TÜGES ile tarımda milli hasıla artar

TÜGES ile tarımda milli hasıla artar
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem, tarımda artan enerji maliyetlerine karşın güneş enerjisinden faydalanılması gerektiğini ifade etti.

Tarım Üretimi Güneş Enerjisi İle Sulama (TÜGES) Sistemi ile Türkiye’de gayri safi milli hasıladan tarımın aldığı 40 milyar dolarlık payın en az 60 milyar dolara çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Fikret Akınerdem, “TÜGES diye adlandırdığımız bu sistemi yetkililerimize de sundum. farklı modellemeler yapılabilir ama tarımda temel bu şekilde olmalı diye düşünüyorum” dedi.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem, tarımda artan enerji maliyetlerine karşın güneş enerjisinden faydalanılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de çiftçi başına düşen arazinin ortalama 60 dekar olduğunu, bunun sadece 20 dekarında sulu tarım yapılabildiğini ifade etti. Tarımsal ekonominin artması için arazilerin parçalı yapıdan kurtarılıp büyütülmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Akınerdem, “Tarımda yapısal değişikliklerin olması lazım. Türkiye’de bir tarafta 2 bin milimetre yağış düşerken, Konya gibi esas tarımın yapıldığı alanlarda ise 250-350 milimetrelere düşen bir yağış rejimi var. Bununda zaten yüzde 80’i kışın düşüyor. Yaza bir şey kalmıyor. Esas suyu isteyen de yazlık ürünlerdir. Sulu tarım yazın yapılır. İlkbaharda ekilir, sonbaharda hasadı yapılır. Bu yapıyla 20 dekar araziyle bizim bunu düzenlememiz çok zor. Diğer kalan 40 dekar çiftçinin üzerine yük. Geçen sene kuru tarım alanlarından doğru dürüst hiç ürün alınamadı. Çiftçiye eksi yazdı. Açık sözlülükle söylemek isterim ki bizim Türk çiftçisini tebrik etmek lazım. Teşekkür etmek lazım. Eğer çiftçi üretimi bırakırsa şehirde yaşayan kimse gidip de tarımla uğraşmaz” dedi.

‘TARIMIN ALDIĞI PAY YÜZDE 5’E DÜŞTÜ’

Dünya’da tarımsal olarak gelişmiş ülkelerde bitkisel üretim ile hayvansal üretimin yüzde 75 oranında beraber yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Fikret Akınerdem, “Bir işletme gibi hem hayvan yemi üretir hem de hayvancılığı yürütür. Türkiye’de öyle değil. Gelişmiş ülkelerde en az 500 dekar büyüklüğünde aile işletmeleri var. Bizimki çiftçilik. Onlarınki işletmecilik. Batı işi çözmüş işletmecilik modeline geçmiş. Bir fabrika nasıl çalışıyorsa, tarım işletmede o şekilde yürüyor. Biz bunu maalesef bir türlü halledemedik. ‘Biz tarım ülkesiyiz’ diye bir söylem kullanılır. Gayri safi milli hasıladan tarımın aldığı pay yüzde 5’e düştü. Tarımın üzerine bir yük daha bindiriyorsun. Yüzde 5 ile yüzde 95’lik bir yükün kaldırılmasını bekliyorsun. Kaldırırsın kaldırmasına ama çiftçiye ayırdığın ortalama 60 dekarlık alanı 600 dekara çıkar o zaman olur” diye konuştu.

‘ENERJİ MALİYETİ YÜZDE 50’Yİ GEÇTİ’

Geçen sene c sözlerine ekleyen Akınerdem, “Bugün pancarda dekara 2 bin liraya kadar enerji parası ödendi. Geçen sene 420 liraydı pancarın tonu. Çiftçi dekarda 8 ton ürettiği pancarının 5 tonunu enerjiye ödedi. Geçen sene ben kar ettim diyen çiftçi çok nadirdir. Belki mısırdan kazanılmıştır. Farz edelim kriz devam ediyor. Petrolün 190-200 dolarları bulacağı söyleniyor. Buna karşı Türkiye enerjide yüzde 90 oranında dışa bağımlı bir ülke. Bizim gibi Avrupa’nın birçok ülkesi öyle. Hal böyle iken çiftçi nasıl sulama yapacak. Herkes yer üstü sulama yapamıyor. Kuraklıkla birlikte yer altı ve üstü rezervler azaldı. Bu seneki yağışlar biraz ümitlendirdi” ifadelerini kullandı.

‘GÜNEŞ KULLANILMAYA BAŞLANMALI’

Türkiye’de güneş enerjisinin çok daha fazla kullanılmaya başlanması gerektiğini aktaran Akınerdem sözlerini şu şekilde bitirdi: “Çok şükür güneş diye bir kaynağımız var. Bunu kullanalım. Bir köyde örnek veriyorum 100 tane kuyu var. Bu kuyuların şebeke ile olan irtibatını kesin, 1 megavatlık güneş enerji sistemini çiftçi ile ortak kurun, yarısını devlet alsın yarısını çiftçi alsın. Çiftçiyi kredi ile borçlandırsın ama borcunu sulama dışındaki sezonda güneş enerjisi ile elde edilen enerjiden alsın. Çiftçi yeri geliyor suyu aşırı kullanıyor. Bazen metrekareye 3 ton su kullanılıyor. Fazla sulama toprağı kirletir. Aşırı gübreleme de yapıldığı zaman yer altı suları zarar görüyor. Suyun kontrolü tamamen devletin eline geçmeli. Bu güneş enerjisi sistemi ile de çiftçinin üzerinden enerji maliyeti alınmalı. Kontrollü damlama sistemi ile 3 ton su harcamak yerine bir ton su ile üretim sağlanabilir. Bu şekilde hem verim ve kalite kaybı olmaz hem de yer altı ve üstü sularımızı koruyabiliriz. Bu şekilde imkanı olmayıp kuyu açamayan çiftçimizin tarlasını da sulu tarıma kazandırmış oluyoruz. Bu sistem olursa Türkiye’de Gayri safi milli hasıladan tarımın aldığı 40 milyar dolarlık pay en az 60 milyar dolara çıkar. Her sahada, sektörde istihdam artar. Tarım Üretimi Güneş Enerjisi ile Sulama (TÜGES) diye adlandırdığımız bu sistemi yetkililerimize de sundum. Bunun başka yolu yok. Değişik modellemeler yapılabilir ama temel bu şekilde olmalı diye düşünüyorum.” (Mehmet Günnar)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.