15 Temmuza Giden Yol (2)
Bir önceki yazımızda kabalistlerin bazı özelliklerini sıralarken kuran öğretilerine yer vermediklerini söylemiştik. Siz FETÖ fraksiyonuna ait bir kuran kursu duydunuz mu? Gözünü ve gönlünü Kur’an’a dönen, hayata Kur’an’ın bak dediği yerden bakana, Allah insanlara doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği bahşedeceğini vadediyor. Enfal suresi 29. ayette: Böyle bir yeteneğe sahip insan, şeytanın ve uşaklarının ne işine yarar. 80’li yılların başında açtığı öğrenci yurtlarına “kuran okunmasın, risaleler okunsun” diye talimat vermiş. Sonraki otuz sene boyunca sürekli yeni basımlarını çıkarmış, her yeni basımda risalelerin içeriğini değiştirmiş kuran öğretilerini çıkarıp kabalist öğretileri koymuştur. Fetullah Gülen bir hocaefendi değildir. Evanjelizmi yayma derdinde bir keşiştir. Darbe gerçekleşmiş olsaydı Bağdat’ı nasıl bir cehenneme çevirdiler ise aynısını Türkiye’ye de yapacaklardı. “Şüphesiz Allah bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez.” (Yunus,81)
FG’nin ilk Abant toplantısına gönderdiği şu mesaja bakın: “Vahye dayalı, hayatın her alanını kuşatan İslam’ı tehlikeli ve milli birliğe zarar verici buluyorum.” Bu yapı, sürekli olarak mehdi ve mesihten söz eder. Hz. İsa’nın geri döneceğini söylerler. Bu inanç israiliyatta vardır. Kur’andaki Talut ve Calut kıssasına bakarsanız Yahudi halkı ne zaman cihatla emrolunsa yan çizip: “Söyle Allah‘ına bizim yerimize o savaşsın” demiştir. Bu gün de zihniyet aynı zihniyet. “Ben hiçbir şey yapmam, gelsin biri, o yapsın. “Oysa her insanın imanını koruması kendi boynuna borçtur. Bunu sizin için mesih gelip yapmayacak. Hz. İsa hayatta değildir. Bakınız Maide suresi 116. Ayet: “Ey Meryem oğlu İsa sen mi insanlara Allah’ı bırakıp ta beni ve annemi iki tanrı edinin, dedin?” buyurduğu zaman O:”Sen yücesin. Gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddim değildir. Demiş olsaydım, sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben Senin Zatında olanı bilemem. Şüphesiz ki sen, gizlilikleri çok iyi bilensin. Ben onlara sadece bana emrettiklerini söyledim. Benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allaha ibadet edin, dedim. Ben aralarında olduğum sürece onlara şahit idim. Fakat sen beni yanına aldıktan sonra onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun! Sen şahidsin.” bu ayette Hz. İsa’nın mahşerdeki sorgusu anlatılmaktadır. Dikkat ederseniz Hz. İsa’nın kavminin ettiklerinden haberi yok. Hz. İsa hayatta olsa yeryüzüne yeniden dönmüş olsa kavminin bu durumundan haberi olmaz mı? Allah sorar:” Siz kitabı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor musunuz?” Bakara, 44.
Kur’an’a mesafeli her şeyden, herkesten şüphelenmek durumundayız. Kuran okumak ve anlamak adına bir çabanız olsun demeden “Bana gelin, benim cemaatime gelin, benim kitaplarımı okuyun…” diye başlayan herkesten şüphelenin. Aman canım herkesin bildiği kendine, bunlar da kendi halinde adamlar, diyemeyiz. 15 Temmuz da ne kadar canavarlaşabileceklerini gördük. Aslında çoğumuz bu kadarını beklemiyorduk. Bilmeyiz ki bu beyin yıkama ne menem bir şey. Tepeden biri “hadi” diyor, hepsi harekete geçiyor.
Bu millet en büyük yanlışı, Kur’an-ı anlamaktan vazgeçerken yaptı. “siz yanlış anlarsınız, günaha girersiniz” diyerek yapılan yanlış, makul gibi gösterildi. Kur’an-ı anlamak bilim işi değil niyet işidir. Sen bir soru sorarsın kutsal kitaba, cevap gelir seni bulur.
Akı ak, karayı kara gördüğümüz günlerin gelmesi dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.