Geleceğe dair…
Doğum tarihini 3 Mayıs olarak değiştiren Türkçü yazarlardan Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan’ın hoş yanlarından birisi, “Fütürist” olmasıdır.
Medine müdafii olarak bilinen Fahreddin Paşa’nın da yeğeni olan Reha Oğuz’un 41 kitabı, dokuz film ve altı televizyon senaryosu var. Geleceğe dair ve gelecekle ilgili senaryolar yazan Reha Oğuz’un “Maziden yüzde 24 bahsedin, gelecekten yüzde 25 bahsedin, yüzde 50 de günü konuşun” diye hoşuma giden bir sözü var.
İş ve yaşam için olumlu gelecek tasarımına fütürizm ve bu tür bakış açısını benimseyenlere de fütürist deniliyor. Çoğu Siyonist ve kan emici vampir gibi insanlığı sömüren 300 küresel şirket milyarderi olan zenginler, Fransa seçimlerine “Fransız” kalmayarak bir gecede milyarlarca dolar kazanmışlar. ‘Olumluluk dezenformasyonu’yla para kazanan bu küresel şirketler kâr ettiği müddetçe, gelecek elbette düzelmez. Amma dünyaya 3 trilyon dolara malolan “morgage” krizini çıkaran da bunlardı.
CEO ideolojisine girersek işin içinden pek çok küresel pislik çıkar.
***
Günümüz dünyasında neler konuşuluyor?
Geçenlerde CNN ekranlarında günü konuşmak adına 4. Sanayi Devrimi’yle ilgili bir haber vardı. Hamalların yerini alacak “Robot köpek” yapmışlar. Mekanik köpek, yükü taşırken önüne çıkan engelleri de aşarak yükünü devirmeden gideceği yere teslim ediyordu. Köpeğe ayakla iyi bir tekme atmalarına rağmen robot köpek yere devrilmiyordu.
Amerika’daki tanrı tanımaz küresel şirketler tarafından dünya ölçeğinde hayata geçirilmek istenen 4. Sanayi Devrimi’nde, insanların yerini büyük ölçüde robotlar alacak. Bu robotlar daha çok yük taşımacılığı dahil kargo ve PTT ile ev ve iş yerine yemek ve tekstil siparişlerinde kullanıma sokulacak. Nüfusu azaltmak için sanal seks evleri ve bu evlerde çalışan zinakâr karılar, sevgililer ve aşk kadınları robot olarak teknik açıdan çoktan ürettiler bile. Bunlar sanal olarak Amerika’nın değişik eyaletlerinde çalışır halde.
Kendilerini global köyün kavalcıları olarak gören, kendini de bu dünyaya ait hisseden bu global köyün küresel şirket sahibi multi milyarderleri, robotları harekete geçirmek suretiyle dünya nüfusunu azaltmayı kafalarına bir kere koymuşlar.
İşe de 2 milyara yaklaşan Türk-İslâm dünyasını birbirine düşürerek ve birbirlerine kırdırtarak başladılar. Çünkü dinlerin neşet ettiği yeraltı ve yerüstü zengin topraklar ile su kaynakları “Mezopotamya” dediğimiz bu coğrafyada bulunuyor. İslam medeniyeti bu coğrafyadan dünyaya yayıldı. Büyük imparatorluklar (Roma, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar” bu topraklar üzerinde yüzyıllarca at koşturdu, adaletle hükmetti ve dindar insanlar bu topraklar üzerinde zulme uğradı.
***
Yüzde 25 de maziden konuşacak olursak 1. Dünya Savaşı ile 2. Dünya Savaşı’nı da unutmamak gerekir. Yahudi asıllı Hitler ile insan kasabı Stalin milyonlarca insan öldürmediler mi?..
I.Cihan Harbinin dünya ekonomisine zararı o dönemin parasıyla 185 milyar dolardı. Bu savaşta yaklaşık 15 milyon kişi öldü, 20 milyon kişi yaralandı. Askerlerin üçte biri İspanyol gribinden dolayı öldü. Altı yıl süren ve insanlık tarihinin en fazla kaybına yol açan II. Dünya Savaşına 100 milyon askeri kuvvet katılmış; yaklaşık 25 milyon asker, 50 milyona yakın sivil insan ölmüştür. Türkiye, 2. Dünya Savaşına girmemesine rağmen bundan son derece etkilendi. Karaborsa ve haksız kazanç arttı. Nüfus artışı azaldı. Ekmek karneye bağlandı. Sanayi üretimi, ziraî gelir ve millî gelir önemli ölçüde azalırken, harp sona erdiğinde Türkiye ekonomisi 1934 yılındaki durumunun gerisine kadar düştü.
1945’den 2000 yılına kadar çıkan çatışma ve savaşlardan dolayı dünyada yaklaşık 41 milyon insanın öldüğü tahmin ediliyor. 20. Yüzyılda ise yaklaşık 148 milyon insanın öldüğü ifade ediliyor. Dünyadaki pek çok katliam ya ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin gibi ülkelerin yerel diktatörlükleri desteklemesiyle ya da bizzat bu ülkelerin eliyle gerçekleştirildiğini de buradan ifade etmek isteriz.
20. yüzyıl bir yerde cinayet yüzyılıdır.
***
Konya’da “geleceğe dair” iyi şeyler yapan insanlar da yok değil.
Bu fütürist zekalı, kafası iyi çalışan akıllı ve zeki yüksek mühendislerimizden birisi de Özgür Akın’dır. AKINSOFT’un beyni sayılan fütürist Özgür Bey, ileriye dönük bir robot ‘Akın’ı başlatmak için ilk önce, garson robotlar üretti.
“Geleceğe dair” düşüncelerini hayata geçirmek için Konya’da robot fabrikasının temellerini attı.
Osmanlı’nın değil, Cumhuriyetin, belki Yeni Türkiye’nin belki Büyük Türkiye’nin yeni nesil ‘Akın’cılarını oluşturmak için kolları sıvayan Özgür Bey; “Geleceği şekillendirmekten sorumluyuz” diyor.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Sahi, Türkiye’yi ve Konya’yı yönetenler “geleceğe dair” ne düşünüyorlar?
Geleceğe dair ne konuşuyorlar?
Konya’nın geleceğini mi düşünüyorlar yoksa rantı mı?..
Üniversitelerimizin hangisinde “Fütürüst Kulüpleri” ya da “Fütürist Öğrenci Topluluğu” var?..
Geleceğe dair büyük düşünmek zorundayız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.