Saksonya’nın Başşehri Dresden

Saksonya’nın Başşehri Dresden
Avrupa’ya yapacağınız kültür turu içerisinde tarih ve sanatsever okurlarımıza mutlaka görün diyeceğimiz bir Almanya şehridir Dresden.

dsc_4243.jpg

Almanya’nın yeni eyaletlerinden Saksonya’nın başşehri olan Dresden’e gitmeden önce bu şehir ile ilgili olarak biraz bilgi almak istediğimiz zaman karşımıza çıkan ortak cümle şu oluyordu “Kuzeyin Floransa’sı”.

Dresden’e güzel güneşli bir hav ada giriyoruz. İlk görüntü gerçekten kitaplarda yazıldığı gibiydi. Hangi caddeye hangi bulvara ya da hangi bulvara girersek girelim bir sanat eseri ile karşılaşıyorsunuz.

dsc_4303.jpg

ELBE NEHRİ ŞEHRE AYRI BİR GÖRÜNTÜ VERİYOR

Dresden Elbe nehrinin kenarında şirin ve sakin bir şehir görünümde. İtalya’nın ünlü şehri gibi Dresden’de ki sanat eserleri bizim gibi yabancıları gerçekten şaşırtıyor. Savaşın acımasızlığına rağmen hala ayakta kalmış olan sayısız muhteşem barok yapı, August döneminin şanını ve ihtişamını taşıyor.

dsc_4257.jpg

2.DÜNYA SAVAŞINDA 150 BİN KİŞİ ÖLMÜŞTÜ

Dresden 2.Dünya Savaşı’nın son günlerinde (13-14 Şubat) bombalanmış. Bütün savaş boyunca açık şehir olmasına ve bir tek saldırı almamasına rağmen savaşın sona ermesi ve Almanya’nın teslim olması için müttefik devletlerin bir taktiği olarak bombalanmış. Bombardımanda yaklaşık 150 bin kişi hayatını kaybetmiş. Bu rakam Japonya’ya atılan atom bombasının öldürdüğü insan sayısına yakın bir rakam olarak dikkatimizi çekiyor.

dsc_4251.jpg

AVRUPA’NIN EN YEŞİL ŞEHİRLERİNDEN BİRİSİ

Elbe nehri ile oldukça yumuşak bir iklime sahip olan Dresden, Barok stili mimarisi ve dünyaca ünlü birçok müze ve sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Bu kent, Berlin, Hamburg ve Köln’den sonra Almanya’nın dördüncü büyük şehirsel bölgesi. Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden birisi. Dresden’in %63 ü yeşil alan ve ormanlardan oluşuyormuş. Dresden Elbe vadisi dünya mirası kapsamında bir koruma alanı. Saksonya Krallarının ikametgahı olan Dresden yüzyıllar içinde oluşan kültürel ve sanatsal ihtişamı ile uzun bir geçmişe sahiptir. 1990 yılında iki Almanya’nın birleşmesinin ardından Dresden, Almanya’nın doğu bölgesinin kültürel, politik ve ekonomik merkezi haline gelmiş. Dresden’in çevresiyle birlikte nüfusu yaklaşık 1 milyon 250 bin kadar. Şehir merkezinde ise 500 bin kişinin yaşadığını ifade ediliyor.

dsc_4294.jpg

ZWİNGER SARAYI

Dresden’de gezdiğimiz tarihi eserler arasında bizi en çok etkileyen tarihi bölgelerden birisi de Zwinger sarayı. İçinde pek çok sanat eserini bulunduran saray bugün artık müze olarak kullanılıyor. Kişi başı 10 € vererek ustalar galerisine girebiliyorsunuz. Erken Rönesans ve Barok dönem İtalyan ressamları Raphael ve Correggio,Giorgione ve Tizian gibi sanatçıların eserleri ile Rembrant, Vermeer,Rubens, Van Dyck gibi önemli ressamların resimleri burada yer alıyor. Bu saray Pazartesi günü hariç her gün 10 ile 18 arasında açık. Buranın bir diğer özelliği ise su fıskiyeleri ve tarihi hamam bölgesi.

dsc_4316.jpg

KRAL YOLU

1738’de yapılan Barok-Roman stili Hofkirche’nin önünden geçtikten sonra 102 metre uzunluğunda toplam 24 bin parça boyama porselenden yapılmış Fürstenzung’a geliyorsunuz. Bu bölüm gerçekten etkileyici. Dük alayı isimli eserde Saksonya hanedanlığına hükümdarlık yapmış 35 kralı burada görebiliyorsunuz. Bu yol boyunca duvar boyama porselenden yapılmış tablo gibi işlenmiş.

dsc_4266.jpg

DRESDEN EĞİTİM VE BİR ARAŞTIRMA KENTİ

Dresden ekonomisine yön veren üç ana sektör iletken endüstrisi, eczacılık sektörü ve mekanik-elektrik mühendisliği. Kent, yüksek öğretimde de oldukça iyi bir yere sahip..1828 yılında kurulan Dresden Teknik Üniversitesinin 35 bin öğrencisi varmış. Bu üniversite halen Almanya’da en fazla öğrenciye sahip teknik üniversite imiş. Şehirde ayrıca bir de yüksek lisans eğitimi veren uluslararası özel üniversite varmış. Şehir ve civarında 90 a yakın araştırma enstitüsü bulunuyormuş.

dsc_4388.jpg

NEHİR BOYUNCA UZAYAN BİSİKLET YOLLARI

Saksonya Krallığı Savaş Bakanlığı binasından Dresden'in Altstadt ve Elbe Nehri üzerindeki Augustus Köprüsü'nün görünümü, sol tarafında Bruhl'un terası, Frauenkırche, köprünün karşısında Krallık Sarayı ve Katolik Katedrali, sağ tarafında Zwinger sarayı ve Semper Öper'in ucu görülüyor.

Şehir meydanı bile son derece sakin görünüyor. Çok güzel yemyeşil parklar Elbe nehrinin kıyısında bulunan ve kilometrelerce uzunluğunda olan bisiklet yolları, koşuparkında spor yapan her yaş grubundan insanlar kay kay ile gezmeye çalışıp stres atan çiftler.

dsc_4324.jpg

Tabii bu arada tam bir turizm şehri olan Dresden’de faytonlar, bisikletliler, kay kaycılar, koşanlar ve de tramvay. Bir kenara çekilip çevrenize baktığınız zaman tüm bunları aynı çerçevede görebilmeniz mümkün.

Sonuçta defalarca Almanya’ya giden ve bu ülkenin pek çok kentini gören bir gazeteci olarak Dresden’den ayrılırken tarihi ve sanatı bir arada görmenin şoku içerisinde kendi kendime soruyordum “Bu şehir gerçekten bir Almanya şehri miydi?”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.