BİZİM İÇİN OYNA
Galibiyete o kadar uzak kalmışız ki Karabük karşısında aldığımız üç puandan sonra maç sonu nasıl sevineceğimi bile şaşırdım. Bu takımı bu hale getirenler utansın. Geçtiğimiz gün maç sonu arkadaşın biri "Abi artık takıma sahip çıkma zamanı, bazı şeyleri unutmak lazım" deyince bazı çabaların da gerçekten boş olduğunu anladım.
Yani biz, bu taraftar şimdiye kadar bu takıma sahip çıkmadı mı ki bazı insanlar bu düşünce altına girdi. Üç yıl nerdeyse tüm basın kuruluşları Konya'yı futbol kenti ilan etti. Birçok maçta stadın doluluk oranı konuşuldu. Diğer takımlar lig maçlarında bile taraftar bulamazken biz hafta içi mesai saatlerine denk gelen Türkiye Kupası maçlarını bile on bin taraftarla oynadık. Bu süreçte yapılan koreografilerle marjinallik ortaya konuldu. O dönem milli takımın maçları şehrimize verildi ve milli takım Konya'dan Fransa'ya gönderildi. Kupa finali oldu, iftar sahur dinlemeden millet oruçlu ağzıyla Eskişehir'e akın etti. Süper kupanın adı Samsun diye konuldu, binlerce taraftar otobüslerin yanı sıra kendi özel araçlarıyla katılım sağladı. Bunları ne çabuk unutuyoruz da şimdi takıma sahip çıkma zamanı kafasına giriyoruz.
Bu taraftar iyisiyle kötüsüyle bu takıma her zaman her yerde sahip çıktı, çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek. İşler yolunda gitmiyorsa, ortada bir yanlış var ve bu yanlıştan dönülmüyorsa yönetimi istifaya davet etmek, futbolcuya serzenişte bulunmakta takıma sahip çıkmaktır. Taraftarın ağzında "Kravatlılar gider, atkılılar kalır" diye bir cümle geziniyor. Bu cümle aslında o kadar her şeyin özetidir ki iyi idrak edebilmek gerekir. Futboldan ötürü ciddi paralar kazanan kitleyi yine futboldan ötürü az çok paralar kaybederek destekleyen insanlar her zaman haklıdır. Bu yüzden taraftara laf etmeden önce herkes dönsün kendine bir baksın.
Son günlerde tribünlerimizin ağzında bir tezahürat var; "Arman için oyna, forman için oyna, bizim için oyna, ölümüne oyna" diyerek hep bir ağızdan tutkuyla bağırıyor. Pek sevdiğim bir tezahürattır. Hani İngiltere liglerinde küme düşmesi kesinleşen takımların bile son maçta bir galibiyet almak için uğraşması veya Alman takımlarının farklı skorlarla önde olmasına rağmen tekmeye kafayı sokması maçı tabiri caizse kıran kırana hale çeviriyor. Nedendir bilinmez ama bizim ligimizde bunları göremiyoruz. Bir farkla skor üstünlüğünü yakalayan takım oyunu yaslıyor, yatıyor. Aslında istisnai durumlar hariç takımlar yanlış yapıyor. Tribünlerin dediği gibi en azından taraftarın için oynamalısın. Oyna ki o zevk alsın, oyna ki seneye kadroda yerin garanti olsun, oyna ki kendini göster istatistiklerini arttır.
An itibariyle bizde bu kalıba uyan sadece Skubic ve Mehdi var. Bu oyuncular da takımını sırtladığı gibi piyasa değerlerini de katlıyor. Gönül istiyor ki bu durum tüm futbolculara yansısın. Ki umarım bu maçta Konyaspor'un çıkışı için bir antibiyotik etkisi yaratır. Yoksa bundan sonra ki süreçte fikstürün zorlu maçları göz önüne alınırsa PTT 1. Lig hepimize hayırlı olsun diyebilirim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.