Ahmet Öztemel

Ahmet Öztemel

Demokrasi Tarihimizden

Demokrasi Tarihimizden

       Demokrasi tarihimiz güzelliklerle doludur. Bize özgüdür her şeyimiz. Buyurun kısa bir demokrasi tarihi gezisi;

1946 yılında Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü, Refik Koraltan CHP Meclis Grubuna verdikleri önergede hangi konuda isteklerde bulunmuşlar dersiniz? Demokratikleşme elbette.

Seçim tarihini belirlemek hep iktidarın isteğine bağlı olagelmiştir. 1946 yılında CHP seçimleri Eylül ayından 26 Mayıs’a alırken hedefi DP’yi hazırlıksız yakalamaktı. Belediye seçimlerine katılmayan DP’nin gerekçesi ise “iktidarın seçimde yanlı davranması ve seçim güvenliğinin olmaması” idi. Seçim tarihi konusunda 1977 yılında Demirel’in “Martta havaya bakarız, gerekirse seçime gideriz” ve 1984 yılında Özal’ın “yerel seçim ardından erken seçim gelir diye bekleyenler avuçlarını yalasın” sözleri örneklerdir. Seçim sistemini değiştirmek de hep iktidarın elinde olagelmiştir. 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan seçim sistemi hem ilk hem sondur; “adli denetim dışında, açık oy, gizli sayım”. 1946 seçiminin mimarı ve galibi CHP 1957 yılında hangi kitabı hazırlamış dersiniz? “Seçim Hileleri”  Bugün de hem seçim barajı hem de güvenliği konuşulmuyor mu?

Demokrasi tarihimizde hep Meclisimizin dediği olmamıştır. Meclis üzerinde veya gölgesinde oluşumlar da bulunmuştur. Örneğin 1971 yılında Erim hükümetinden çekilen 11 Bakan Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’ın eleştirilerine maruz kalmıştır. Örnekler çoktur da 1997 yılında RP’yi eleştiren Tuğgeneral Osman Özbek’in cezalandırılması konusunda DYP yöneticilerinin “paşaya dokunamazlar” söylemleri unutulmaz.

Azınlık hatta transferlerle oluşan hükümetler de olmuştur siyasi tarihimizde. 30 Mart 1975 tarihinde AP, MSP, CGP, MHP, “Milliyetçi Cephe” Hükümeti kurmak için anlaştıklarında Bülent Ecevit “Dört partiden oluşan azınlık hükümeti dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş” demiştir ama  hükümet güvenoyu almıştır. 1978 yılında ise Ecevit CGP, DP, AP’den ayrılan 11 milletvekilini bakan yaparak iktidar olmuştur.

Bizde muhalefet iktidarları hep faşist ve diktatör olmakla suçlarken iktidarlar hep yeterince özgürlük olduğunu savunmuşlardır. 24 Mayıs 1977 tarihinde Demirel’in slogan atan CHP’lilere “Türkiye’de faşizm olsa böyle bağıramazsınız, burnunu sürterler adamın “ sözü bir incidir.

Cumhurbaşkanlığında Kenan Evren’e İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin fahri profesörlük ve fahri hukuk doktorluğu unvanları vermesi bence kurumlarımızın demokrasi sevdasının(!)  birer örnekleridir.

       Siyasetçilerimiz demokrasi kurallarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Öyle ki 1994 yılı SHP ve CHP’den istifa eden milletvekillerinin DSP’ye katılmak için hülle partileri kurdukları yıldır.

       Anayasa ve özgürlükler hep tartışılagelmiştir. 1971 yılında Başbakan Nihat Erim “anayasa birçok Avrupa ülkesinden daha liberal, Türkiye böyle bir lüksü kaldıramaz” demiştir. 1972 yılında ise Demirel otoriter anayasa istemiştir.

            Gene seçim dönemi, gene benzer tartışmalar. Demokrasi ve özgürlükleri   az  bulan muhalefet; yeterlidir diyen iktidar. Seçim dönemi huzurlu, sonuçları hayırlı olsun. Saygıyla.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Öztemel Arşivi
SON YAZILAR