Geçen yıl Eylül ayında Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’de faaliyetini sürdüren İslami Cemaatlerle buluşmak üzere “Diyanet-Cemaatlerle Buluşma” başlığı ile kamuoyuna bir duyuru yapmıştı. Hatta medyada buluşmaya katılacak cemaatlerin adı bile yer almıştı.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu önemli girişimi şahsımı oldukça sevindirmiş ve Müslümanların birlikte hareket etme iradesinin oluşması için umut oluşturmuştu.

Çünkü, Diyanet İşleri Başkanlığımızın buluşmaya çağrılacak cemaat, tarikat ve sivil toplum kuruluşlarının belirlenmesinde dikkate aldığı en önemli kriteri EHL-İ SÜNNET itikadına bağlılıktı. Bu toplantıya Kur'an-ı Kerim ve Sünneti Şerife muhalif yapılar; İslami değerleri istismar eden sapkın oluşumlar çağrılmayacaktı.

Bana göre, belki de Cumhuriyet Tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan en önemli faaliyetlerden biri olacaktı; OLMADI veya OLAMADI!!!

-Neden olamadı?

İşte bu sorunun cevabını bilmiyorum; ancak, bu buluşmanın gerçekleşmemesi beni derinden üzmüştür.

-Projenin sahibi Diyanet İşleri Başkanlığına herhangi bir baskı yoksa niye vazgeçsin?

Bu buluşmanın bir yerlerden engellendiğini düşünüyorum. Çünkü, bu süreçten sonra İslami Cemaatlere yönelik FETÖ ile ilişkilendirerek kasıtlı karalama kampanyası başlatıldı ve hâlâ da farklı biçimlerde devam etmektedir.

Amaç, ÇAMUR AT TUTMAZSA İZİ KALIR; izi kalmasa bile en azından yapılacak güzel girişimler engellenmiş olur.

-Kim, neden engellesin altı üstü bir buluşma, diyebilirsiniz.

-Bize öyle gelebilir; ancak öyle değil!

Daha geçenlerde Donald TRUMP İslami Cemaatlerle mücadele edilmesini, kapatılmasını istiyordu.

Azıcık düşünün, FETÖ elebaşına her türlü desteği veren, besleyen TRUMP İslami Cemaatlerin kapatılmasını, niye istiyor olabilir?

-ABD, Avrupa ve tüm İslam düşmanları ülkemizin düşmanı olan DEAŞ, PKK, PYD, FETÖ gibi tüm terör örgütlerine destek verirken İslami Cemaatlerin kapatılmasını istiyorlar!

Demek ki, ülkemizin ve Ehli Sünnet İslam dünyasının geleceği için İslami Cemaatler çok önemli! Bu kadar önemli olmasına rağmen hem İslami Cemaatler hem de ülkem insanın kahir ekseriyeti bu gerçeğin farkında değil ve kendi sorumluluklarını yerine getirmekten uzaklar!

Her duyarlı Müslüman bu önemli gerçeği görmeli ve gündeme getirmeli; özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığımız “Diyanet-Cemaatler Buluşması” gibi birleştirici faaliyetlere yer vermeli.

Geç kalınmış olsa da gerçekleştirilemeyen “Diyanet-Cemaatler Buluşması” gerçekleştirilmeli, ülkemize, inancımıza yönelik her türlü saldırıya karşı birlikte mücadele etme iradesi oluşturulmalıdır.

Adının önüne İslami isimleri koyan sapık örgütlerin taban bulamaması için yapılacak mücadelede Ehli Sünnet Cemaatlerin yardımına ihtiyaç var ve yardımları alınmalıdır. Ayrıca, iman ve itikada yönelik saldırıların yanında İslami yaşamın hayata yansımalarında da çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.

-İster kızın ister gücenin, gerçeği Allah(cc) için dile getirmek zorundayız!

Başta Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olmak üzerine tüm cemaatler ve sivil toplum örgütleri üzerine düşen vazifeyi yerine getirmekten oldukça uzak; herkes kesim birbirini sorumlu tutmakta ve suçlamaktadır.

-Herkes sorumlu herkes suçlu?

Aslında her kesim başkalarını eleştirmek yerine özeleştiri yapmalı; neyi ne kadar yaptığını tüm ayrıntılarıyla ortaya koymalıdır.

Artık suçlama, sorumluluktan kaçma, ben iyiyim sen kötüsün deme zamanı geçmiştir. Bu milletin evladı sel gibi imansızlık çukuruna akarken bir köşeye çekilip olan bitene duyarsız kalmak bir Müslümanın yapacağı iş değildir.

İnanın, Allah(cc)’a hesap veremeyiz. Her kurum veya kuruluş Allah(cc)’ın Kitab’ı Peygamber Efendimiz(sav)’in sünnetinin dışına çıkmadan kendi metoduna uygun olarak hizmetine devam etmeli; ancak, gerektiğinde birlik beraberlik içinde hareket etmekten de kaçmamalıdır.