Hükümetimizin bunca teşvikine, yeniden yapılandırma ve ÖTV indirimlerine rağmen canlanmayan, durgun hareket eden bir piyasa ile karşı karşıyayız.

Küresel bazda ABD dolarının değerlenmeye başlamasıyla birlikte gelişmekte olan piyasalardaki daralma arttı. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelere göre daralma ve TL’deki değer kaybı biraz daha fazla olduğunu söyleyebilirim.

Bunun bir sebebi de 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası başlayan spekülatörlerin oyunları, 15 Temmuz’da yapamadıklarını ekonomi ile yapmak istemeleri ve uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemizin notlarını zamansız ve yanlı olarak düşürmeleridir.

Yine bazı yatırım bankalarının içeride dolar/TL dalgalanırken dolar/TL için yorumları 3 ay içinde 4,00, 6 ay içinde 4,200 diyerek rapor yayınlamaları içeride dolara olan talebi daha da artırmıştır. İşte bu hareket yabancının algı operasyonu yaparak yapmak istediği spekülasyondan başka bir şey değildir. Aynı yatırım bankaları dolar/TL düşerken bu günlerde yayınladıkları raporlarda yıl sonu kuru için 3,400 diyerek rapor yayınlamaları deyim yerindeyse nabza göre şerbet ve günü kurtarmak için güne göre yorum diyebilirim. Artı spekülatörler denilebilir.

Tabii ki bu süreçte yabancı sermaye girişleri azaldı, çıkışlarda oldu. Bununda etkilerinin olduğunu görüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının dolara dolaylı yoldan müdahalelerini ve TL’deki sıkılaştırma operasyonlarının da doların üzerinde baskı yarattığını bu dönemde net olarak görüyoruz. Hatta sıkılaştırma sonucunda dolar/TL’nin geçtiğimiz hafta 3,560 seviyelerine kadar düştüğünü gördük. Daha sonra ABD tarafından gelen iyi veriler ve FED yetkililerinin faiz artırımlarının başlaması gerektiği ile ilgili açıklamaları, dışarıda ve içeride doları tekrar cazip haline gelmesiyle yükselişler yaşandı ve şu sıralar 3,700 seviyelerinde hareket ediyor.

Gelişmekte olan ülkeler arasında TL’nin daha fazla değer kaybetmesi biraz da son zamanlarda ABD ile yaşanan olumsuz ikili ilişkiler PYD-YPG denilen terör örgütleriyle ABD’nin hareket etmesi onlara silah ve teçhizat yardımında bulunması Suriye’de biraz yalnız kalmamızda bizi olumsuz etkileyen unsurlar arasında sayılabilir.

Bu süreçte ABD’nin verdiği sözleri tutmaması Mümbiç’ten teröristlerin arındırılacağı sözü verip bunu yerine getirmemesi Rakka operasyonunun bu terör örgütleri ile yapacaklarını açıklamaları bizim Suriye’de yalnızlaştığımızın bir göstergesidir. Trump yönetimi Suriye’de her konuda Türkiye ile birlikte hareket edeceğiz açıklaması yaparsa inanın bu çok şeyi değiştirecektir. Askeri anlamda ve ekonomik anlamda çok şeyin bir anda pozitif olarak değişmesine sebep olacaktır.

Avrupa’da işler yine iyi gitmiyor. Zaten yaklaşık 7-8 yıldır sıkıntılı bir süreç yaşayan Avrupa ülkeleri yine ekonomik sıkıntılar yaşamaya devam ediyor. İngiltere gibi bir büyük Avrupa birliği ülkesinin birlikten ayrılması Avrupa’yı sarsmaya devam ediyor. Yunanistan’ın yine borçlarını ertelemesi İtalya ve Fransa gibi ülkelerin seçim ve yolsuzluklarla çalkalanması Merkel’in Avrupa için daha fazla çalışmalıyız açıklamaları Avrupa’nın ne kadar zor durumda olduğunu gösteriyor.

Yazımın başında hükümetin inanılmaz teşvikleri demiştim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı istihdam seferberliği bu işin kilit noktası denilebilir. Hele ki burada yeni işe alınacak kişilerin bütün SSK primlerinin devlet tarafından karşılanacak olması piyasaların yeniden canlanması için büyük katkı sağlayacaktır.

Altın fiyatları bizim daha önce de öngördüğümüz bandın içinde kalmaya devam ediyor. 140 TL ile 151 TL arasında alt ve üst bant olarak çalışıyor. Ben yine bu bantta kalmasını bekliyorum.