Böyledir hâl-i pür melalimiz
Ben sormadan söyledi. Altınekinliymiş. Bir ayağının diğerinden kısa olduğunu ayağa kalktıktan sonra fark ettim. Üzüldüm. Nasıl içim ezildi…
Aslında bir işe yoğunlaşmışken etrafımdakilerle konuşmayı pek sevmem.
Adam ısrarla sordu. Paramı hemen verirler mi ki?
Duydum da duymazdan geldim önce. Bir daha dedi. “Şef mesaj atmış, müteahhit parayı yatırmış, hemen veriler mi ki?”
Eline kimliğini tutuşturmuş. Gözleri ışıltılı. 1,60 boylarında kara kuru esmer benizli bir adam.
Hayırdır ne parası dedim?
Naif bir tonla yineledi. “Ben çim suladıydım da şefim mesaj attıydı, müteahhit parayı yatırmış. Ben de hemen geldim. Şimdi veriler mi ki?
Soruyu 3. kez duyunca dayanamadım. Verirler dedim. “Rahat ol. Sıra numarası aldın mı?”
Aldım dedi. Elindeki kağıdı göstererek.
Adam her halinden belli gariban biriydi. Refüjlerde geceleri çim sularmış. Büyük bir övünçle kimliğini gösterdi 54 yaşındayım dedi.
Emekli olmadın mı dedim? Nerdeee dedi.
- Peki ya çoluk çocuk?
- Var hem de 3 tane. Ama 5 kuruş faydaları yok hepsi kendine çalışır. Gençler yaa…
Hey Allah’ım bana göstereceksin ya bazı şeyleri. Kuyrukta dahi bir vesile olur gelir işte…
Hem dedi gariban adam, hem alsak ne olacak ki geldiği gibi gidecek.
Nasıl yani dedim nereye gidecek? İç çekti, hafif tebessümlü lakin saflık kokan çehresiyle anlatmaya başladı:
- Şuradan çıktım mı önce Ev…..’a mağazasına gideceğim 450 lira buzdolabı çamaşır – bulaşık makinesi taksiti var, sonra oradan da Ev…. Mağazasına, oraya televizyon taksidi 325 lira sonra da…
Sözünü kestim. Dayı kaç para alacaksın sen dedim. Asgari ücret dedi. 900 lira. Neymiş bu televizyon nasıl aldın dedim. Yine övünen yüz halini takındı “en iyisinden dedi, her bir şeyi var seksen küsur ekran içinde internet bile var bi görsen incecik 10 taksitle aldım hem de”
Dayı ne yaptın asgari ücretle çalışan adamsın değer mi dedim.
Çocuklar dedi. Çocuklar istedi. Başını öne eğdi bu kez.
- E onlar ödeseydi ya dedim.
Bugün maaş aldığımı duyarlar ya dedi, kalanı da onların.
Ne kaldıysa tabi?
Ne diyordu şair?
“Böyledir hâl-i pür melalimiz”
Ah şu benlik. Kıskançlık. Filan da var da biz de niye yok hastalığı?
O kadar belliydi ki… 54 yaşında çalışmaya muhtaç gariban adam tüm fakirliğine rağmen cahilliğin verdiği cesaretle eşinin ve çocuklarının baskılarına dayanamayarak maaşından fazla takside girmişti.
Taksitleri ödese 1 ay nasıl geçinecek? Borçla. Zaten taksitlerin günü geçeli de bilmem kaç gün olmuş. Vallahi iyiye gitmiyor bazı şeyler. Toplumun iyice şirazesi kaydı. Aylık geliri 900 TL olan bir aile kazancının 3’te 2’sinden fazlasını taksit öderse ne yiyip içecek.
Sırf özenti uğruna 3 milyardan fazlaya TV alınır mı? Üstelik senetle iş yapan normal değerinin 2 katına satış yapan yerlerden.
Sen ayağını yorganına göre uzatmazsan hükümet ne yapsın, devlet ne yapsın be arkadaş?
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediğini yabana atmayın, bu ülkede sakız alır gibi cep telefonu satılıyor. Bilye boncuk oynar gibi takside giriliyor. GSM operatörleri arı gibi akıllı telefon dağıtıyor. Asgari ücretle çalışan birinin elinde iphone 6+ var. Küçümsemek değil niyetim. Yanlış anlaşılmasın. Dedim ya bir şeyler ters gidiyor. O kadar aleni ki sonu pek hayırlı değil bu işin. Tüketim çılgınlığı, yeni sömürge düzeninin bir enstrümanı gibi. Yarın bu düzen başka düzlemlerde farklı düzmecelerle başlarsa vay ki ne vay halimize.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.