GÜNÜMÜZDE KOMŞULUK İLİŞKİLERİ
Günümüz insanının tedirgin edici bir şekilde yakın çevresindeki insanlardan yalıtılmış bir ortamda yaşamayı tercih ettiği görülmektedir. İnsanın toplumsal bir varlık olmasıyla örtüşmeyen bu durum köklü değerlerimizden olan komşuluğun özellikle büyük şehirlerde yavaş yavaş tarihe gömülmekte olduğu endişesini yoğun bir şekilde hissetmemize neden olmaktadır.
Teknolojik gelişmelere paralel olarak yükselen hayat standartları niceliği iyileştirirken niteliği adeta bozmaktadır. Kolaylaşan ve birbirimize mekânsal olarak yakınlaşan hayatımızda komşularımıza daha çok zaman ayırabilmemiz gerekirken komşuluk ilişkilerinde görülen kötü gidiş kaygı vericidir. Bugün, kim oldukları konusunda hiçbir fikir sahibi olmadığımız insanlarla aynı çatı altında, yan yana ya da karşılıklı dairelerde oturabiliyor, bu durumu sorun etmeden yaşayabiliyoruz. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” öğretisini kabullenmiş bir toplum olarak komşumuzun açlığı tokluğu bir yana adını bile bilmiyoruz.
Kuşkusuz hepimiz için güvenlik, özellikle de yuvamızın güvenliği birinci sırada gelmektedir. Her birimiz ekonomik imkânlarımız elverdiği ölçüde güvenlik için ne gerekiyorsa evimize kazandırmakta ya da güvenlik sorununu çözmüş görünen mekânlara taşınmaktayız. Oysa yatırımımızı insani ilişkilere değilde sadece teknolojiye yapmak güvenlik sorunumuzu çözmeyecektir. Yukarıda söylediğim gibi; güvenliğin başta gelen teminatı iyi komşuluk ilişkileridir. Ancak sırf güvenlik amaçlı birbirimizi tanımak ve iyi ilişkiler kurmaya çalışmak, çağımızın çıkar ve menfaat esasına dayalı ilişkilerine bir halka daha eklenmesinden öte bir anlam taşımayacaktır.
Sevgili dostlar tüm beşeri münasebetlerimizin olduğu gibi komşuluk ilişkilerimizin de sağlıklı olabilmesi için birinci şart, komşuluklarımıza herhangi bir şekilde zarar vermemek için azami gayret sarf etmektir. Empati yaparak kendimize yapılmasını arzu etmediğimiz, eylemleri komşularımıza da yapmayarak iyi bir komşuluğun önünde ki engelleri kaldırmış oluruz.
İyi bir komşuluk ilişkisi için birbirimizi tanımak gerekir, bunu için komşularımızla kuracağımız köprüde ilk adım selam verip, selam almaktır. Selamlaşmak “Günaydın” ya da “İyi akşamlar” ifadeleri ile sınırlı kalmamalıdır. İnsanlara isimleriyle hitap ederek samimi bir şekilde hal ve hatırlarını sorabiliyorsak gerçekten selam veriyoruz demektir. Apartman sakinleri birbirilerinin isimlerini zillerden veya kapı üzerinden öğrenmemelidir. Bizzat tanışmak suretiyle bilmelidirler. Yeni taşınan komşulara hoş geldin ziyaretleri yapılmalı, zamansızlık gibi bahaneler ileri sürülmemelidir.
Değerli dostlar samimi bir tanışma ve devamında gelecek olan içtenlikli selamlaşmalar iyi bir komşuluk için çok önemli olmakla birlikte sadece bir başlangıçtır. Selamlaşmanın aramıza atacağı sevgi tohumları karşılıklı iyi davranışlarla yeşerip büyüyecektir. Karşılıklı ziyaretler olmadan komşularla ilişkilerimizi geliştirmek mümkün olmayacaktır. Aile bireylerinin çalışıyor olması komşuları ziyaret için bahane olmamalıdır, yoğun olmayan bir gün ve akşamında bu ziyaret yapılmalıdır. Hasta ziyaretleri mutlaka yapılmalı sıkıntılı anlarında yanlarında olmalıyız. Cenazelerde hane halkının acıları paylaşılmalı, yemek ve çay konusunda üzerlerine düşeni yapmalı; taziye için komşuya evler açılmalıdır.
Değerli dostlar unutmayalım ki komşu komşunun koruna muhtaçtır, komşusu aç iken tok yatan bizden değildir denmiştir. Görüldüğü üzere bireysel huzurumuz ve mutluluğumuzun yanı sıra toplumsal birlik ve beraberliğimiz içinde önem taşıyan komşuluk ilişkilerindeki kan kaybını durdurmak için hepimiz bir şeyler yapabiliriz. Biraz özveri biraz da gayretle iyi komşuluğu masal olmaktan kurtarabilir, yaşanmaya değer bir çevrenin mimarları olabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.