HARMAN TATİLİ
Son dönemlerinde Osmanlı çok fakir düşürmüş, borç batağına saplanmıştı. Elde kalan son maddi imkânlarımızı da istiklal savaşında kullandık. Zaten aşırı derecede fakir düşmüşken, cumhuriyet döneminin ilk yıllarında bir de Osmanlının borcunu ödemek zorunda kaldık. Milletvekillerimize ve kamu çalışanlarımıza geçinebilecekleri düzeyde maaş veremiyorduk. Onlar yine de büyük bir öz veriyle çalışıyorlardı. Ama sadece aldıkları maaşla geçinmeleri o günlerde zordu. Geçinebilmek için birçoğu köyündeki, kasabasındaki tarlalarını ekiyor, harman kaldırıyor, tarımdan da destek alıyordu.
Çocukluk ve gençlik yıllarımda hem Osmanlının son dönemini, hem de cumhuriyet dönemini görmüş bazı yakınlarım henüz hayattaydı. Onlar canlı tarih gibiydiler. Allah hepsine rahmet etsin. Onların söylediğine göre bu gün de devam eden meclis tatili ve adli tatil, cumhuriyetin ilk yıllarında mebuslara ve hâkimlere hasat ve harman yapmaları için getirilmiş tatillerdi.
Aradan yıllar geçti. Milletvekili ve hâkimler için artık ne o geçim sağlamayan küçük maaşlar, ne de hasat ve harman zorunluluğu kaldı. Ama maalesef bu tatiller, hasat ve harman zamanında yine de sürdürülüyor. Bu konu geçmiş yıllarda da zaman zaman medyada gündeme getirildi. Ama maalesef başkaca birçok konu güncel hale getirildiği halde bu tatiller böylece sürüp gidiyor.
Ülkemizin en önemli, en kritik sivil görevlerini yerine getiren bu iki güzide kurumumuzdan birinin 15 Temmuz’da, diğerinin 20 Temmuz’da tatile girmesi, yasama ve yargı gibi en önemli iki konuyu sekteye uğratıyor, aksatıyor, geciktiriyor. Diğer kamu kurumları işlerini aksatmayacak şekilde, bütün yıla yayılan bir yıllık izin programı uygularken, karar merciinde bulunanlar acaba kendilerine torpil mi geçiyor diye insanlarımız bu tatilleri eleştiriyor.
Adliyelerde nöbetçi mahkemeler ve nöbetçi hâkimler var. Hiç değilse acil konulara onlar bakıyor ve kısmen de olsa adliyeler işliyor. Ama meclis üyelerinin hepsi birden, olmayan hasat- harman işlerine gidince mecliste her iş olduğu yerde kalıyor. Örneğin ceza indirimi yasasını, yargı reformunu halkımız kurban bayramından önce görüşülür diye umutla bekliyordu. Bunun gibi başka bazı yasaları da dört gözle bekleyen birçok vatandaşımız vardı.
Partilerin vekil sayısıyla orantılı olarak iki grup halinde, münavebeli olarak tatil yapılabilir. Bu sayede ülkemiz için en hayati öneme sahip olan meclis çalışmalarının sekteye uğramadan sürdürülmesi de sağlanmış olur. Ya da bu problemin başkaca birçok çözümü de bulunabilir. Demokrasilerde çare tükenmez. Ülkemizin çözüm bekleyen, bunun gibi daha birçok sorunu var. Yöneticilerimiz bunları dert edecek anlayış ve duyarlılığa, azim ve heyecana ulaştığı zaman her şeyin çok farklı, ülkemizin de çok daha ileri bir noktada olacağı açıktır.
Öyle bir durumda her işimize burnunu sokanların burnu, bize parmak sallayıp duranların parmağı kırılacaktır. Yüzümüze gülüp arkamızdan kuyumuzu kazanlar ve onların yerli uzantıları bize zarar vermeden önce iki kere daha düşünecek, vaz geçecektir. Bizi kapısında yıllarca bekleten yapılar, eski günlerdeki gibi bizim kapımızda bekleyecektir. Vatandaşlarımız sırf daha iyi yönetildiği için batı ülkelerine iltica etmeye çalışmayacaktır. Hiç kimse güzel ülkemizi istemeden terk edip, batıda istikbal aramayacaktır. İnsanlarımız batı dünyasının devlet düzenine, gelişmişliğine, kültürüne ve zenginliğine bakıp, ümitsizliğe düşmeyecektir. Hatta batının cazibesine kapılıp, dinini değiştirmeyecektir.
1980 İhtilaliyle gelen askeri yönetim günleriydi. Bir kamu kurumunun müdürü olan bir arkadaşımın masasına muhtemelen orada çalışan biri, o günlerde yasak listesinde olan bir kitap saklamış ve onu ihbar etmişti. Arkadaşım, yargılamada suçsuzluğunu kanıtlayamamış ve uzak bir ilimizde beş yıl hapis yatmak zorunda kalmıştı. Şimdi dahi onun gibi suçsuz olarak hapiste yatan çok sayıda insanımız olduğu, halk arasında konuşuluyor. Gündemdeki ceza indirimi yasası bayramdan önce çıksa, yargı reformu da bir an önce gerçekleşse ne güzel olurdu. Artık bunlar ve bunlar gibi sabırsızlıkla beklenen diğer yasalar HARMAN TATİLİ sonrasına, gelecek bahara kaldı. Gecikmişken hiç değilse adalete uygun yasal düzenlemeler yapılır, 5941 gibi düş kırıklığı yaratılmaz inşallah. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.