Erol Sunat

Erol Sunat

Dün 3 Mayıs’tı!

Dün 3 Mayıs’tı!

Dün Hz. Mevlana ve ailesi teşrif etti Konya’ya…793.yıl olmuş. Neredeyse sekiz koca asır. O ve ailesi teşrif edince Selçuklunun Payitahtına,

Şehre bahar geldi,

Bahar kokuları yayıldı her köşeye, her bucağa…

Şenlendi şehir…

Uluğ Keykubat’ın efkarı kayboldu!

Neşesi yerine geldi!

Rahatladı o ulu Sultan…

Sultan-ül Ulema, Cümle Ulemaların, Alimlerin Sultanı Bahaüddiin Veled, oğlu Mevlana ve kafilesiyle birlikte geldi davet olundukları Konya’ya…

Siz ister 1229 yılının 3 Mayıs’ıydı deyin, ister 2021 yılının 3 Mayıs’ı…

Gelen geldikten sonra, gel diyen yollara düşürdükten sonra, seni yolcu eyledim, yola düş, yola koyul denildikten sonra, yol da , yolcu da baş eğer o emre…

Selçuklunun Payitahtı Konya, kollarını açtı gelenlere…

Ve o gelenler serdiler gönül postlarını o günden bu yana Konya’ya…

O gönül postları serili olduğu müddetçe, bu şehrin geleni-gideni, ziyaret edeni, artarda, eksilmez

Onlar gönül postlarını serdikten sonra,

Cümle gönül dostları,

Cümle gönül erleri geldiler.

Onlarda Mevlana ve ailesinin serdiği postların yanına,

Civarına sermeye başladılar gönül postlarını.

Onları bu şehre çağıran,

Gelin, sizin gönül yurdunuz burasıdır bundan gayrı demeseydi,

Gönüllerine o ateşi düşürmeseydi,

O uzak diyarlardan inanın gelmezlerdi, gelemezlerdi bu şehre…

3 Mayıs, onun içindir ki,  o kutlu gelişlerin başlangıç tarihidir. Neden bu kadar önemli olduğunu da bilen bilir.

 

*****

Şehir bağrına bastı, o gelen cümle gönül dostlarını.

Sonra ne mi oldu?

Şehre hep gönlü güzel olanlar,

Ufku açık olanlar,

Şehre hiçbir karşılık beklemeden,

Sadece Allah’ın rızasını kazanmak için,

Bir şeyler anlatmak, insan dağarcığına bir şeyler katmaya gelenler oldu o günden, bugüne…

Eksilme olmadı!

Gel çağrıları çok daha arttı!

Tekrar ifade edelim ki, 3 Mayıs rast gele bir gün, hiç olmadı!

Bugünü bazıları anladı, bazıları anlamadı, bazıları işine geldiğinde anlar gibi yaptı, sonunda görüldü ki, anlamayanlar hüsrana uğradı, feraseti yerlere göklere konduramayan göz boyacılar ise, ne kadar ferasetsiz olduklarını saklayamadılar!

Şehrin havası, bazılarının boyasını da, foyasını da ortaya koydu!

 

*****

Rabbimizin her günü hoştur, her günü güzeldir, ancak bazı günlerde ona özeldir. O günlere atıflar yapılmıştır.

Horasan erlerinin, gönül sultanlarının ziyaretgahıdır bu şehir.

Bu şehir aşkın kapısıdır!

Aşkın kapısından içeri aşıklar girmeli derler ya…

Aşkın bir görünen kapısı vardır, birde görünmeyen mana kapısı.

Görünenden, sözde aşıklar, sözüm ona aşıklar, aşık geçineneler, aşık geçinenlerden geçineneler, şarlatanlar, goygoycular, işi şamataya vuranlar, ahkam kesenler, milletin başına allame kesilenler geçse ne , geçmese ne?

Sanırlar ki, aşkın kapısından allem-kallem ettik yine geçtik!

Mana kapısının yani aşkın hakiki kapısının yanına, ölse-gitse varamaz böyleleri.

O kapı, altın-akçeyle açılmaz,

O kapıda torpil sökmez,

O kapının anahtarı kalptir.

 

*****

Yolların kesiştiği,

Sevenlerin, vuslata ermek için gelenlerin buluştuğu

Ve kavuştuğu bir şehir Konya…

Dün 3 Mayıs’tı! Bu şehre bedenen girilmemiş olabilir.

Ancak, aşıkların cümlesinin kalbi,

Yananların cümlesinin kalbi,

Ananların cümlesinin kalbi,

Aşk kapısından girdiler biiznillah!

Cazibe merkezi diye mangalda kül bırakmayanlar!

Yalan dünyanın cazibe merkezlerinden dem vuranlar!

Türbe önüne dahi cazibe merkezi gözüyle bakanlar!

Bu şehir Enbiyalar ve evliyalar şehri!

Bu şehrin cazibesi ezelden…

Manevi güzelliğinden ve zenginliğinden…

Görün gayrı…

 

*****

Dün 3 Mayıs’tı…

Konya için sekiz asırlık bir kırılma noktasıydı!

Her yıl yeniden açılan bir beyaz sayfaydı!

Mana alemince hoş bir gündü.

Bu anlattıklarımız, ha 793 yıl öncesi Konya’sına, ha düne dair!

Nihayetinde hepsi doğru, hepsi bir!

Yol ıssız,

Şehir ıssız,

Sokaklar ıssız,

Kimse yok!

Pandeminin kol gezdiği değişik bir zaman dilimi!

Kültür, hıçkırıklara gark olmuş, hıçkıra hıçkıra ağlıyor türbe önünde…

Mevlana geliyor!

Yok mu karşılayan!?

Olmaz olur mu karşılayan! Yok denilen her neyse görünürde yoktu!

Sanmayın ki, yol da, sokaklarda, caddelerde mahcup oldu!

Karşılayanlar karşıladı çok şükür! 

Mevlana halden anlayandır, dilden anlayandır, kusurumuza bakmayandır, hoş görendir,

Hz. Peygamberin izinden yürüyendir.

Hoş geldin ya Hz. Mevlana, hoş geldin, safalar getirdin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR