Narin Güran cinayetinde mütalaa açıklandı
Diyarbakır'da Narin Güran cinayetiyle ilgili tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında tanıklar dinlenmeye başlandı. Tutuklu sanık Ramazan Atasoy adli gözlem odasında dinlendi.
21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili olarak anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar, Diyarbakır Adliyesi'nde hakim karşısına çıktı.
RAMAZAN ATASOY DİNLENDİ
Adli gözlem odasında dinlenen tutuklu sanık Ramazan Atasoy, "Her gün nasılsa o gün de aynıydı. Suyumuzu açar kapatırdık. Köye gittiğim saati hatırlamıyorum. Tarlaya gittik. Salim Güran da tarlaya geldi. Olay günü sabah 8-9 gibi geldi yanımıza. Bir saat kaldıktan sonra gitti. Daha sonra 15-16 gibi Salim tarlaya yanımıza geldi. Oturduk biraz ve çay yaptık. Babamı aradı Salim. Babam da kendisine yemek yiyip geleceğini söyledi. Ben ve Salim Güran ile çay içerken babam yanımıza geldi. Salim Güran her gün nasılsa o gün de öyle görünüyordu. Babam yanımıza geldiğinde ona da çay doldurdum. Daha sonra Salim üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı. Kıyafetlerinin kirli olduğunu söyledi. Akşam 18.00 gibi de ben Salim ve babam yemek yapıp yedik. Birisi Salim Güran'ı o sırada aradı. Kim olduğunu hatırlamıyorum. Kız kaybolmuş dediler. Salim bu saatte kız kaybolma saati mi diyerek araca binip gittiler babamla. Onlar gidince ben ve kardeşim tarlada kaldık" ifadelerini kullandı.
Salim Güran ile telefon görüşmesine ilişkin ses kaydı dinletilen Atasoy sorulan soruya, "Mısır tarlasındaki fıskiyeler yere düşüyor. Onu konuşmuşuz. Orada bir fıskiye düşmüş. Onu söylemiş. Olay günü mü konuştuk hatırlamıyorum. Sadece o günü tek aramazdı. Her zaman arardı" yanıtını verdi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar'ın "Ramazan tutuklandığında tutulan bir tutanakta Salim'e küfür ederek senin yüzünden başımız belaya girdi, komutanım Salim geldiğinde kıyafetleri kirliydi ayakları ıslaktı ve ağlamışsın. Neden böyle yaptın" sorusuna Ramazan Atasoy, "Komutanlar karakolda sorduğunda ayakları ıslak olduğuna dair sorularına yok demiştim. Ben böyle bir şey demedim. Salim'in ayaklarına fazla bakmadım ama normaldi. Fazla dikkatimi çekmedi" cevabını verdi.
Mahkeme Başkanı Dündar'ın, "Salim 15-16 gibi yanımıza geldi dedin. 15.52 gibi telefon görüşmen oldu. Neden saati aramış. Yanında olduğunu söyledin. Çelişkiyi gidermek için soruyoruz" sorusuna Atasoy, "Salim Güran bir kez kıyafetini değiştirmek için eve gidip geldi. 15 dakika sürdü. Bu saat 18.00 gibiydi" yanıtını verdi.
Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren'in "Soruşturma aşamasında herhangi bir telkinde bulunuldu mu? Saatler konusunda kimse sana uyarılarda bulundu mu" sorusunu Atasoy, "Kimse bana bir şey söylemedi. Saat konusunda kimse uyarıda bulunmadı. Tarlada köyden birileri vardı. İnek ve hindilerini getiriyordu. Ben ve küçük kardeşim vardık. Birkaç kuzumuz vardı. Kardeşim ona bakıyordu" şeklinde yanıtladı.
TANIK ÇOBAN DİNLENDİ
örüntünün ardından Tavşantepe Mahallesi'nde çobanlık yapan Ahmet Akgün (33) tanık olarak dinlendi.
Mahkeme başkanının, "Görüntüde yer alan kişi sen misin?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, görüntüde yer alan kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanının, "Ahmet bey sizi neden çağırdılar?" sorusuna Ahmet Akgün, "Erhan ağabeyin evine beni çağırdılar. Bana, 'Sen de dışardasın, çobanlık yapıyorsun, bir şey gördün mü?' dediler. Yabancı araba hiç görmedim." beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, "Narin'i olay günü gördün mü?" sorusuna Ahmet Akgün, Narin'i görmediğini öne sürdü.
