Kavgamız ne için olmalı?..
Referanduma 28 gün kala milletin ve halkın kafası hâlâ karışık!
Fakat sessiz bir çoğunluk var.
Kararsızlar cephesi sessiz sedasız bir şekilde beklemede.
Milliyetçi oyların önemi bu referandumda ön plâna çıktı/çıkarıldı.
Amerika, Avrupa’yı İslamofobia üzerinden üzerimize saldırtırken AB ülkelerini çeşitli terör olaylarıyla kaşımaya devam ediyor.
AB ülkelerinde “ırkçı” partilerin yükselme trendine girmeleri, Avrupa halkları küresel gelişmeleri “İslâmofobia” örtüsünden dolayı tam net okuyamamakta ve onların da kafası kendi kamuoyları (Yahudi) tarafından karıştırılmaktadır.
Avrupalılar, zaten Osmanlı (Türkler geliyor) korkusunu atamadıklarından dolayı 3. Dünya Savaşı’nın ayak seslerini duyduklarından ötürü ikinci bir korkuyla yatıp kalkmakta!
Avrupa’nın üçüncü korkusu ise açlıktır.
Avrupa Osmanlı’dan (İslam’dan), savaştan ve açlıktan son derece korkmaktadır.
Ama korkunun ecele faydası yok.
Amerika, Avrupa’yı âdeta esir almış vaziyette ve III. Cihan Harbi’ne doğru insanlığı hızla sürüklemekte.
***
Milliyetçilik dalgasının ha bire Avrupa’da pompalanması elbette boşuna değil.
Yâni bir yerde Avrupa’da sinmiş vaziyette kenarda bekletilen ve külleri örtülen ırkçılığın üzerindeki o eski küller; “milliyetçilik” adı altında kaldırılmaktadır.
Avrupa’da “ırkçı” eğilimlerin artması Orta Doğu, Türk – İslâm coğrafyası açısından son derece tehlikeli bir gelişmedir.
***
Türkiye’de 16 Nisan Pazar günü yapılacak olan Referandum, dışarıdaki bu küresel boyuttaki gelişmeler açısından da önem arzetmekte.
Referandum aslında son derece önemli ve önemli olduğu kadar da köhnemiş, yönetilemez duruma gelmiş oligarşik bürokrasiyi hizaya sökme açısından da ehemmiyetli bir duruma doğru hızla yol almakta.
2023’e şunun şurasında ne kaldı ki?..
***
Bizim kuşak “Kavgamız; vurguncu, soyguncu düzen ve sistemedir” sloganıyla büyüdü.
Türkiye’deki sistem Kapitalist ve Kemalist bir ideoloji ile ekonomide liberal, 1944’de imzalanan 10 maddelik antlaşma ile birlikte ülkemiz NATO’yla birlikte Amerikan Emperyalizmin boyunduruğu altına girmiştir. Bu 10 maddelik anlaşma içerisinde eğitim ve kültür de var.
Eğitim ve kültürün 13 yıldan beri Amerikan emperyalizminin içimizden devşirdiği paralel yapılanmalara ve FETÖ ve benzeri Truva atında gizlenmiş hainlerin eline verilmesi oldukça düşündürücüdür.
***
Türkiye, mevcut vurguncu ve soyguncu düzen ve oligarşik sistem itibarıyla tam bağımsız değildir.
Rahmetli Muzaffer Onüçyıldız, “Mustafacağım! Ankara’da öyle mahfiller var ki şaşar kalırsın. Ben Ankara’ya gittiğim zaman son derece güçlü gizli mahfillerle karşılaştım ve korktum!” demişti.
***
Türkiye, dâhili ve hârici olarak son derece profesyonel olan ekipler tarafından küresel bir kuşatma altında. 200 yıldan beri tarlamızı öyle sürmüşler ki, ayrık otlarının (hainler) çokluğundan gerçek başaklar görülemez hale getirilmiş.
Bu vatan hainleri, dışarıyla işbirliği yaparak gerçek vatanseverleri siyasi suikastlerle ortadan kaldırmakta ve Türkiye’nin tam bağımsız olması için çırpınan yetişmiş elemanlarını harcamak için ellerinden gelen çabayı, senden benden görünerek her türlü kalleşliği ve hainliği gözlerini kırpmadan yapmaktadırlar.
15 Temmuz’daki darbe teşebbüsü ve ülkemizi işgal planı o çabanın, kalleşliğin ve hainliğin bir sonucudur.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Türkiye’ye dışarıdan baktığınızda gerçekten Büyük ve Güçlü bir Türkiye’dir.
İçeriden baktığınızda Türkiye’nin bu büyüklüğü ve güçlü oluşunu pek farkedemezsiniz.
Bu Referandum, Türkiye’nin tam bağımsız, büyük ve güçlü olması yönünde çok ama çok önemli bir kilometre taşıdır.
Seçiminizi ve tercihinizi buna göre yapın.
Millî ve yerli olmasına büyük özen gösterin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.