Akşehir’li bir öğretmenin anıları (2)
Akşehir 1906 doğumlu öğretmen Ahmet İhsan Eke’nin, “Ahmet İhsan Eke’nin 1977 Tarihli ‘60 Yıl Öncesinden Buyana Konya’ Yazıları”nı derleyen Serdar Ceylan ve Züleyha Önal’ı takdir etmek lâzım. Akşehir’li bir öğretmenin Konya anılarını bizlere kazandırdıkları için. İhsan Eke’nin, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Özlük dosyasında kendi el yazısıyla yazdığı biyografisi de var:
“Hamidovalı Oğullarından İsmail Bahri oğlu Ahmet İhsan. Mezhebim Hanefi’dir. 1322’de Akşehir’de (tevellüt ettim). İlk tahsilimin ilk iki senesini Niğde Sultanisi’nde mutabıkıda dört senesini Akşehir İdadisi’nde ikmal ettim. Müteakiben Konya Sanayi Mektebi’ne girdim. Burada beş sene tedrisi meşrut dersleri ve Terzilik mesleğini tahsil ederek 1340 / 1924 tarihinde “aliyyülala” derecede ba-şahadetname ve mektepten neşet ettim.
Fransızca lisanını güzel okuryazarım. “Diksiyon” ianesiyle tercüme yaparım. Konya Sanayi Mektebi’nde aldığım “aliyyülala” derecede musiki şahadet name ile (Isparta) Yalvaç Orta Mektebi’ne musiki muallimliği vekâletine tayinin Antalya mıntıkası Maarif Eminliği tarafından tensip ve inha buyrulmuş ve Vekâleti Celiliye tarafından dahi tasdik edilmiştir.
Yalvaç Muallimler Birliği, Tayyare Cemiyeti, Türk Ocağı idare heyeti idare heyeti azalıklarında muvaffakiyetle ve mazharı takdir olarak çalıştım.”
1918 yılının Konyası’nı sosyal, kültürel ve folklorik olarak ele alan ve müterake yıllarını da anlatan İhsan Eke, makalesinde, Sevr Antlaşması’na göre İtalyanların Konya’yı nasıl işgal ettiklerini şöyle anlatıyor: “Bir gün dershanede çalışırken şimdiki Ziraat Bankası önünden Hükümet Konağı’na doğru bir bando sesi işittik, okulun bandosu vardı, ancak onu çalan bizler sınıflarda idik, merakla pencerelere koştuk, başları tüylü, kısa boylu İtalyan askerleri önlerinde bandoları olduğu halda güzel Konyamız’ı da fiilen işgale başlamışlardı. Çocuk yaşlarda 11-12 yaş olmamıza rağmen yüreklerimiz ağzımıza geldi, öğretmen bize sükunet tavsiye ederek öğretmenler odasına gitti, bu zehirli hava bir hayli zaman devam etti. İtalyan işgal komutanı iri yapılı bir general, Alaeddin Tepesi’ndeki yıkılan Halkevi binasında oturuyor, her gün kırmızı bir otomobille vilayet makamına gelip gidiyordu. O zamanki vali eğer yanılmıyorsam Artin Cemal (1862-1949) ismindeki bir Ermeni dönmesiydi. İtalyan birlikleri çeşitli binalara yerleştirilmiş, muzika bölüğü de Küllük başında Çifteverdiver Mahallesi’ne giden caddenin solunda iki katlı ahşap bir binaya oturmuşlardı, akşamları muzika bölüğü halka kendilerini sevdirmek için konserler veriyor, burada kaynıyan mutfaktan halka yemek dağıtmak istiyorlardı. Çok fakir olanlar müstesna, halkın bu gavurun ekmeğine iltifat etmediğini görüyor, aksine bu şımarık işgal askerlerini bertaraf etmek için yiğit Konyalıların ellerinden geleni geri koymadıklarını şimdi gururla hatırlıyorum.
Aradan iki ay kadar bir zaman geçti. Bu arada Mustafa Kemal Paşa isimli genç bir paşadan sık sık bahsediliyor, Konyalı hanımlar, bir Mustafa Kemal Paşa varmış. Memleketi o kurtaracakmış diye teselli arıyorlardı. Nihayet 19 Mayıs 1919 günü ajans haberlerinden Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığını, Kuva-yi Milliye ruhunu memlekete ilan ettiğini öğrenmiştik.”
***
Bugün, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 93’üncü yıldönümü. Sevr paçavrasını atalı üzerinden demek ki doksan üç sene geçmiş. İngilizler (Çorçil) genç T.C. Devleti’ne biçtiği ömür ise 100 sene. 2023’de doluyor. Yedi sene sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 100. Kuruluş Yıldönümü kutlanacak.
Müslüman Türk Milleti’nin bu coğrafyada ve şehit kanlarıyla sulanmış Anadolu topraklarında tutunmasını istemeyen Küresel Kraliyet Güçleri, bizi bölmek, parçalamak ve 2023’te dizginleri ellerine geçirip yönetmek istemektedir. Bunu da Amerika, İsrail, Almanya, Fransa, İtalya ve diğer Batılı ülkelerle birlikte üzerimize çullanarak acımasızca, kahpece, alçakça yapmak niyetini üzerimize saldıkları ağzı salyalı terörist köpekleriyle göstermektedirler.
Kendilerini şirin göstermek için bazen bandolar çalmakta ve içimizden devşirdikleri vatan hainleriyle birlikte aş dağıtarak, para dağıtarak insan müsveddeleri satın almak suretiyle güya kendilerini gizlediklerini sanmaktadırlar.
Biz onların çirkin yüzlerini Sevr’de gördük, Lozan’da tanıdık, Çanakkale’de ders vermemize rağmen mütareke yıllarını yaşadık ve payitaht olan güzel İstanbul başta olmak üzere Anadolu’yu işgalle asıl niyetlerini öğrendik.
Tehlike henüz geçmiş değil. Gözleri hâlâ Türkiye üzerinde ve aç kurtlar gibi yüz sene sürecek yeni bir küresel paylaşımla Ortadoğu ile İslâm coğrafyasını yeniden dizayn etmek istiyorlar.
Bizler buna müsaade etmeyeceğiz. 1919’da milletin kara maderini değiştirecek Mustafa Kemal’ler ve daha niceismi bilinmedik kahramanlar meydana çıktığı gibi 15 Temmuz’da da ay-yıldızlı şanlı bayrağımız etrafında bir ve beraber olarak aziz vatanımıza göz dikenlerin gözlerini tekrar oyacağız.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne göz diken kem gözlere, içimizden devşirdikleri vatan hainlerine 15 Temmuz’da derslerini verdiğimiz gibi bundan sonra da mil çekecek cesaretimiz var, evelallah!
Yıkılmadık, ayaktayız. 2023’e kadar değil, 2071’e kadar ve ondan sonra da hür ve bağımsız bir şekilde aklımızı kullanarak, üreterek, alnımızın terini akıtarak ayakta durmaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.