Gökhan Şen

Gökhan Şen

Biz 2-3 kişiydik, Nazlıcan, Bedirhan ve ben, Gökhan…

Biz 2-3 kişiydik, Nazlıcan, Bedirhan ve ben, Gökhan…

Hilmi Kulluk… Konya’mızın yetiştirdiği vizyonel kimliklerden birisi. Yaklaşık 15 ay önce seçildiği Konyaspor başkanlığı görevini de başarıyla yürüten bir abimiz. Bu döneme kadar gerek kulübün mali profilinde yapmış olduğu atılımlar, gerekse sportif anlamda başarılı olmak adına yaptığı Aykut Kocaman hamlesi ile taraftarın da desteğini alan Hilmi Kulluk ve yönetimi, son dönemde aldığı kararlar ile sıkça eleştirilen bir pozisyonda şuan. Olayları tek tek irdelersek aslında daha net ve somut bir sonuca varacağız.

Takım performansı; 2018-2019 sezonunu 2 ayrı parçaya bölersek Rıza Çalımbay ile yapılan anlaşma ilk günlerde taraftardan destek alsa da sonrasında Rıza hocanın bitmek tükenmek bilmeyen talepleri ve medya kuruluşlarına sürekli sızlanması, hem yönetimin hem de taraftarın kendisine olan kredisini tüketti. Daha ilk haftalardan bile tercihleri sürekli eleştirilen ve her yaptığına kulp takılan bir hoca haline geldi. Bu baskı haliyle bir sonuç getirmeliydi ve Rıza hocayla yollar 2-0 kazanılan A.Gücü karşılaşması sonrasında ayrıldı. Bu ayrılık şekli belli kesimlerden destek bulurken belli kesimlerden de eleştiri aldı. Nitekim Rıza Çalımbay da giderken söylemiş olduğu sözlerle aslında bir nevi bu ayrılığı hazmedemediğini belirtiyordu. Akabinde Konyaspor’un aldığı en büyük başarıların mimarı olan Aykut Kocaman ile anlaşıldı ve yine ağırlıklı bir kesim tarafından çıta anında yükseltildi, şampiyonluk kelimeleri çokça telaffuz edilmeye başlandı. İlk periyotta çok iyi sonuçlar alan Konyaspor’umuz, ne yazık ki ligin son periyodunda oynadığı 15 karşılaşmada sadece 1 galibiyet alarak ligi orta sıralarda tamamlayabildi.

Transfer; geçtiğimiz dönem özellikle ligin 2. yarısında çizilen vasat performans nedeniyle, bizim gibi kulüplerin adeta can damarı olan galibiyet primlerinden muaf bir şekilde ligi bitiren Konyaspor’umuz, bunun ceremesini de transfer sezonunda fazlasıyla çekti. Önceki yönetim döneminde transfer edilen ve maliyeti yüksek oyuncuların bir şekilde kadrodan uzaklaştırılması ne kadar doğru bir hamleyse, transferin ağustos ayının son günlerine kadar devam etmesi de o kadar kötü bir hamleydi. Tabii ki bunun mali gerekçelere dayandığının da farkındayım. Sonuç itibariyle temmuz ve ağustos ayları kulüpler için maddi noktada en kötü aylardan ikisi. Ve bu dönemde de yılın en çok harcamaları yapılabiliyor. Bu nedenle sıcak paranın eksikliği, banka yapılandırmasında yaşanan gecikme gibi nedenlerden dolayı ne yazık ki transfer döneminde hem istediğimiz oyuncuları takıma kazandıramadık hem de sürecin gecikmesine bağlı olarak da alınan oyuncuların uyum süreleri ciddi manada handikap oluşturacak noktaya geldi. 

Ve sponsorluk anlaşması; ülkemiz başta olmak üzere hemen hemen her sektörde devam eden mali krizin takımımızı daha da kötü etkilememesi adına kaynak arayışına giren Hilmi Kulluk ve yönetim kurulu, Bş. Bld. Başkanımızın da desteğiyle ciddi bir sponsor desteği sağladı. Beysu ve Kafem’ler ile ilgili yapılan sözleşme, Konyaspor’un nakit anlamda yaşadığı daralmayı rahatlatacak türdendi. Ödeme planı hakkımda çok bilgim olmamakla beraber 15 milyon TL’lik bu destek aslında sponsorluk anlamında taraftarın çıtasını da yükseltti. Bu yapılan başarılı hamleye ek olarak, Sayın Uğur İbrahim Altay kulübümüzün başlattığı forma kampanyasına da 10.000 forma ile destek olarak bu alanda da açık ara farkını gösterdi. Kendisine buradan tekrar şükranlarımızı sunuyoruz. Söylediğim gibi, daha birçok ek kaynak gerekiyordu Konyaspor’un bu maddi sıkıntıyı aşması için. Ve isim sponsorluğu geldi gündeme. Bu özellikle sosyal medyada çok tartışıldı. Konyaspor’un isminin sade olarak kalmasını savunanlardan tutun da, eğer bu ismin önünde bir isim gelecekse bunun bedelinin yüksek olması gerektiğini belirtenlere kadar birçok görüş, yorum yapıldı 1 hafta içerisinde. Şahsi fikrimi belirtmem gerekirse, kulüplerin bu mali kıskaç içerisinde isminin önüne bir sponsor almasını çok da yadırgamıyorum. Tabii ki en güzeli sadece Konyaspor olarak kalması ama cümlenin başında da belirttiğim gibi bu şuan ne yazık ki mümkün değil. Bu tarz bir sponsorluk anlaşması olabilir, hatta olmalı da. Ancak bunun bedeli de her kesimin tatmin olacağı bir seviyede olmalıydı. 3.5 milyon TL tutarlı ve 5 senelik bir sözleşme bence çok rantabl değil. Kulübe getireceği mali destek bir tarafa sürenin bu kadar uzun olması ilerleyen yıllarda da yapılan bu icraatın eleştirilmesine zemin hazırlayacaktır. Buna en azından hedefler noktasında geleceğinin parlak olabileceği düşünülen Konyaspor’un durumunu da kattığımızda, ilerleyen yıllarda belki de şampiyonluk hesabı yapan bir takımın isim hakkının yıllık sadece 3.5 milyon TL’ye verilmesi, o dönemlerde hepimizin içini acıtabilir. Bu da bu konuyla ilgili şahsi fikrimdir.

Gelelim son noktaya, yani tabiri caizse dananın kuyruğunun koptuğu yere. Kulüp başkanımız Sayın Hilmi Kulluk, bu sponsorlukla ilgili gelen tepkilere yönelik açıklamasıyla yukarıda yazdığım birçok artı ve eksinin üzerine adeta sünger çekti ve konuyu başka bir platforma taşıdı. Dedi ki; “2-3 arkadaşın buna karşı gelmesi beni çok da ilgilendirmiyor.” Bu olmadı işte sayın başkan. Bu taraftar kendisine “it ürür, kervan yürür” diyenlere kızdığı, onların zihniyetinden bıktığı için sizi sahiplendi. Ama üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz noktanın o noktadan pek bir farkı yok. Bu cümlenin anlık bir sinirle ağızdan çıktığını düşünüyorum ve sizi Konyaspor taraftarından özür dilemeye davet ediyorum. Birçok şey güzel giderken, takımımız her hafta daha iyi performans ortaya koyarken, koyduğumuz büyük hedeflere daha hızlı yürümeye başlamışken, böyle ifadelerle ortamı bozmayalım. Herkes hata yapabilir ve ihanet harici her hata da affedilebilir. Lütfen…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Gökhan Şen Arşivi
SON YAZILAR