Sudan-1

Sudan-1
 Muhabir
Sudan üzerine bırakın kitapları ansiklopediler yazılır, yazılmalı da. Sudanlılar ile ilk irtibatım 2008 de İstanbul Başkonsolosu dostum Asım Muhammed Muhtar ile oldu.

Muhtar karşılıklı görüşmelerle bizi Sudan’a davet edebileceğini, eğitim işbirliği de dâhil, sosyal ve kültürel çalışmalar yapılabileceğini söyledi. Bir süre sonra da önce Sudanlı bir grup ziraat fakültesi öğrencileri Türkiye’ye geldi, devamında Sudan’a davet edildik. Böylece Sudan ve başkenti Hartum’a ’a ilk seyahatimiz gerçekleşti.

Her zaman yaptığım gibi ziyaret öncesi Sudan, hayat, kültür, sosyal yapı ve insanları hakkında epeyce bilgi topladım. Herkesin farklı değerlendirme yaptığı ülke için gündüz 45, geceleri 35 dereceler civarında olan sıcak hava dışında, Ülke hakkında söylenenlerin çoğunun gerçek hayatla pek alakası olmasa da sonradan çıkan ya da çıkarılan iç savaşlar, ülkeyi zor duruma soktu ve halen da kargaşa devam ediyor.

Herşeyden önce şunu açıkça belirtmeliyim ki, Sudan öyle söylendiği gibi eğitimde, tarımda, kültürde pek de geri kalmış değil. Son bağımsızlığını kazanıncaya kadar İngiliz yönetiminde kaldığı için dil bilgileri ve eğitim müfredatı ileri derecede sayılır. Bunlardan çarpıcı olanı diğer Arap ülkelerinin aksine kadınlar birçok alanda aktif durumdalar.

fikret-hoca-gezi-yazisi-6.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-7.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-8.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-9.jpg

Bir ülkede halkın seçtiği resmi (devlet) otoritesi olmaz ise o ülkede pek düzenden bahsedilemez. Sudan halkı senelerdir askeri darbelerle boğuşmakta. Zira ABD ve diğer sömürücü ülkeler Sudan’ı sömürmek için türlü oyunlarla darbeler yaptırıyor, darbelerle ülkeyi kontrol edemez ise darbeciyi (El Beşir gibi) terörist ilan ediyor bu sefer de sivil darbe yaptırıyor. Müstemleke devletlerin bu niyetini anlayamayan halk her defasında esas darbeyi yiyor. Bugün de olduğu gibi devranı da bu şekilde devam ettiriyorlar.

Sudan, Kuzey Doğu Afrika'da, yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin 2.5 katı kadar (1 886 068 km2), Afrika'nın en büyük üçüncü ülkesi idi. 2011 yılında Güney Sudan'ın bağımsızlık kazanmasından sonra toprağının 1/3 ünü kaybetmiştir. Nüfusunun 46 milyon kadar olduğu söylenmekte. Nüfusun bundan daha fazla olduğu ancak Avrupa ve ABD ye göçlerle çok da yetişmiş bilim adamının bulunduğu biliniyor.

Nil Nehri, Sudan'ı Batı ve Doğu Sudan olmak üzere ikiye ayırır. Hartum yakınlarında Beyaz Nehir ile Mavi Nehir birleşir, Nil olarak Mısır’a oradan da Akdeniz’e akar. Sudan'ın ortasından, dış ilişkilerinde kültürel, toplumsal ve ekonomik olarak büyük rol oynayan Nil Vadisi geçer.

Sudan 1517 de Mısır’ın fethi ile Osmanlı idaresine girse de İngilizlerin oyunları ile 1920 den 1956 ye bağımsızlıklarını kazanıncaya kadar İngilizlerin himayesinde kaldı. Öyle de olsa kargaşa devam ediyor.

Sudan 5 bin yıllık tarihi ile önemli bir ülke. Halkı aslında savaşçı ve geleneklerine bağlı. Nüfusun % 70’e yakını Araplardan, halkının % 90’ından fazlası da Müslümanlardan oluşuyor. Arapları bir kısmı bereketli Hilal’den gelen beyaz Araplardır ve Türk kökenli olanları da mevcuttur. Osmanlı kültürü ve eserleri de korunmuş durumda. Cuma hutbesine Osmanlıyı temsilen imamın minbere kılıçla çıkması enteresandı.

Her zaman olduğu gibi seyahatimize THY ile İstanbul’dan başlıyoruz. Başkonsolos Asım Muhtar seyahat öncesi bizi ağırlıyor ve programı yeniden gözden geçiriyoruz. Programa göre dop dolu bir gezi olacak.

fikret-hoca-gezi-yazisi-1.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-2.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-3.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-5.jpg

3.5 saat sonra akşamüstü Hartum (Khartoom) havalimanına iniyoruz. Bizi protokol ve Türkiye’de okuyan lisansüstü çalışmalar yapan öğrencilerimiz karşılıyor. Öyle ki tam bir devlet protokolü uygulanıyor. Bu da bize, tarihimize ve kültürümüze verdikleri değeri gösteriyor. Devamında kalacağımız otele geçiyoruz. 4 yıldızlı ve bölgenin en iyi oteli olarak gösterseler de maalesef orta derecede sayılan bir yer diyebiliriz.

fikret-hoca-gezi-yazisi-10.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi-11.jpg

fikret-hoca-gezi-yazisi.jpg

Akşam ilk defa bir Sudan sofrasında olacağız. Merak de etmiyor değilim. Oldukça kalabalık sofrada sunulan yemekler ihtiyacımızın 2-3 katı kadar. Çeşitli et yemekleri, safranlı pilav, börekler, tatlılar; bol meyve suyu, kuruyemiş. Ülkeye has mango, hurma ve muz bana göre sofranın kralları. Bunca yemek ne yazık ki israf derecesinde heba oluyor. Üzerine sütlü çay ve kahve ikramı ile ikramlar devam ediyor.

Devam edecek.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.