Torba yasanın marifetleri
Ne zaman başımız sıkışsa, hepimizin de suçlayacağı “Suç onun” diye işaret ettiğimiz bir kavram var. Devlet ! Devlet, bildiğiniz gibi “soyut” bir kavramdır. Ne kadar üzerine gidersek gidelim, ortaya çıkıp da “Sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin. Senin de bir sürü eksiğin var, yanlışın var” diyemiyor. Devlet hepimizin “Şamar oğlanı” sanki. Oysa Devlet Ben’im, Sen’sin, O’dur. Yani cem edecek olursak, Devlet BİZ’iz. Devletin çeşitli kademelerinde görev yapan insanların yanlışları, hataları, bilerek veya bilmeyerek yaptıkları hep o Devlet dediğimiz soyut kavrama fatura edilir. Vur abalıya !
Demek ki, devletin çeşitli kademelerinde çalışanların devlete laf getirmemeleri için çok dikkat etmesi gerekiyormuş. Yapılacak her işte “ne getirir, ne götürür” diye ince-ince düşünmek gerekiyormuş. Bunu yapmadığımız zaman, ağzımız torba değil ki büzelim. Hemen devlete saydırmaya başlıyoruz.
“Bir deli bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” misali, birileri bir icraat yapar, arkasından da tenkitler, tartışmalar bir türlü bitmez. Çünkü yaptığımız icraatları enine- boyuna tartışmadan yaparız. Sonra da yaptığımız yanlışı toparlamaya çalışırız.
“Torba yasa ile getirilen borç yapılandırma imkânı, Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) borcu olan çalışan emeklileri de sevindirdi. Yasa, çalışan emeklilere bu borçlarından kolayca kurtulma imkânı getirdi” diyor gazete haberinde. Emekli olup da bir işyerinde çalışan emeklinin SGDP kesintisi iş veren tarafından ödenirken, kendisine ait bir işyeri açan emeklinin de maaşından yüzde 15’e kadar kesinti yapılmaktadır. Kendisine ait işyeri açan emekli vergi mükellefi olduktan sonra bir de SGK’na giderek bilgi vermesi gerekiyormuş. Bunu çoğu emekli bilemediği için cezalı duruma düşmektedir. Geçmişe dönük faizler hesaplandıktan sonra maaşına haciz işlemi yapılmaktadır.
Torba Yasa emeklilerin faizlerini kaldırıyor. Ana paraya da 36 aya kadar taksitlendirme imkânı getiriyor. Emekliler adına sevindirici bir durum.
Şimdi soruyorum bu konularda fetva verme yetkisi olan bürokratlara:
Emekli, emekli olduktan sonra çalışmaya mecbur kalıyorsa, bunun sorumlusu kimdir? Sosyal Güvenlik Destek Primi adı altında yapılan kesintinin adaleti var mıdır? Emekli kendi adına işyeri açıyorsa ve devlete KDV üretiyorsa, suç mu işlemektedir? Devletin kurumları arasında bir uyum tesis edemediğiniz için bu cezaya çarptırılan emeklilerin günahı nedir? Emekli Vergi Dairesinden Vergi Levhasını aldığına göre, Vergi Dairesi SGK’ya bunu bildiremez mi? Maaşına haciz konularak faizi ile SGDP borcunu ödemiş olanların da bir şekilde ödüllendirilmesi gerekmez mi?
Devlete ait borcunu zamanında ödeyen namuslu dürüst vatandaşlar, kendilerini aldatılmış, kandırılmış ve kullanılmış olarak görmektedirler. “En iyisi ödememek. Nasıl olsa devlet bir af çıkarır” diye düşünenler her zaman sütün kaymağını yemektedirler. Bu çirkin olayda devletin ne günahı var? Günah, bu kararlara imza atanların boyunlarına.
Ben de SGK mağdurlarından biriyim. “Canı yanan eşek, attan hızlı koşarmış” ya. O misal işte. Beni çalışmak zorunda bırakan, çalıştığım için de cezalandıran sistem, o sistemi adaletten uzak düzenleyen her kim ise hakkımı helal etmiyorum. Bunu benim durumumdaki tüm emekliler adına yapıyorum.
Devleti aradan çıkarın. Lütfen adalet beyler…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.