Türk Kürt kardeş değil(?)
Yazıyı okumadan başlığı okuyan kişilerin farklı tepkilerinin olacağını bile isteye bu başlığı kullandım.
Tabii olarak inanç ve ideolojiler kişilerin bakış açılarını etkiler.
Mesela; dindar biri için Türk Kürt kardeş değil demek kabulü zor bir durum iken ırkçı bakış açısında olan bir Türk veya Kürt için doğru kabul edilebilir.
Bu durum ile ilgili zaman zaman farklı değerlendirmelerle karşılaşabiliyor, kendi içinde bulunduğumuz anlayışa göre tepki verebiliyoruz.
Elbette ki, bir Müslüman için kavmini sevme İslami sınırlar içinde makul iken kavmiyetçilik kesin olarak yasaklanmıştır.
Şahsımın bakış açısı da bu minval üzerine olup kavmi ne olursa olsun bütün Müslümanları kardeş olarak kabul ederim.
Her Müslüman kavmini sever ve hiçbir Müslüman da kavminden dolayı bir başka Müslüman’ı aşağılayamaz, küçük göremez.
Hiç tereddütsüz, benim için Müslüman olmayan bir milyon tane Türk’ten, Müslüman olan bir tane Türk, Kürt, Ugandalı, Alman, Rus vs. daha üstündür.
Müslümanlar arasında en üstün olanın da takvası en üstün olan olduğunu her Müslüman bilir.
Ülkemiz gerçekliği içerisinde Türk ile Kürt birlikteliğini değerlendiğimizde kardeşlik kavramının yetersiz kalacağını, daha bütünlükçü bakılması gerektiğini düşünüyorum.
Kendimizi inanç ve ideolojik olarak nasıl tanımlarsak tanımlayalım ülkemizde yaşayan bütün insanlar bütünlük içerisinde tavır almasının elzem olduğuna inanıyorum; çünkü, bu coğrafyada yaşamanın ağır bedelleri olduğunu gördük, görüyoruz.
Bölge üzerinde büyük oyunlar oynanmış ve oynanmaya devam etmektedir. Bu oyunların sonucunda çıkan savaş ve çatışmalar milyonlarca insanın ölümüne, yaralanmasına neden olmuştur.
Coğrafyamız belli dönemlerde huzurlu günler geçirmesine rağmen genel olarak kan, gözyaşı acılar hiç eksik olmamış ve olmaya devam etmektedir.
Bugünde tarihinde olmadığı kadar kalleş, kardeşin kardeşe kırdırıldığı bir savaşla karşı karşıyadır.
İslam Dünyası parçalanmış bir haldedir. Bu parçalanmanın neticesi yaşadığı buhranın en önemli nedenlerinin başında; ırkçı, kavmiyetçi ve ehli sünnet dışı mezhepçi anlayışlar yatmaktadır.
Müslüman topluluklar için kavmiyetçilik, Müslümanlıktan uzaklaşmanın en önemli göstergesidir.
Bugün ülkemiz içi ve dışında büyük acılar yaşanıyor, kanlar akıyorsa bu durumun en önemli sorumluları TÜRKLER ve KÜRTLER olup Türk Kürt ayrımcılığının tuzağına düşmeden bütün olarak hareket etmek zorundayız.
Ülkemizde yaşayan herkes zaman zaman farklı uygulamalara tabi olsalar da yasal olarak eşittir.
Sadece coğrafyamız değil, tüm dünya Müslümanlarının huzuru için TÜRKLER ve KÜRTLER’in birlikte hareket etme mecburiyeti vardır.
Sadece ülkemizde yaşayan Türkler ve Kürtleri değil, komşu ülkelerde yaşayan Türkler ve Kürtleri de kastediyorum.
Özellikle Kürt vatandaşlarımız emperyalist güçlerin kanlı planlarını kendi üzerlerinden yürütmesine izin vermemeli ve direnç göstermeliler.
Şunu bütün samimiyetimle ve takdirle ifade ediyorum; İstiklal Harbimizde bu direnci gösterdiler ve birlikte hareket ettiler.
Elbette ki, belli dönemlerde devletimizin yanlış politikaları olsa bile bu hiçbir şekilde emperyalistlerle işbirliğini ve ihaneti haklı kılmaz.
Her ne olursa olsun ihanetin bedelini bu ülke insanı affetmediği gibi Yüce Rabb’im cezasını ziyadesiyle verir.
Tüm vatandaşlarımızın aklıselim içerisinde hareket etmesi gerekliliğinin ötesinde zorunluluktur.
Ülkemiz ve devletimizin kıymetini bilelim. Bu ülke ne Türkün ne Kürdün ne de diğer etnik grupların; bu ülke hepimizindir.
Suriye’de yaşananlar hepimize ders olmalıdır.
Birliğimizi, dirliğimizi bozmak isteyen bir takım fitnelere karşı uyanık olalım; duygularımıza kapılıp ABD, İsrail, Rusya, İran gibi İslam düşmanlarının değirmenine su taşımayalım, oyununa gelmeyelim; bu mücadele HAK ile BATILIN mücadelesidir.
Anlamakta güçlük çekenler için tekrar ifade edeyim; Müslüman Türk ve Kürt zaten kardeş olup bu söze bile gerek yok. Ülkemde kim tarafından söylenirse söylensin Türk, Kürt söylemlerini külliyen bırakmalıyız
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.