Teşekkürler
Pusula ailesini sahibi Harun Akgül’den genel yayın yönetmeni Uğur Özteke’ye ve yazı işleri müdürü Hüseyin Altay’dan tanıtım ve halka ilişkiler uzmanı Ömer Faruk Karabulut ile internet editörü Mustafa Kömürcü’ye varıncaya kadar hemen hemen hepsini tanıyorum!
Ama bir dereceye kadar.
Genel müdürümüz Emrullah Nergiz’le yeni tanıştım. Meslektaşım olan genel yayın yönetmenimiz Uğur Özteke ile olan tanışıklığım ise; Türkiye gazetesi, İHA ve KGC’ye kadar uzanır. Türkiye gazetesinin yeri o dönemler Zafer Meydanı’nda, Kibrit apartmanının yanında bir iş merkezindeydi. O yıllarda Türkiye gazetesinin trajı 1 milyonu bulmuştu.
Pusula’ya adım atar atmaz ben ona “azizim”, o da bana “bebeğim” diye hitap etti. Böylece Azizim Uğur, Mustafa Balkan adında yeni bir “bebeğe” daha kavuştu! Eli kalem tutan bu koca bebek; günlük yazılarıyla hem Konya’nın nabzını tutmaya çalışacak, hem araştırma dosyaları ve röportajlarıyla toplumu bir diyojen gibi aydınlatacak. Ben daha çok Konya’yı yakından ilgilendiren dosyalarla kamuoyunun karşına çıkacağım. İlk araştırma dosyam ise, Konya Basın Tarihi üzerine olacak. Üzerinde uzun zamandan beri çalıştığım fakat bir türlü çeki düzen veremediğim Cumhuriyet’ten Günümüze Konya Basın Tarihi’ni Pusula’da tefrika edeceğim. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Konya Basın Tarihi bölümü ise, tarihçi-yazar Ahmet Uçar benden önce çoktan hazır hale getirdi. İkinci bölüm benim işlerimin yoğunluğu ve tembelliğimden dolayı aksadı. Bu sene Konya kültürüne iki kitap hediye etmek niyetindeyim. Şimdiye kadar yazdığım makalelerimden edebî, sosyal ve kültürel olanlarını seçerek bir kitap haline getirmeyi düşünüyorum. İkinci eser ise; inşaâllah “Osmanlı’nın İzinde Balkanlar” olacak. Bu gezi izlenimlerine Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerini de ekleyebilirim. Ayrıca gazetecilik hayatım boyunca başımdan geçen olayları, tuttuğum notları da “Gazeteciye Notlar ve Hatıralar” başlığı altında önümüzdeki sene kitaplaştırmak istiyorum. Gördüğünüz gibi bendeniz, Konyalı bir muharrir olarak Pusula’yı şaşırmamak adına önüme koyduğum bu planları gerçekleştirmek, hedefime ulaşmak adına bir plân ve proje ortaya koydum. Ne kadar başarılı olurum, gerçekleştirebilirim bilemiyorum. Önemli olan iyi niyetle hareket etmek ve menzile giden yolda engelleri aşmaktır.
Pusula’da çıkan ilk yazım, çıkmadan önce gazetede ve sosyal medya aracılığıyla yapılan duyuru itibariyle yüzlerce güzel tepkiler aldım, alıyorum ve almaya da devam edeceğime inanıyorum.
Gazetemizin sahibi Harun Akgül’e, Azizim Uğur Özteke’ye ve çok kıymetli okurlar başta olmak üzere arkadaşlarıma, dostlarıma, meslektaşlarıma, telefonla arayarak “hayırlı olsun” dileklerini sunan kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Gazeteniz Pusula’da 49’a yakın yazar saydım. Herhalde 50’incisi ben oluyorum. Yazarlar arasında tanıdık o kadar çok simâ var ki... Nazmi Sırıt, Murat Dönmez, İsmail Detseli, Ali Osman Koçkuzu, Hüseyin Öner, Abdullah Yıldırım, Mehmet Emin Bozkulak, Fikret Akınerdem o eskimeyen yüzlerden.
AZİZİM DİYOR Kİ…
“Bu Sen anılması güzel olan söz ol! Çünkü insan, kendisi hakkında söylenilen güzel sözlerden ibarettir.” diyor, Mevlâna Celâleddîn Rûmî. Bu güzel beyit veya rubâinin kaynağı “Güzel söz, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (İbrahim/24)” olsa gerek.
Bir atasözümüz de şöyle: “Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır.”
Azizim! Öyle bir deryanın içine daldım ki…
Kısacası güzel söz, yerinde kullanıldığında her şeyi altına çeviren bir iksirdir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.