ROMANYA-Bükreş-1

ROMANYA-Bükreş-1
 Editör
Romanya, Doğu ve Güneydoğu Avrupa'nın kesişme noktasında bulunan bir ülkedir. Ilıman karasal iklime sahip olan ülkenin yüz ölçümü Türkiye’nin üçte biri, nüfusu yaklaşık 20 milyon kadardır.

Romanya Avrupa'nın en büyük 12'nci, Avrupa Birliği'nin en kalabalık 6'ncı ülkesidir

20190329-142625.jpg

Nüfusun çoğunluğunu Doğu Ortodoks Kilisesi'ne bağlı ve bir Latin dili olan Rumence konuşan etnik Rumenler oluşturur. Romanya'nın başkenti ve en büyük şehri Bükreş’tir. Onca Avrupa ülkesini gördükten yıllar sonra görmeyi istediğim en önemli ülkelerden biri Romanya ve Bükreş’tir.

gezi-yazisi-1.jpgRomanya Avrupa'nın en uzun ikinci nehri olan Tuna Nehri ile meşhurdur. Tuna Almanya'daki Kara Orman'dan doğar ve güneydoğuda 2 857 km boyunca ilerleyerek Romanya'daki Tuna Deltası'na akar. Karpatlar Romanya'yı kuzey-güneybatı ekseninde ikiye böler ve 2.544 m yüksekliği ile zirveye ulaşır.

gezi-yazisi-3.jpg

Romanya 1859'da Boğdan Prensliği ve Eflak Voyvodalığının şahsî birlik altında birleşmesi ile kuruldu. 1866'da resmen Romanya adını alan yeni devlet 1878'de Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazandı. Ancak 2. Dünya Savaşında Kızıl Ordu işgalinin ardından bir Sosyalist Cumhuriyete dönüşerek Varşova Paktı'na katıldı. 1989'daki Romanya Devrimiyle demokrasi ve piyasa ekonomisine geçiş yaptı.

gezi-yazisi-4.jpg

Romanya’yı 1967 den itibaren 1989 da ayaklanmasında iktidarın son bulduğu Nikolay Çavuşesku ile yakından tanıdık. 22 sene iktidarda kalan Çavuşesku, bir ayaklanma ile karısı alelacele yargılanıp hemen kurşuna dizildiler. Böylece Romanya 2004 de NATO'ya, 2007 de Avrupa Birliği'ne katıldı.

Romanya’da en çok merak ettiğim Çavuşesku’nun Başkanlık Sarayı ile Tuna Nehrinde Osmanlı izleri aramak idi. Nasıl ki Paris Eiffel’i, Berlin Brandenburg Kapısı, Londra köprüsü ile meşhur ise Bükreş te Başkanlık Sarayı ile meşhurdu. O zamanda basın bu Sarayı beynimize değişik algılarla işlemişti.

gezi-yazisi-5.jpg

Bükreş’e indiğimde ilk işim Sarayı görmekti. Saray, başkent Bükreş'ten, Romanya Parlamentosunun iki Meclisi'nin de bulunduğu çok amaçlı bir bina. Dünya Guinness Rekorlarına göre, dünyanın en büyük sivil, en pahalı yönetim ve en ağır binasıdır. Saray, politik ve yönetim merkezi olarak Çavuşesku Rejimi döneminde planlanmış ve bitirilmiştir. Çavuşesku, sarayın ismini Cumhuriyet Evi koymuş, ancak Rumenler halen Halkın Evi (Casa Poporului) olarak değiştirmiştir. Halen turist çeken bir merkezdir.

gezi-yazisi-6.jpg

Saray 270 m’ye 240 m tabanında, 86 m yükseklik ve 92 m yer altında derinliktedir. Sarayın 1100 odası bulunmakta ve 2 yeraltı otoparkı ile 12 kata sahiptir. Ayrıca iki ek yeraltı katı ile halka açık olarak faydalanılmakta ve 4 katın halen inşası sürmektedir.

Bükreş’e havalimanından şehre girerken bende sanki Berlin’e gelmiş hissi uyandı. Berlin gibi düz bir alanda kurulan Bükreş’in havalimanı giriş yolunda ki Zafer Takı, Berlin Brandenburg veya Paris te Şanzelize bitiminde ki Taka benziyordu. Şehir girişinden itibaren çok kaliteli yollar olmasa da yeşillikle bürülü. Tarihi dokusu ve geçmişi, yukarıda saydığım Avrupa’nın meşhur şehirlerinden hiç de aşağı bir mimariye sahip değil. Ancak tanınmışlığı ve ziyaretçileri ne yazık ki diğer Avrupa şehirler kadar değil

gezi-yazisi-9.jpg

Bükreş kurulduğu yerin rakımı oldukça düşük (30-35 m), Tuna Nehrinin bir kolu üzerinde kurulu. Nüfusu 2.1 milyon kadar olan, bir sanat ve kültür şehri olan Bükreş klasik işlemelerle tarihi binalarına, cadde tasarımlarına, klasik tramvayını da eklerseniz, bu haliyle Sofya’ya da benziyor denebilir. Birçok Avrupa şehirleri gibi burası da birçok Avrupa şehrinin ortak paydası durumunda görülebilir. Merkezi tarihi dokusu yanında ara sokaklarında fakirlikler ve düzensizliklere de rastlanmakta. Bu haliyle diğer birçok gelişmiş Avrupa şehirlerinden geri kalmış durumda.

20190329-145224.jpg

Şehrin tarihi merkezinde önceden ayarlanan Meşhur Parlamento binasına da yakın olan bu yere yerleşiyorum. Buradan şehrin merkezini 2-3 km çapında mesafelerle geziliyor. Öyle de yapıyorum.

20190331-123541.jpg

20190329-134655.jpg

Romanya çok zengin olmamakla beraber, kaynakları itibariyle zengin olmaya aday gibi. Halkı oldukça sakin, sessiz, sorarsan cevap veren, sormazsan aldırmayan insan tipinde. Soğuk görünümleri yanında konuşmaya başladığınızda açılan; gülebilen, sıcakkanlı insanlar denebilir. Öyle de olsa, halkın maddi olarak çeşitli sınıflarda kategorize olduğu açıkça görülüyor.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.