Cuma Hutbesinde 'Ailenin Önemi' Vurgusu
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan "Ahit, akit ve misak olarak nikah" konulu cuma hutbesi, Türkiye'deki tüm camilerde okunacak.
Eşlerin yuva kurarken nikah akdinde birbirlerine verdikleri söze misak adı verildiği, bunun sorumluluğunun da ağır olduğunun ifade edildiği hutbede, nikahın önemine değinildi.
Nikahın, sadece iki bedeni bir araya getiren şekilsel bir ritüel olmadığı belirtilerek, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Nikah, eşlerin yüce Allah'ın adını şahit tutarak bir ömrü paylaşmak üzere birbirlerine verdikleri sözdür. Nikah, hem bir ahid hem bir akit hem bir misaktır. Ahit ve muahede, yani sözleşme olması itibarıyla nikah bize ahlaki bir sorumluluk yükler. Akit olması itibarıyla nikah, bizi hukuki sorumluluk altına sokar. Misak olması itibarıyla da nikah, eşlerin sadece birbirlerine değil, aynı zamanda Allah'a söz verdiklerini ve sorumlu olduklarını hatırlatır."
Misak üzere kurulan yuvaların temelinin de sadakate dayandığına işaret edilerek, ailenin temelinde emanet bilincine sahip olmanın yattığı belirtildi.
Hutbede, eşlerin, birbirine Allah'ın emaneti olduğu, çünkü nikahta söz verilirken aslında emanetini koruyacaklarına dair Rabbe söz verildiği ifade edildi. Hutbede, eşlerin nikahta Allah'ın emanetine asla ihanet etmeyeceklerini, haysiyetlerini zedelemeyeceklerini dile getirdikleri vurgulandı.
Ailenin temelinin sevgi ve rahmet olduğu vurgulanarak, bu güzelliklerle süslenen bir ailenin, Allah'ın rahmetiyle kuşatılacağı belirtildi.
Sadakat ve muhabbetle cennete dönüştürülmesi gereken nice ailelerin, sorumsuzca, şuursuzca adeta bir azap diyarına benzeyebildiği, kimi eşlerin vebali çok ağır olan misaklarına riayet etme erdemini zamanla yitirebildiği ifade edilerek, bazılarının da emanete sahip çıkma ahlakından zamanla yoksun kalabildiği kaydedildi.
"Dağılan yuvalar azımsanamayacak kadar çok"
Hutbede, "Ahitler verilerek, yeminler edilerek kurulan nice aileler sadakatsizlik, sevgisizlik, merhametsizlik girdabında savrulabilmektedir. Oysa mümin, sevgi, şefkat ve merhameti kendisine şiar edinen kişidir. Oysa mümin, ahitlerini asla bozmayan, emanetlerine kesinlikle ihanet etmeyen kimsedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Aile kurumunun günümüzde nice tehlikelere maruz kaldığının da bir gerçek olduğuna değinilen hutbede, şunlar kaydedildi:
"Özellikle bazı yayınlarda aile mahremiyetinin çiğnenmesi ve nikahsız birlikteliklerin adeta özendirilmesi, aile anlayışı ve yaşantımızda büyük tahriplere yol açmaktadır. Evlendirme adı altında yapılan kimi programlarda ise aileye yönelik değerlerin istismar edilmesi ve ayaklar altına alınmasıyla aile müessesesi itibarsızlaştırılmaktadır.
Diğer yandan ihanet, aldatma, şiddet gibi sebeplerden dolayı işlenen cinayetlerin, kararan hayatların, dağılan yuvaların, tükenen umutların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. En üzücü olanı ise bu olumsuzlukların neden olduğu mağduriyetten en fazla masum çocukların ve kadınların etkilenmesidir. Örneğin 2015 yılında ülkemizde 602 bin 982 çift evlenirken, 131 bin 830 çift boşanmıştır. Bu boşanmalar neticesinde 109 bin 978 çocuk, anne şefkatinden, baba merhametinden mahrum bırakılmıştır."
Rabbin büyük bir nimeti olan, huzur ve muhabbet ocağı ailelere sahip çıkılması gerektiğinin vurgulandığı hutbede, emanetlerin korunması, eşlerin ve çocukların göz aydınlığı kılınması istendi.
Muhabir: Ertuğrul Subaşı
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.