Ümmet olamamanın sonuçları
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleri de dahil olmak üzere yüzyılımızda başta Ortadoğu olmak üzere tüm İslam coğrafyasında ümmet, ümmet olamamanın ağır sonuçlarıyla karşı karşıyadır.
Osmanlı İmparatorluğunda yer alan farklı milletlerde ırkçılığı canlandırarak ümmet birliğini bozdular ve koca imparatorluğu parçaladılar.
Müslüman topluluklar için ırkçılık büyük sapkınlık olup sonu bu dünyada acı, kan, gözyaşı, öbür dünyada ise büyük felakettir.
Ümmetin birliğini bozmanın en büyük aracı ırkçılıktır. Bugün ülkemiz ve coğrafyamızın yaşadığı en büyük sıkıntı ırkçılıktır.
Irkçılığa ister Türk ister Kürt isterse başkaları kim alet oluyorsa Allah(c.c.) belalarını versin, zaten veriyor da.
Ümmet olmadan millet olmaz ve olunamayacağını çok acı tecrübe etmiyor muyuz?
. Osmanlı ümmetten millete geçişi gerçekleştirmiş ve ümmet temelli millet şuuruyla çok büyük güç sahibi olmuş ve bu güçle dünyaya hükmetmiştir.
Bugün bir avuç İsrail Ortadoğu’da terör estiriyor, efelenebiliyorsa bu ümmet birliğinin olmadığındandır.
Coğrafyamızda Müslümanların elinde bulunan zenginlik, nüfus İsrail’in elinde olsa neler yapabileceğini bir düşünün!
Yıllarca ülkemiz televizyonlarında ilim adamı, tarihçi gibi sıfatlarla televizyonlara çıkarılan bir sürü zevat “ümmet ve ümmet birliğini” küçümseyici yorumlarda bulundular, bulunuyorlar.
Şunu bütün samimiyetimle ve inanarak ifade ediyorum “ümmetin birliğine” hiçbir Müslüman karşı olamaz!
Ümmet birlikteliğine en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanı yaşarken nasıl olurda karşı olunur, akıl mantık işi değil; hele hele Müslümanım diyenin aklından şüphe ederim!
‘Ümmet iken birey olduk’ diyerek övünüyorlar ki, bu tam bir akıl tutulmasıdır.
-Ümmet nedir?
Sözlükteki karşılığı, bir peygambere inanan insanlar topluluğu olmakla birlikte ümmet; Hz.Muhammed(s.a.v.)’e tabi olan Müslüman topluluğunu tanımlamaktadır.
Bir insan Hz.Muhammed(s.a.v.)’e ümmet olmanın ne ifade ettiğinin azıcık şuurunda olsa ümmet olmayı birey olmaya tercih etmenin hezeyanı içinde olamaz!
İmam-ı Rabbanî Hazretleri;
“Ahirette azaplardan kurtulmak, ancak Muhammed(as)’a tabi olmaya bağlıdır. O’nun ümmeti olan Müslümanlar, O’na tâbi oldukları için bütün insanların hayırlısı ve en iyileri oldu. Cennet’e gireceklerin çoğu bunlar oldu ve Cennet’e herkesten önce gireceklerdir.“ buyurmaktadır.
Ümmet olmak sadece öbür dünyada değil, bu dünyada da çok çok önemli olup ümmet birlikteliği olmadan ülkemizin güvenliğini sağlamakta zordur.
Özellikle, Ortadoğu’da olan biten hiçbir şeyi Türkiye’den bağımsız düşünemeyiz; çünkü, bu bölgeyle olan en büyük bağımız ümmet bağıdır.
Siyasi önyargılardan uzak, topyekun bir savaşla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini hepimiz kendimizi nasıl tanımlarsak tanımlayalım görmek zorundayız.
Güçlü bir Türk Devletine her zamankinden çok ihtiyacımız var ve güçlü bir Türkiye, “ÜMMET BİRLİKTELİĞİ” olmadan gerçekleştirilemez.
Hiçbir birey çevresinden kendini soyutlayarak kendi kendine bir yaşam alanı oluşturamayacağı gibi ümmet coğrafyasından ülkemizi soyutlayarak barışı sağlamamız mümkün değildir!
Bunu anlamak için ilk şart ÜMMET olmaktır.
Akıllı insan ümmet olmanın şuurunda olan insandır!
Kendini birey olarak tanımlayan bir kişi Allah(cc) ve Resulü Hz. Muhammed(as)’ı tanımanın bilincinde değilse akıllı değildir.
Şunu en içten duygularla ifade ediyorum:
Hiçbir insanın ümmet olma şuurundan uzak ebedi cehenneme götürecek bir zihni karmaşıklığın içinde olmasını arzu etmiyor ve bu duygularla aklınızı başınıza almanız için çağrıda bulunuyorum.
İnanın, ümmet olmanın fazileti ve önemini burada anlatmaya kalksam kelimeler kifayetsiz kalır.
Şunu da özellikle belirtmek istiyorum:
Zalimin zulmünü mazur görmek gibi bir anlayış içinde olmamakla birlikte, mazlumun zalimin zulme maruz kalması üzerinde öncelikli durulması gerektiğini düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.