Avusturya –Graz-1

Avusturya –Graz-1
 Muhabir
Bundan 40 sene evvel dünyada 3 ülkeye göndersek hangi ülkeleri görmek istersin deselerdi galiba İtalya, Avusturya ve Fransa derdim.

Bunun bir anlamı da İtalya’nın tarihi, Fransa’nın Paris’i ve Avusturya’nın da Viyana’sının Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olmasından olsa gerek.

Avusturya Viyana’ya ilk 1990 senesinde gittim. Buraya Paris’ten gelmiştim. Paris’e de İngiltere Londra’dan gelmiştim. Paris’in mimarisi, tarihi, özellikle de Eyfel Kulesi gözümü kamaştırmıştı. Uçaktan Paris’e inerken bile Eyfeli arıyordum. Aslında bu bir eziklikti, zira batılı ülkeleri o kadar büyütülmüştü ki, bunlara asla yetişilemez hissi bu aşağılık kompleksine kapılıyorduk.

pusula-manset.jpg

pusula-manset-001.jpg

Bu arada bana seyahat etme hakkını veren Danimarka Şirketi uçak biletimi businessglass olarak almıştı. 5 ülke için yapılan seyahatlerimde uçakların hep önünde ki özel bölüme alınıyor, hizmetler de özel oluyordu. Seyahat dönüşünde Amerikalı oda arkadaşım Bill busineisglasın ne olduğunu anlattı ve bunun ne anlama geldiğini öğrenmiştim. Hatta bana “verilen çatal ve kupaları aldın mı sorusuna hayır cevabını verince de “onlar yolcular için hediyeydi, neden almadın” diyerek çıkışmıştı. Bu kısa hikâye bugün geldiğimiz noktayı belirleme açısından önemli olup 7 yaşındaki torunum dahi bunu biliyor.

pusula-manset-011.jpg

Viyana’ya geçmek bana başka bir heyecan veriyordu. Zira Viyana’nın Osmanlı tarihindeki yeri merakımı artırıyordu. Bu sanki bir mecburiyetti. Gözümde Avusturya’dan ziyade Viyana vardı

1990 dan sonra Avusturya’ya çok defa daha gitme şansım oldu birçok şehri transit geçmiştim. Viyana dışında en iyi yer Graz’ı görecektim. Graz son seyahatlerimde gördüğüm iyi yerlerden biridir.

Graz’ı görmeden önce bu kentini Türk takımlarıyla karşılaşan futbol takımı Sturm Graz ’dan ismen biliyordum. Bu dönemlerde sıradan bir kasaba takımı dahi bizim takımlarımıza çoğunlukla galip gelirdi ve buna da üzülürdük. Takım arkadaşlarımızla tartışırken Graz’ı bir kasaba olarak tahmin ederdim, ancak burayı gördükten sonra hiç de öyle olmadığını, tam bir tarih ve kültür kenti bulmuştum.

pusula-manset-002.jpg

pusula-manset-004.jpg

pusula-manset-005.jpg

Graz, Avusturya'nın Steiermark eyaletinin başkenti ve en büyük, Viyana'dan sonra da ülkenin en büyük ikinci şehridir. 300 bin kadar nüfusu yanında bir Üniversite şehri olarak da biliniyor. Mevcut 6 üniversitesinde 40 binden fazla öğrenci eğitim görmekteymiş. Tarihi şehir merkezi, Orta Avrupa'nın en iyi korunmuş şehir merkezlerinden biri durumunda. Burayı önemli kılan da bu olsa gerek.

Graz’a gelmeden önce dünyanın en uzun tünellerinden (10 km kadar) geçiyor, dar boğazlarda yer alan kasaba ve köyleri de görme şansımız oluyor. Alp Dağlarının eteklerinde oldukça güzel yolları yeşillikler arasından geçerek seyahat ediyorum. Bu bölgede dikkat çeken en önemli konu bol ve ormanlık alanların bulunması ile buralardan elde edilen kaliteli kerestelerle yapılan ahşap evlerdir. İnanılmaz derecede güzel, motifli ve sakin yerlerde yer alan bu ahşap evler (villalar da diyebiliriz) birer mimari şaheser olarak dikkat çekiyor. Oldukça yüksek dağlar ve tepeler arasından geçtiğimiz güzergâhında, yükseklerde yerlerde çokça tarihi şatolar var. Aynı zamanda geniş mera ve çayırlıklarda otlanan cins büyükbaş hayvanlar gözümüze çarpıyor. Böylelikle Avusturya kırsalının nasıl bir hayat sürdüğüne dair detaylı bilgiler elde ediyorum.

pusula-manset-006.jpg

pusula-manset-007.jpg

Çevrede büyük tarım işletmeleri ve onlara ait oldukça bakımlı, temiz ahırlar, modern alet-makine parklarına imrenerek bakıyorum. Hayvanların zengin tabii otlarla kaplı geniş mera alanlarında sağlıklı ve bakımlı olmaları etkiliyor. Meşhur Simental büyükbaş hayvanlarının olduğu yerler buralar.

Graz'a tarihte birçok ülkenin istila etmekte olduğu stratejik öneme sahip bir yerde. Buna rağmen birçok ülke burayı ele geçirmek için mücadele vermiş. 1532'de Osmanlılar tarafından seferler yapılmış ancak Osmanlılar da alamamış. Bu bakımdan Türklerin kuşatmalarını sembolize eden birkaç levha var. Bunlardan biri de Tarihi Türk Çeşmesi (Türkenbrunnen Starcke haus) dir. Çeşme aslında bir su kuyusu olarak Adını aldığı Türkler tarafından 1554 yılında 94 metre derinliğinde inşa edilmiş.

Graz'ın merkezi 1999 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiş, 2010 de Eggenberg Şatosu Dünya Mirası listesine katılmış. 2003'te de Avrupa Kültür Başkenti olmuştur.

pusula-manset-008.jpg

pusula-manset-009.jpg

pusula-manset-010.jpg

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.