Zor coğrafyada olmak

İsmail Detseli

 

ABD’si Avrupa’sı diğer güçlü devletleri, Birleşmiş Milletler’i, NATO’su, veto hakkı olan devletleri hepsi... İşi gücü bu Ortadoğu’da bulunan devletlerin sınırlarını yeniden belirlemek ve bu coğrafyada gerek yer altı değerli petrol ve madenlerinden gerek yer üstü topraklarından faydalanıp bu coğrafyaya kuzgunun leşe zağdığı misali her taraftan yağmur gibi sağanak halinde yağıyorlar.

Burada Kuveyt’e özgürlük getirme hikayesi bahanesi ile başlayan Irak’ın işgali ile devam eden Libya’daki kargaşa Yemen’de Mısır’da Tunus’ta ve diğer Müslüman ülkelerde kıyım, katliam bekleniyordu. Çünkü bize anlatılagelen bir sarı öküz kara öküz hikayesi vardı, bunu hepimiz biliyorduk.

Yaklaşık 55 yıldır hasbel kader bu iç ve dış siyasetteki gelişmeleri ülkeler arası komşuluk ilişkilerini aklımın erdiğince yakinen takip ediyorum.

İki zıt kutup olan süper güç olarak görülen Rusya ile ABD arasındaki yıllarca süren soğuk savaş bu bölgenin güçlü devleti olmaya çabalayan ve bunda son yıllarda bir hayli başarı da gösteren Türkiye bu iki zıt devlet arasında zaman zaman iyi ilişkiler yaşamış hangisinin daha bizim için tavizkar olduğunu görmüşse onun yanında yer almış, bu da genelde ABD’den tarafı tutmak şeklinde olmuş. Gerek idare bakımından gerekse kültürel bakımdan ABD’nin yanında yer almışız ama ne zaman ki ülkemizin başına akıllı ve dirayetli bir lider gelmiş ve dünyayı parmağının ucunda oynatmaya çalışan ve başarılı olan İsrail devlet başkanına kafa tutmuş, kendi silahını ve askeri araçlarını hatta savaş için gerekli olan helikopteri insansız hava aracını kendisi yaparak sömürücü devletlerin kovanına çomak sokmuş. “Dünya beşten büyüktür” deme gücünü gösterip bu veto hakkına sahip devletlerin hegemonyasına kafa tutmuş, 1923’e az bir zaman kala birçok şeyi başarmış bir liderin ülkesi için “Aferin ne güzel yapıyorsun” diye alkışlayacak değillerdi sanırım. Ama Allah’ın izni ile Allah’ın son dini olan İslam’a sahip çıkan ve bu uğurda canını vermekten asla geri durmayan bir ordu hatta bazı içimizde çatlak sesler çıkarsalar da ülke için vatan için her zaman birlikte olabilme hassasiyetine inanmış insanlara sahip, bu ülkenin yedi düvel de birleşse 100 yıl önce olduğu gibi üzerimize saldırsa Allah ve Resulü bizimle beraber ve önümüz daima aydınlıktır inşallah.

Bu coğrafyada İsrail devletini kuran bu haçlıların karanlık güçleri bu Ortadoğu jandarması olarak yerleşen İsrail’e yardımcı bir devlet daha olmasının hesabını yaparak PKK ya da diğer bütün terör örgütlerini aşikare kullanmaktan ve onlara gereken her türlü yardımı yapmaktan geri durmuyor.

Şimdiye kadar ılımlı bir politika ile bize güya müttefik görünen ama son günlerde azgın kurt misali dişlerini gösteren bu kalleş devletler şunu bilmiyorlar ki bundan yüzyıl önce de yazıp oynadıkları bu film başarılı olamamıştı ama “acaba şimdi aynı senaryoyu tekrar hayata geçirsek tutar mı” hesabındalar. Bu asil millet onların da içerideki hain yandaşlarının da hesabını bozar.

DAEŞ gibi YPG gibi kendi ürettikleri bu karanlık güçler ve akılsız insan bozuntularından kurulu piyonlar taşeron güçlerdir. Nasıl olsa bu hengamede ölenler hep Müslümanlar. Onlar bu durum karşısında zil takıp oynuyorlar, nasıl olsa ölenler onlardan değil ölen ölür kalan topraklar madenler bizimdir diyorlar. Bu arada ağababaları İsrail kâfiri de bu kargaşadan yararlanıyor Filistin’de Gazze’de Batı Şeria’da Kudüs’te Müslümanlar üzerinde kadın çoluk çocuk ihtiyar demeden katliamlarına devam ediyor.

Dış düşmanların yanı sıra içerideki vekil olan hainlerin de düşmanlığı bir başka hengame. Ankara’nın göbeğinde meclisin hemen yakınlarında teröristler canlı bomba olup araç patlatıyor 29 vatandaşımız kurban ediliyor. Mecliste bulunan yemin etmiş bu ülke bütçesinden maaş alan terör yanlısı parti bu cani terör hareketini kınamak için yapılan çağrıya imza atmam yanıtı veriyor böylelerini insan olarak nasıl niteleyelim.

Aslında Rusya’nın hava sahamızı defalarca ihlal etmesi de bu senaryonun bir parçasıydı. Olayın sık sık tekrarlanması bu güzel ülkeyi buradaki kaosun içerisine çekmek ve bu vesile ile kilometrelerce uzaktan gelip bir şeyleri bahane ederek gerek Bayırbucak’a saldırmak, gerek bizim için bir terör devlet idaresi olan Esed hükümetine “DAEŞ’i vuruyorum” diyerek kadın çoluk çocuk demeden sivil halka bomba yağdırmak binlerce yıllık camileri türbeleri dini değeri olan yerleri yok etmek için bahane arıyordu.

Son günlerde bütün Hıristiyan dinine mensup ülkeler yani haçlı zihniyeti ülkemizi gerek turizm yönünden gerekse terör hareketleri ile ekonomik durumdan yıpratmak için gerek yayın organları gerekse toplantılarla ülkede güven yok diyerek ülkemizi kötülemek için işbirliği içerisindedir. Sarı öküz kara öküz gerçeği meydanda iken Müslüman geçinen ama bütün savaşlarını Müslüman ülkeler ile yapan İran ne yazık ki bu oyuna figüranlık yapmaya devam ediyor. Daha iki gün önce içerimizdeki hainlerden bir şehrin belediye başkanı olan HDP’li Gülten Kışanak belediye başkanlığı yaptığı il ve ilçelerinde ve daha birçok ilçede hendek kazmalarına göz yumduğu ve resmen adeta savaş hazırlığı yaparak bu ilçelere patlayıcılar ve silah depolattığı adamlarca ayıplanıyor. İlçedeki halkın evlerini terk etmek ve ölüm korkusu yaşamalarına hatta bir çoğunun teröristlerce rehin alınarak açlığa ve ölüme mahkum edilmesine gönül razı olamaz. Cani PKK’nın binlerce insanın ölüm fermanını imzaladığı yetmiyormuş gibi TSK tarafından inlerinde ve barındıkları sığınaklarında kıstırılmış olan PKK’lı teröristleri dayanın Ruslar yardıma geliyor diyerek destekleme gafletinde ve hainliğinde bulunduğu biliniyor.

Ateşkese götüren diplomasi bakalım bu zor coğrafyaya barış getirebilecek mi, bekleyip göreceğiz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.