İbrahim Talha Bayburt

İbrahim Talha Bayburt

Kader ve tercihlerimiz: bir sorumluluk düşüncesi

Kader ve tercihlerimiz: bir sorumluluk düşüncesi

Hayatta başımıza gelen olumsuzluklar ya da üzücü durumlar karşısında çoğu zaman “Kaderimizde bu varmış” diyerek teselli ararız. Ancak İslam’ın kader anlayışı, bu yaklaşımı sadece bir teslimiyet ya da bahane haline getirmek yerine, insanın sorumluluğuna vurgu yapan bir dengeyi içerir.

Kader, İslam’a göre Allah’ın her şeyi önceden bilmesi ve takdir etmesidir. Ancak bu, insanın iradesini ortadan kaldırmaz. Allah, insana akıl ve irade vermiştir ve insan bu iradesiyle yaptığı seçimlerden sorumludur. Başımıza gelenlerin bir kısmı, kontrolümüz dışındaki şartlarla ilgiliyken, bir kısmı da tamamen bizim tercihlerimizin bir sonucudur. İşte bu noktada, kadere teslimiyetle irademizi kullanma arasındaki dengeyi iyi anlamamız gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de, insanın kendi yaptıklarından sorumlu olduğu şöyle ifade edilir:

“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin kazandığı şeyler yüzündendir.” (Şûrâ Suresi, 30)

Bu ayet, kaderi tamamen bir bahane haline getirmenin yanlış olduğunu açıkça ortaya koyar. Evet, Allah’ın bilgisi ve takdiri dışında hiçbir şey olmaz; ancak bizler, Allah’ın irademize verdiği yetkiyle yaptığımız tercihlerden sorumluyuz.

Örneğin, yanlış bir insanla ortaklık kurduğumuzda ya da bile bile yanlış bir yolda ilerlediğimizde, bu tercihlerimizin sonuçlarını yaşarız. İşler kötüye gittiğinde ise bunu sadece "kader" olarak görmek, insanın kendi hatalarını sorgulamasının önüne geçebilir. Oysa İslam, insanı sürekli olarak kendini muhasebe etmeye ve hatalarından ders çıkararak doğru tercihler yapmaya teşvik eder.

Peygamber Efendimiz (sav), tevekkülün ve sorumluluğun dengesini şu sözle ne güzel ifade etmiştir:

“Deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et.”

Bu söz bize şunu öğretir: İnsan, elinden geleni yapmalı, doğru ve bilinçli tercihlerde bulunmalı; ardından Allah’a güvenip sonucu O’na bırakmalıdır. Çünkü kader, sadece başımıza gelen olayları değil, o olaylara verdiğimiz tepkileri de kapsar.

İslam’ın kader anlayışı, insanın kendi hayatına dair çabalarını önemser. Hayat, kontrolümüz dışındaki olaylarla şekillense de, bu olaylara karşı nasıl davranacağımız ve hangi yolu seçeceğimiz bizim irademize bırakılmıştır. İşte burada, Allah’ın iradesine güvenmekle kendi sorumluluklarımız arasında bir denge kurmamız gerekir.

Sonuç olarak, kader, Allah’ın bilgisi ve kudretiyle şekillenir; ancak bu, insanın çaba göstermesini engellemez. Başımıza gelen her olumsuzluğu sadece kadere bağlamak yerine, tercihlerimizin de bu sonuçlarda payı olduğunu kabul etmeliyiz. İslam, insana sorumluluk yükler ve bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmeyi emreder. Unutmayalım, kaderin yazgısını bilmek değil, o yazgıyı doğru şekilde karşılamak bizim görevimizdir.

Allah’ın takdirine güvenerek, irademizle doğru tercihler yapmaya çalıştığımız bir hayat dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Talha Bayburt Arşivi
SON YAZILAR