"Sünnetin Otoritesi" Sempozyumu

"Sünnetin Otoritesi" Sempozyumu
İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez:- "Tüm zamanlarda ve tüm coğrafyalarda, Müslümanların kurduğu tüm medeniyetlerde sünnetin damgası vardır. Sünnet, Hazreti Peygamberin çağları aşan, çağlar üstü bir mührüdür"

SAKARYA (AA) - İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Tüm zamanlarda ve tüm coğrafyalarda, Müslümanların kurduğu tüm medeniyetlerde sünnetin damgası vardır. Sünnet, Hazreti Peygamberin çağları aşan, çağlar üstü bir mührüdür." dedi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi ile Uluslararası İslam Düşüncesi Enstitüsü iş birliğiyle "Sünnetin Otoritesi" Sempozyumu, SAÜ İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda başladı.

"Usul ve Maksadı Açısından Sünnetin Evrensel Değeri" konferansında konuşan Görmez, sempozyumun hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Yeni Zelenda'da iki camiye düzenlenen saldırı nedeniyle kalplerinin hüzünlü ve gözlerin yaşlı olduğunu dile getiren Görmez, saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet diledi.

Görmez, milyonlarca İslam evladının, dünyanın muhtelif yerlerinde göçmen, muhacir hatta kovulmuş olarak yaşadığını, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Müslüman azınlıkların sahipsiz ve savunmasız olduğunu, dünyanın yeni bir akıl ve vicdanla bu meselelere eğilmesini istedi.

Prof. Dr. Görmez, 2015'te Pasifik Asya Müslümanlarını İstanbul'da topladıklarında Christmas Adaları'ndan bir heyetin başında, sonradan Müslüman olan bir gençle olan tanışmasını anlatan Görmez, şöyle konuştu:

"Bu gençle tanıştığımda isminin Abdullah olduğunu öğrendim. Ona 'Siz doğuştan mı Müslümansınız?' diye sorduğumda, bana 'Ben 11 Eylül Müslümanıyım.' dedi. Bu genç, o zamanlar koyu bir Katolik olduğunu, 11 Eylül saldırısından sonra ülkesinde yaşayan bütün Müslümanları öldürmek için hazırlık yaptığını, bir cuma namazı sırasında saldırı düzenlemek için silahlar aldığını ve bu esnada İslam'ı araştırıp, Kur'an ile tanışıp Müslümanları izledikten sonra hidayete erdiğini ve Müslüman olduğunu söyledi. 3 yıl sonra öldürmeyi planladığı bu Müslümanların bir kongre yaptığını ve kendisini reis seçtiklerini söyledi. Abdullah bana dedi ki, 'Ben bu Müslümanların katili olacaktım, lideri oldum.' Bu hidayetle neticelenen bir hadise, fakat cinayetle neticelenen buna benzer bir hadise yaşadık, Allah tekrardan hepsine rahmet eylesin."

- "Bizim, Peygamberin rehberliğinde yürümeye ihtiyacımız var"

Sünnetin sadece İslam'ın deliller hiyerarşisinde, Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci bilgi kaynağı olmadığını aktaran Görmez, sünnetin bütün insanlık için büyük bir nimet ve rahmet olduğunu belirtti.

Görmez, sünneti evrensel bir rehberliğe dönüştürenin onun dinamik yönü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tüm zamanlarda ve tüm coğrafyalarda, Müslümanların kurduğu tüm medeniyetlerde sünnetin damgası vardır. Sünnet, Hazreti Peygamberin çağları aşan, çağlar üstü bir mührüdür. Şiirden edebiyata, mimarilere, camilerden mezarlıklara, vakıflardan mezarlıklara kadar Müslümanların kurduğu bütün müesseselerin temelinde, sünnetin izlerini görmek mümkün. Müslümanların doğumlarından ölümlerine, düğünlerinden cenazelerine, törenlerinden, bayramlarına, ezanlarına ve cumalarına kadar büyük oranda sünnet üzerine bina etmiştir. Dinlerini, kültür ve medeniyetlerini büyük oranda sünnet üzerine bina eden Müslümanların bugün Resul'u Ekrem'in sünnetini ve onun kaynak değerini hala tartışma konusu yapmalarını tabii bir durum olarak değerlendirmek mümkün değil. Bu bizim medeniyet yürüyüşümüzü sekteye uğratıyor. Bizim Peygamberin rehberliğinde yürümeye ihtiyacımız var, sürekli dönüp onu tartışmaya ihtiyacımız yok."

Görmez, İslam tarihi boyunca Hazreti Peygamberin örnekliğini ve rehberliğini, vefatından sonra bu örnekliğin ve rehberliğin ifadesi olan sünnetini, sünnetin sözlü ve yazılı ifadesi olan hadisleri toptan reddeden hiçbir fırka olmadığını belirtti.

Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir de, üniversiteleri mutlaka bilgi hazinesine yeni kelimeleri, yeni cümleleri, yeni fikirleri ilave edecek olan akademik çalışmaların yapıldığı yerler olarak görmek istediklerini belirtti.

Nayir, "İnanıyorum ki bu sempozyumlar, çalıştaylar, hocalarımızın yaptığı akademik çalışmalar bilgi hazinemize yeni hususların ilave edilmesini sağlayacaktır. Bilgi, statik bir kavram değildir, dinamik bir kavram olmalıdır ve yeniliğe, gelişmeye açık olmalıdır. Buradaki çalıştaydan da beklentimiz budur." dedi.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı da, Hazreti Peygamber'in sünnetinin çeşitli yönleriyle ele alınacağı bu önemli sempozyuma ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını söyledi.

Yarın sona erecek sempozyuma, Fas, Tunus, Ürdün, Katar, Irak, İngiltere ve Belçika gibi ülkelerden akademisyenler de katıldı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.