FETÖ’nün küresel olarak dünyada 170 ülkede açtığı okullarda 60 bin öğrenci eğitim ve öğretim görüyormuş. 

Belçika’da ise FETÖ 12 okul açmış.

T.C. Devleti ise hiç okul açmamış.

Belçika’daki devlet okullarında Müslüman kız öğrencilerin başörtüsüyle okumaları ise yasak.

Belçika’da yaşayan Müslüman ve Türk bir babanın endişelerini dile getireceğim.

Ramazan Kurt, FETÖ ile bağlantılı okullar haricinde hiçbir okulun başörtülü öğrenci kabul etmediği için eşinin bileziklerini vererek kendi elleriyle yaptıkları bu okula 17 yaşındaki kızını gönderir.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra durum değişir.

Baba Ramazan Kurt, bu okullarla ilgili birtakım gerçekleri görmeye başlar.

Kurt diyor ki, “Kızımın FETÖ okuluna gidip vatan haini olacağına, başını açarak Belçika devlet okuluna gönderme kararı aldık” diyor.

Anne Ebru Kurt ise, oldukça düşündürücü şu sözleri ifade ediyor:

“Benim bir kız çocuğum daha var. Başını açıp okula gidecek. Ağlayarak okula gideceğini söylüyor. Başını açarak okula göndermek zorunda kalacağız. Bu FETÖ'nün okullarına kalmayalım. Devletimiz artık burada bizi de görsün. Ben inanıyorum devletimiz de yapacaktı, ama en kısa zamanda yaparsa çok memnun oluruz.”

Türkiye’de eğitim sistemi Paralel Yapı’ya nasıl teslim edildiyse, yurtdışında Belçika’da da eğitim diğer ülkelerde olduğu gibi bu çarpık yapının eline terkedilmiş.

Oradaki Müslüman Türk aileler, FETÖ okullarına giden çocuklarını “vatan haini” olmasın diyerek alıyorlar.

İnsanımızın düştükleri ve düşürüldükleri şu duruma bir bakar mısınız?

İnançlarını yaşamak için gönderdikleri okullar; “vatan haini” üreten bir yapıya dönüşünce; “vatan haini” olacağına “başını açsın” durumuna düşmek kadar kötü bir şey var mı?..

28 Şubat darbesinde İkna Odaları’na sokularak başörtülerini açmak zorunda bırakılan üniversiteli kız öğrenciler ne demişlerdi:

 “Kendimizi sanki çıplakmış gibi hissediyoruz!”

***

28 Şubat Postmodern darbe döneminde Fetullah Gülen, üniversiteli kız öğrencilere yol göstermek babından “Başörtüsü teferruattır” dememiş miydi?

Belçikalı Müslüman baba ve anne “teferruat” değil, “Allah’ın emri” olduğunu bilmelerine rağmen kızlarının da “gözyaşı” dökerek o okula başını açarak gidecek olması karşısında Belçika’daki laik eğitim; buna bir çözüm ne yazık ki bulamıyor.

Sahi, Belçika nasıl laik bir ülke…

Nasıl bir demokratik ülke?..

MİSYONER TURİSTLER

Gaziantep'te tarihi ve turistik yerleri gezen Güney Koreli misyoner turistlere, cami avlusundaki Müslümanlar, hoşgörülü davranmayarak ve tolerans göstermeyerek  'Misyonerlik yapıyorsunuz defolun gidin' şeklinde tepki göstermişler.

Sakallı Müslüman amca ise, öfkesini alamayarak belediye çöpçüsünün süpürgesini eliyle kavradığı gibi oradan uzaklaşmak istemeyen Koreli misyonerlerin üzerlerine yürümek isteyince, araya elinde torunuyla bir kadın girdi.

Güney Koreli genç misyoner turistlerin o camide ne işleri vardı?

Camideki gençlere ne vermek istediler de sakallı şuurlu o Müslüman amca, bu Koreli turistlere böyle bir davranışta bulundu?

Belli ki duyarlı Müslüman amca, bu turistlerin ne olduğunu ve ne yaptıklarını veya yapmak istediklerini daha evveliyatından yaşadığı veya gördüğü için böylesine öfkeli bir davranışta bulunuyor.

Yâ değilse, koskoca sakallı Müslüman amcadan turiste karşı öylesine kaba bir davranış elbette beklenemez.

Velhasıl-ı kelâm Güney Koreli misyoner turistlere dikkat etmek gerekir.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmamaları için…

GÜNÜN FOTOĞRAFI

Konya’da kaldırımlar otomobillerin işgaline uğrarken, koskoca Zafer’de yayalar, motosiklet ve bisiklet işgalinden dolayı karşıdan karşıya geçmekte zorlanır hale geldiler.

Belediye, yapılmayacak yere bisiklet parkı yapınca, iyiliğin suiistimali de çok geçmeden böyle çabuk oluyor.

AZİZİM DİYOR Kİ…

“Bizim uğrumuzda cihad edenleri; biz onları elbette yollarımıza eriştiririz. Şüphesiz ki Allah iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebût/69)