Ben o “kötü kadını” boşayalı…
Kimya dalında Nobel ödülüne sahip siz ister ülkücü, ister milliyetçi ve isterseniz idealist deyin Al Yıldızlı bayrağımıza sevdalı ilim adamlarımızdan Aziz Hoca, geçenlerde Konya’da idi.
Bilim Merkezi’ni de gezen ve Konya’ya, ilmî bir konferans vermek üzere tekrar geleceğine dair Prof. Dr. Muzaffer Şeker hocamıza söz de veren Aziz Hoca, bildiğiniz gibi ‘dumansız hava sahası’nı savunan ve sigaraya karşı savaş açan bir bilim insanı.
T.C. Sağlık Bakanlığı, ara sıra e-posta yoluyla sigaraya karşı bizleri attığı değişik mesajlarla uyarıyor. Geçenlerde de telefonuma gelen şöyle bir mesaj dikkatimi çekmişti.
“Nobel’deki Gurumuz Aziz Sancar: “Sigara içindeki kimyasal maddeler DNA’yı tahrip ediyor. Bu da kanser yapıyor.
Kansersiz bir hayat için sigaradan uzak durun.”
***
Hakikaten sigara, içerisinde barındırdığı kimyasallarla tam bir baş belası!
Bununla uzun süre mücadele ettim. Gençliğimde günde 1 paket içerdim. 1980 askerî darbesinden sonra üç günde bir paket içmeye başladım. 1994’de de arkadaşlarımın yardımı ve nefesi kuvvetli insanlarımızın himmetleriyle “şak” diye bıraktım.
Bu “kötü kadını” boşayalı tam 22 sene olmuş.
Bir daha da evlenmediğim için ne kadar mutlu ve sağlıklıyım bilemezsiniz…
Bu “kötü kadını” boşadığımdan beri bendenizde ne göğüs ağrısı kaldı ne de nefes darlığı.
Sabahları öksürerek kalkmıyorum. Gece başımı yastığa koyduğumda hırıltılar gelmiyor artık.
Beş sene sonra siyah-beyaz akciğer fotoğrafımı çektirdiğimde; ‘dumansız hava sahası’nın ne kadar genişlediğini gördüm.
Sonra bir seher vaktinde ellerimi semâya açıp; “Ya Rabbi! Beni bu kötü illetten ve ‘kötü kadın’dan kurtardığın için Sana ne kadar teşekkür etsem az!” diye niyazda bulundum.
Dile kolay! Ben o ‘kötü kadını’ boşayalı aradan ne kadar zaman geçmiş…
Eski Başbakan ve şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan Allah razı olsun. Sigara illetiyle yaptığı amansız mücadelede biz sigara içmeyenlere rahat bir nefes aldırdığı ve sigara tröstlerine darbe indirdiği için. Şimdilerde bu ‘kötü kadın’dan nefret ettiğim kadar başka hiçbir şeyden nefret etmiyorum!
Toplumun bulunduğu ortamlarda (bilhassa otobüs duraklarında) sigara içenlerden hiç hoşlaşmıyorum. Bazen içmekte ısrar edenleri de; “ben laftan anlayan insana söylüyorum” diyerek uyarıyorum.
TEŞEKKÜRLER SAKİNE HANIM
“Konya’da asayiş berkemal mi?” yazımı okuyan Diş Hekimi Dr. Sakine Akça’ya çok teşekkür ediyorum. Twitter aracılığıyla bu yazımızın altına şu notları düşmüş:
“O bölgede hırsızlık vakaları çok yaygın. Bahçe evlerinde kışın çok oluyor.
Bir de Beybes mahallesinde Sağlık ocağı atıl vaziyette duruyor. Nüfus arttığı için kullanılabilir.
Üstelik Beybes Sağlık ocağı, Rahmetli Diş Hekimi eski Senatör Muzaffer Demirtaş beyin yaptırdığı bir Hayrat idi.”
Ben de haber değeri taşıdığı için bu notları İl Sağlık Müdürümüz Hasan Küçükkendirci’nin dikkatlerine sunuyorum.
Bâki ile Fûzulî oturmuş bir çay bahçesinde sohbet ediyorlarmış. Önlerinden uzun kuyruklu bir köpek geçer. Bâki bunu görünce içinden “Fûzulî’ye takılmanın tama zamanı” der ve Fûzulî’ye şöyle takılı:
-“Şu köpeğe bak. Bunun kuyruğu ne kadar fuzûlî değil mi?..”
Fûzulî lâfın altında hiç kalır mı:
“-Bana baksana üstad! O köpek yaşadığı sürece o kuyruk bâkîdir.”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.