dolar alım için uygun seviyeler demiştim. Fiyatlar arttıktan sonra 3,060 seviyelerinin Forward için çok uygun olduğunu defalarca yazdım. Hatta 3,186 seviyesinin uzak olmadığını hiçbir yerde söylenmezken ben köşeme yazmıştım. Gelinen nokta ortadır. Dolar/TL’de önümüzdeki günlerde 3,292 sonrasında 3,275 ve 3,254 seviyelerine kadar bir düzeltme yaşayabiliriz. Buralar yine alım fırsatı olacaktır. ABD tarafında enflasyon rüzgarı estikçe içeride sınır ötesi harekat ve siyasi tartışmalar alevlendikçe kurda geri çekilmeler alım fırsatıdır.
Altın ons fiyatında 1240 ve1250 dolar seviyelerine doğru bir hareket bekliyorum.
Euro\Dolar paritesinde ise kısa vade de yükselişler görecek olsak da bu yükselişler satım fırsatıdır.1,0852-1,0920-1,1140-1,1257 seviyeleri önümüzdeki dirençler.
Son olarak TCMB’nin müdahale edip etmeyeceği çok konuşulduğu için birkaç cümle söyleyeyim. TCMB için kur aşırı rahatsız edici yerlerde değil. Ana müdahale araçlarının döviz satımı ve faiz artırımı olduğunu düşünürsek döviz satarak elindeki rezervi kaybetmek istemeyecektir. Örneğini 2014 Ocağında yaşadık.3 Milyar dolar satan TCMB dövizde düşüşü yarım gün sağlayabilmişti. Daha sonra ise sert bir faiz artışı geldi. Faiz artırımı ise sıkışan ekonomiyi daha fazla daraltacağı için bu ara mümkün değil. Yani TCMB’den ufak tefek rötuşlar haricinde sert bir müdahale şimdilik mümkün değil. Dolar kuru 3,40-3,45 bandını yukarı kırmaya çalıştığı zaman tekrar TCMB müdahalesi hakkında değerlendirme yapabiliriz.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası ilk yazdığım yazılardan bir tanesi hain darbeyi atlattıktan sonra ekonomiye odaklanmamız lazım, çünkü bu hainler darbeyle yapamadıklarını bu sefer ekonomiyle deneyeceklerdir. Hepimizin daha duyarlı olması gerektiğini yazmıştım. Dışarıdan ve içeriden baskı altında kalmaya devam ediyoruz. Bu hainlere işbirlikçi Avrupa’da destek vermeye devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın her söyleminde Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerinin teröre ve teröristlere destek verdiğini gözler önüne seriyor. Bu da ikiyüzlü Avrupa’nın gerçek dostumuz olmadığının bir göstergesidir. Her zaman herkesin her yerde söylediği gibi Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bunu unutmayalım yeter.