Hafta sonu oynadığı Sivasspor karşılaşmasını tarihi bir skorla kazanan Konyaspor, deplasmanda oynayacağı Antalyaspor maçı hazırlıklarına başladı.

5-0’lık bir galibiyete şehir olarak ne kadar ihtiyacımız varmış bunu da böylece görmüş olduk.

En azından hücum futbolu ve bol gol görmek için stadyuma gelenler de tatmin olmuşlardır artık diye düşünüyorum. Gençlerbirliği’nin G.Saray’ı yenmesinin ardından alt bölümde ısınan sular, yavaş yavaş üst katlara da sızmaya başladı. Pazar günü oynayacağımız Antalyaspor karşılaşmasını kazanabilirsek eğer, son 7 takım için kartlar tekrar dağıtılacak ve bu 7 takım son 5 haftayı azap içinde geçirecek. Bu yarış içinde ne kadar çok rakibimiz olursa, bizim adımıza o kadar avantaj olacak çünkü bu durum.

O ara kaza kurşunu belki de hiç hesapta olmayan bir takımı bile vurabilir.

Bu anlamda Antalyaspor maçının kazanılmasının 3 puanın dışında bu tarz psikolojik avantajları da mevcut.

Yalnız şuan Konya şehri genelinde görmüş olduğum ve aslında oldukça tehlikeli olduğunu düşündüğüm bir ruh halinden de bahsetmem gerekiyor.

Farklı skorun ardından yine emniyet kemerlerini bağlamadan uçuşa geçen bazı taraftarlarımızı bu hafta için özellikle sükûnete davet ediyorum.

Oynanacak Antalyaspor karşılaşmasıyla ilgili haddinden fazla özgüven kokan paylaşımlar bir yana, zaten sorunlu olduğumuz bu camiayı hedef alan, tabiri caizse kışkırtan söylemlere de rastladım.

Geçen seneyi hatırlayalım arkadaşlar, Konya’da oynanan ve rakibin 9 kişi kaldığı, Vukoviç’in penaltı kaçırdığı o maçı geri çağırın hafızalarınızdan.

İlk maçı deplasmanda kazanmıştık ve kendi sahamızda oynayacağımız maç öncesi hepimizin ruh halini yönetmede ciddi hatalar yaptığını maç öncesi ve sonrası görmüştük.

Sonuç itibariyle bu rahatlık ve gereksiz özgüven sahaya da yansımış, çok rahat kazanacağımız bir maçta 2 puan bırakarak üst sıralar için ciddi avantaj kaybetmiştik.

Maç sonrası çıkan olaylar neticesinde de hem Konyaspor hem de bazı taraftarlarımız ciddi cezalar almıştı.

Bunları düşündüğümüzde çok daha soğukkanlı olmamız gereken bir hafta içinde olduğumuz aşikar.

Antalyaspor camiası pazar akşamından bu yana, eski oyuncuları Samuel Eto’o’yu hedef alan açıklamalarda bulunmaya başladı. Öncelikle kulüp basın sözcüsü “Eto’o’nun gitmesini istemedik ama iyi ki gitmiş” dedi.

Dün de asbaşkanı “Eto’o’nun Antalyaspor’lu futbolcuları arayarak gelecek sezonda Konyaspor’a davet ettiği” yönünde herhangi bir dayanağı olmayan, mesnetsiz bir iddia daha attı ortaya.

Evet arkadaşlar rakibin bu tarz ayak oyunlarına başvurması normal. Bu aslında duydukları korkunun da derecesini gösteriyor. Çünkü olası bir mağlubiyette işin renginin çok ama çok değişeceğinin onlar da farkında.

Şimdi tüm Konyaspor taraftarlarından ricam şudur ki; Önümüzdeki 5 günü tamamen kendi takımımızı motive etmek için kullanalım. Rakip ile ilgili yaptığımız her alaycı paylaşım, onları motive ediyor, bize de bir fayda sağlamıyor.

Bunun birçok örneğini şampiyonluk mücadelesi veren takımlarının birbirleriyle yaptıkları maçlarda gördük.

Stresi yönetemeyen ve kendi kamuoyuna sadece nefret, kin pompalayan takımlar hep başarısız oldular. Soğukkanlı hareket eden ve gücünün farkında olan takımlar ise hep kazandılar. Evet arkadaşlar biz Antalyaspor’dan iyi takımız, bu kaliteye hırs ve azim eklediğimiz zaman, kazanmamız işten bile değil. Biliyorum ki hepimizin içi kıpır kıpır ve enerjimiz yüksek durumda.

Sizlerden tek isteğim, bu enerjimizi bu hafta içimizde saklı tutalım ve kontrollü bir güce çevirelim. Soğukkanlılığımızı koruyalım.

Rakip takımın ve taraftarlarının yaptığı paylaşımları çok kaale almayalım.

Çünkü bu zamana kadar haddinden fazla önemsediğimiz için farklı hissettirdik bu insanlara kendilerini.

Futbolcu kardeşlerimiz zaten konunun hem Konyaspor’umuzun geleceği hem de bizim için ne kadar önemli olduğunun farkında ve sahada ne yapılması gerekiyorsa yapacaklardır da.

Hepsine güvenimiz tam, Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah.