Çölleşen ilçenin nasıl geri kazanıldığının resimlerle ziyaretçilere anlatıldığını dile getiren Çarkacı, şöyle konuştu: "Karapınar'da 1960'lı yıllarda şiddetli rüzgar ve bilinçsiz kullanım artınca çölleşme ortaya çıkıyor. Yöre halkı mera bitkilerini önce toparlıyorlar. Gevenleri evlerine götürerek yakacak olarak kullanıyorlar. Saha da bitkisiz olunca sıkıntı oluyor. Bölgede saatte 110 kilometreyi bulan rüzgar hızı var. Materyal göl tabanı olunca ve rüzgarla da birleşince kumsal bir ortam oluşuyor. Bölgedeki evler Kındam evleri. Pencerelere kadar kumla kaplanıyor. Vatandaşlar nefes alamaz hale gelebiliyor. Sağlık sorunları yaşanıyor. Şehrin tekrar edilmesi gündeme geliyor. Daha sonra Toprak ve Su Teşkilatının çalışmaları ile birlikte bölgenin bir proje hazırlanıyor. O bölgedeki kamışları getiriyorlar. Polis, asker, memur, halk adeta taşıma su ile değirmen döndürerek bentler yapıyorlar. Özverili bir şekilde kamış perdeler yapıyorlar. Cansız perde diyoruz biz buna. Öncelikle rüzgarı durduruyorlar. Kamışların arasına önce bitkilendirme yapıyorlar. Mera bitkilerini ekiyorlar. Sonra da ağaçlandırma yapıyorlar."