Rasim Atalay

Rasim Atalay

Bunu da Meclis kürsüsüne taşır mısın sayın vekilim?

Bunu da Meclis kürsüsüne taşır mısın sayın vekilim?

Konya’yı Ankara’da, yönetimin merkezinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil etmek üzere Konya halkının vermiş olduğu oylar ile görevlendirilmiş, halktan yetki almış 15 milletvekili bulunuyor.

Bu 15 milletvekilinin dağılımına baktığımızda 9’unun AK Parti’den, 2’sinin MHP’den, 2’sinin CHP’den, birinin İYİ Parti’den, birinin de YRP’den gittiğini görüyoruz…

Hepsi birbirinden kıymetli isimler…

Kıymeti olmasaydı mensubu olduğu partiler aday göstermez, vatandaş oy vermez, o koltukları da bu kişiler meşgul edemezdi. Adlarını say desek Konyalıya, bir elin beş parmağı kadarını sayabilen ancak çıkar.

Ne yapıp ettiklerine baktığımızda ise zaman zaman kamuoyuna yansıyan boyutuyla hepsinin belli alanlarda yoğun bir tempo ile çalıştıklarını görüyoruz. Konya’nın çıkar ve menfaatleri doğrultusunda ne kadar tesirli olduğu konusu ise Konya’ya bakıldığında açık ve net bir şekilde kendisini gösteriyor.

Geride kalan dönemde milletvekillerinin zaman zaman gergin anlar yaşadıklarına, karşı karşıya geldiklerine hatta kavga dahi ettiklerine şahit olduk.

Birbirilerini eleştirenleri, yanlış yapıldığını düşünenleri gördük. Bunlar da Meclis’in tabiatının gereğidir dedik, geçtik.

Ve yine zaman zaman polemik üretmeye müsait açıklamaların ve yaklaşımların var olduğunu da izledik, duyduk gördük, görüyoruz…

Bu tür polemikler zaman zaman ortak paydamız olan Konya ile ilgili algıyı başka ve istenmeyen taraflara çekmeye çok müsait hale getirebiliyor. Vekillerin meclis kürsüsündeki sözleri algıya doğrudan etki edebiliyor.

Amaç muhalefet etmek midir, yoksa bir sorunun var olduğuna inanıp çözüm yolu aramak mıdır bilemeyiz? Ancak bir insan inanmadığı bir konuda topluma mâl olacak şekilde Meclis kürsüsünde haykıra haykıra açıklamalar yapmaz diye düşünüyorum.

Çok iyi tanıdığım, bildiğim, sevdiğim, her zaman yapıcı gördüğüm, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş Bey’in de bu anlamda bir talihsizlik yaşadığı kanaatindeyim.

Konu, Konya’da ikinci el ekmek satışı yapıldığına dair bir enformasyon…

Özü itibariyle konuşmayı dinlediğimizde Türkiye genelinde yaşanan ekonomik sorunların Konya’daki yansımaları üzerine bir açıklama yapan Sayın Vekilin, bir tüccarın elinde bir gün öncesinden kalan bayat ekmekleri daha ekonomik bir şekilde satışa sunmak için yaptırdığı küçük pankartı, bir gazetede yayınlanan haberin de desteklemesi ile Meclis’e taşıdığını görüyoruz.

Açıkçası ‘ikinci el ekmek’ tanımını Allah’ın vermiş olduğu bir nimet için kullanmanın ne kadar abesle iştigal olduğunu herkes anlayabiliyor.

Ancak tüccar vatandaş, dikkat çekmek veya ilgi görmek gibi bir düşünceyle böyle bir yaklaşımda bulunmuş. Sonrasında sayın vekilim de konuyu meclise taşıyıp, Konya’da ikinci el ekmek satışının yapıldığına dair bir söylem üretmiş.

Araba değil, beyaz eşya değil, mobilya değil…

Telefon değil, bilgisayar değil, lastik değil…

Ekmek bu ekmek…

İkinci el nasıl olabilir?

Bir şeyin ikinci el olabilmesi için kullanılmış olması gerekir. Ekmeği üreten tüketilmesi için üretir, alan da tüketmek için alır. Yani bunun ikinci ele düşmüş hali olabilir mi? İkinci el ekmek mantığıma hiçbir şekilde sığmıyor ama en iyi terimle az ısırılmış, ucundan azıcık yenmiş gibi şeyler geliyor aklıma. Bu bile ikinci el teriminin tam karşılığı olmamakla birlikte hadi öyle kabul edelim. Böylesi bir durum zaten hiçbir şekilde ortada yok.

Bir gün öncesinden kalmış olan bayat ekmekleri yarı fiyatına satışa sunan tüccar da bunun yanlış olduğunun farkına varmış. Sonra yanlışını düzeltmiş. İkinci el ekmek yerine akşamdan kalan ekmek demiş.

Yanlış düzelmiş de olan olduktan sonra…

Sayın vekilim, yukarıda da bahsettiğim gibi sizi sever sayarım. Bendeki yeriniz hakikaten başkadır.

Niyetim vur abalıya değil, sözlerim sakın yanlış anlaşılmasın. Sizin de temsil ettiğiniz Konya ile ilgili ülke kamuoyunda oluşan yanlış algının bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum.

O yüzden de yanlış üstüne yanlış inşa etmenin ortak paydamız olan Konya ile ilgili algıları olumsuza çevirdiği gerçeğinden hareketle soruyorum sayın vekilim, “Bunu da meclis kürsüsüne taşır mısınız?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR