Euro 2016 Fransa elemeleri sona erdi ve şampiyonaya giden 24 takımdan 20’si belli oldu. 2016 Fransa’dan itibaren uygulanacak kural değişikliği gereği artık Avrupa Futbol Şampiyonası’na 24 takım katılacak.

1996, 2000, 2008 yıllarından sonra 2016’da da Avrupa Şampiyonası’na gidecek olmak, artık turnuvayı televizyondan izlemeyecek olmak, başta A Milli Takım futbolcularını ardından da tüm ülkeyi sevince boğdu. 1996 senesinde turnuvaya gidecek takım sayısı 16’ya yükseltildiği için zoraki de olsa turnuvaya katılmıştık. Bu sene de 24 takım gideceği için yine son anda turnuvaya vize aldık. Bu demek oluyor ki biz hep yerimizde sayıyoruz. Yani biz yukarı çıkmıyoruz, seviye gittikçe aşağı iniyor.

Atacaksın, tutacaksın diye bir başlık atmamda ki sebep kesinlikle Türkiye değil, bizimle uzaktan yakından alakası olmayan bir ülke, İngiltere. İngiltere, 1966’da ki başarısını bir kenara bırakırsak –ki o dönem oynayan oyuncuların çoğu şu an toprak altında- üst düzey turnuvalarda başarı kazanamaması ile ün salmış bir futbol ülkesidir. Ancak ne var ki benim yaşımın yettiği kadarı ile hatırladıklarım İngilizlerin kötü bir takım olmadıkları, yalnızca başarısız olduklarını gösteriyor. Bunun sebebi ise ya atıcılarının yani forvetlerinin vasat olması, ya da tutucularının, yani kalecilerinin beceriksiz olmasıydı. İngiltere elemelerde oynadığı 10 maçta 30 puan topladı, 31 gol attı ve sadece 3 gol yedi. Dünya’nın en iyi 3-4 kalecisinden biri olan Joe Hart ve forvetlerindeki Rooney-Harry Kane ikilisi sayesinde şu an benim gözümde 2016 Fransa’nın en güçlü adayı İngiltere.

“İngiltere’den bize ne yahu” diyebilirsiniz, haklısınız da. İngiltere şu an bize rol model olmak için en önemli ülke dersem, o zaman ilgilendirmiş olur işte. Burak Yılmaz’ın yokluğunda resmen santrafor olmadan kader maçımıza çıktık ve elimizdeki kısıtlı forvetler Cenk ve Umut’u, adeta mucize için sahaya sürdük. Kaleci konusunda halen ülkenin yüzde 60’ının güvenmediği Volkan Babacan ve santrafor olmadıktan sonra Fransa’da da büyük bir başarı beklemek biraz hayal olur. Eğer şanslıysak önümüzdeki yaz Fransa’da denk takımlarla eşleşiriz ve en iyi ihtimalle yarı finale kadar çıkarız. Zaten şans konusunda da Dünya’nın en abdestli ülkelerinden olduğumuz aşikar.

Fransa’da Allah yardımcımız olsun, bir sonraki jenerasyondan Burak Yılmaz’dan daha iyi forvetler ve elimizdeki kalecilerden daha iyi kaleciler çıkması dileğiyle.