Mahkeme başkanının, "Sana neden inanmıyorlar, seni arka tarafa çektiler, ne yaptılar?" sorusuna Ahmet Akgü, "Bana vurdular. Karnım direğe çarptı. Gömleğimi yırttılar." diyerek ağladı.
Mahkeme başkanının, "Kız muhabbeti nedir?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, şöyle konuştu:
"Kız görmedim. Enes'in (Narin'in ağabeyi) kızla birlikte olduğuna şahit olmadım. Namusum ve şerefim üzerine kimseyi görmedim. Ahırda bile kimseyi görmedim. Ahır zaten uzaktadır."
Başkanın, "Enes'in kız getirdiğini gördün mü, olaydan sonra kimse sana baskı yaptı mı?" sorularını Ahmet Akgün, "görmedim" ve "yok" şeklinde yanıtladı.
Mahkeme başkanının, "Seni neden çağırdılar?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, "Hayvanları otlatıyorum. Güran ailesinden bazıları bana 'gel' dediler. Ben de hayvanların işlerini bitirdikten sonra elimi yüzümü yıkayıp gittim. Ne için gittiğimi de bilmiyordum." ifadelerini kullandı.
Başkanın, "Savcıya bir şey söyleme diye tehdit ettiler mi?" sorusunu Ahmet Akgün, "Bana bir şey söylemediler." diye yanıtladı.
Savcının, "Güranlarla alakalı bir iletişimin var mı, Salim, Yüksel, Enes ve Nevzat' tanıyor musun?" sorularını Ahmet Akgün, "Güranlarla bir işim yok. Köylümüz olduğu için tanıyorum." şeklinde cevapladı.
Savcının, "Salim ile Nevzat'ın arası nasıldı?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın kardeş gibi olduklarını kaydetti.
Savcının, "Çağırdıklarında beni de döverler diye korktum' demişsin" ifadesini kullanması üzerine Ahmet Akgün, "Erhan ağabeyler belki beni de döverler diye korktum. Çünkü kızları kaybolmuş diye." dedi.
Savcının, "Seni dövmek için kimler arkaya götürdü?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, şu ifadeleri kullandı:
"Kurtuluş, Salih, Ömer ve Baran götürdü. Dövdüler. Ben ne ise doğru söylüyorum. Bir şey bilmiyorum. O günden sonra ben de çok üzüldüm. Yemek yiyemedim. Ben çoban olduğum için çok dolaşırım bölgede. Bir şey görüp görmediğimi soruyorlar."
Savcının, "Enes'i sana çok soruyorlar. Neden duymadım diyorsun? Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok geçiyor." sorusu üzerine Ahmet Akgün, "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum ki. Bana, 'Enes'i gördün mü?' diyorlar. Ben, Enes'i nereden göreceğim. Sabah 06.00'da gidiyorum. Akşam dönüyorum. Çobanım. Kimseye zararım olmaz” diye konuştu.
Avukat Nahit Eren'in, "Narin'i öldürüldüğü gün herhangi bir araç gördün mü? Hayvanları dereye götürdün mü?" sorusunu üzerine Ahmet Akgün, hayvanlarını dereye götürmediğini ve araç görmediğini savundu.
Eren'in, "Toplantıda hakaret ve küfürleri duydun mu, sana edildi mi?" sorusunu Ahmet Akgün, "Hayır, bana böyle bir laf edilmedi." şeklinde yanıtladı.
Eren'in, "Aile, bir cinayetin sebebini sorguluyor. Sana hareketliliği soruyorlar. Başka bir adamı soruyorlar." demesi üzerine Ahmet Akgün, "Hatırlamıyorum. Bilmiyorum." dedi.
Eren'in, "Kürtçe soru soruyor. Şerefsiz Enes diye söylemleri duydun mu?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, duymadığını iddia etti.
Avukat Eren'in "Erhan elini masaya vuruyor, 'Biz bir şey duyduk. Biz onu buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş.' dediler." demesi üzerine Ahmet Akgün, ağladı.
Ahmet Akgün, "Okumam yazmam yok. Allah'ın fakir kuluyum. Bir şey bilmiyorum. Benden ne istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Neden sana soruyorlar, hakaret ediyorlar?" sorusu üzerine Ahmet Akgün, "Gücüm yetmiyor. Allah hakkımızı bırakmasın." diye konuştu.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş'ın, "Suç duyurusunda bulundun mu?" sorusuna Ahmet Akgün, suç duyurusunda bulunmadığını aktardı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Enes Güran'ın, "Benim ismimi kim orada kullandı? Hakkımda ne konuşmuşlar?" demesi üzerine Ahmet Akgün, "Bilmiyorum. O kadar insanın arasında sana neden iftira edeyim ki." diye konuştu.
Tutuklu sanık Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun, "Adam veya kadın gördün mü?" sorusunu Ahmet Akgün, "Ben trafik polisi değilim ki kimlik sorayım. Kimseyi görmedim." diye yanıtladı.
AMCA NARİN GÜRAN DİNLENDİ
Duruşmada, Narin'in cansız bedeninin bulunduğu bir gün önce evinde aile toplantısı yapılan amca Erhan Güran, tanık olarak ifade verdi. Güran, çoban Ahmet Akgün ile yaşadığı olayı şu sözlerle aktardı:
"Biz çocuğu kaybolan bir aileydik. Saat 18.00 gibi köye gelirken Ahmet'i çağırdım. ‘Sen bir şey gördün mü’ diye sordum. Bunun üzerine Ahmet kaçınca peşinden gittim. Kapıyı açamayınca duvardan atladı. Bu şüpheli hareketleri nedeniyle jandarmaya bilgi verdim. Bir gün sonra evime çağırdım. Ahmet'in şüpheli hareketleri nedeniyle eve çağırıp soru sorduk. Ahmet bir şey biliyor mu, bilmiyor mu diye sorduk."
Enes'in bir kızla görüldüğü iddialarıyla ilgili amca Erhan Güran, "O söylenen kız benim kızım. Kızımın Enes ile ahırda olduğu söylendi. Ama benim kızımın çarşıda alışveriş yaparken görüntüsü var. Yeter artık namusumuzla uğraşmasınlar. Bizi kızımızla öldürmekle artık itham etmesinler" dedi.
‘Enes, neden toplantıda yoktu’ sorusuna ise Erhan Güran, "Bilinçli bir toplantı değildi, Enes'in ise nerede olduğunu bilmiyorum" diye yanıt verdi.
Aile toplantısında çoban Ahmet Akgün'ün dövüldüğü iddialarıyla ilgili de Erhan Güran, şunları söyledi:
"Arkaya gittim çobanla konuştum, bana ‘İsa'yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Ama çoban yalan söyledi. Çok dövmedik. Bir iki tokat atıldı. Ben çobana vuranlara da kızdım. Biz bir senaryo kurmadık, Güran ailesi olarak bir senaryonun içindeyiz. Güran ailesine bir senaryo kuruldu."
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor" dedi. Erhan Güran ise "Yeter artık bu namus namus nedir ya. Benim kızımın ahırda olduğunu iddia ediyorlar. Biz şüpheli hareketleri için çobanı çağırdık" dedi.
Mahkeme Başkanı, bu kez Erhan Güran'a "Geçen celse sordum, başka biri geldi mi diye. Niye söylemediniz bu çobanı" sorusunu yöneltti. Erhan Güran, "Aklıma gelmedi" diye yanıt verdi.
Ardından Mahkeme Başkanı, "Bırak Allah'ını seversen hepinize sordum. Hiçbir şey söylemediniz. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Güran, çobanı şüpheli hareketlerinden dolayı sorguladıklarını belirterek bir art niyetlerinin olmadığını öne sürdü.
SAVCI MÜTALAAYI AÇIKLADI: "TÜM SANIKLAR SUÇ ORTAĞI"
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde aralarında tutuklu yargılanan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran'ın da olduğu 12 sanık, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Mütalaayı açıklayan savcı, tüm sanıkların suç ortağı olduğunu dile getirdi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’inde görülen Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada savcılık, esas hakkındaki mütalaayı açıkladı. Tüm sanıkların suç ortağı olduğunu belirten savcı, sanıklardan ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran'ın "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 37/1 maddesi ile birlikte 82/1-d,e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
Kaynak:İhlas Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.