Her puan altın
Teknik adamlar için serseri maçlar olarak gördükleri sezon başı maçlarını az kayıpla geçirmeleri çok önemlidir. Daha ligin 3.haftasını yeni bitirdik. Torku Konyaspor adına süreç sonuç anlamında olumlu işliyor. Bizim gibi takımların süper ligde rahat etmesi için kendi sahandaki maçları alman burada verdiğin kayıpları dışardan getirebilmen yeterlidir.
Deplasmanda kayıpla başladığımız ligde kendi sahamızdaki ilk maçtan 3, ikinci deplasman maçından 1 puan olmak üzere 4 puana ulaşarak 6. sıradayız. Ligin 3. haftasında 3 gol atıp, 2 gol yiyip 3 ayrı sonucu da yaşayıp, gönül verenlerine yaşatan ekibimiz ilerisi adına umut vererek yoluna devam ediyor olması önemli ancak bunun sürdürülebilir olması daha da önemli olacaktır.
Kadro istikrarını yakalama adına Balıkesirspor maçının kadrosunu Rangelov-Marica değişikliği dışında bozmaması önemli. Bence bu değişikliği de yapmaması Rangelov'u inançlı tutması adına önemli olurdu diye düşünüyorum. Lig uzun bir maraton işin başındayız her futbolcuyu hazır tutmanın yanında güven vermenin de önemli olduğu gerçeğini anlamalıyız.
Sürpriz sonuçların yaşandığı ligin başında zorlu deplasman olarak görülen Sivas'ta ligin iyi organize olabilen, kendi sahasında etkili futbol ortaya koyan Sivasspor'a karşı ekibimiz kazanamıyorsan kaybetmemelisini oynadı ve istediğini de aldı. Maçın taktiksel anlamında Mesut Bakkal ve ekibinin planladıkları ile ilgili doğru işler yapan futbolcularımız zaman, zaman hatalar yaptı ve kalesinde tehlikeler de yaşadı. Bizim ve rakibimiz adına birer topun direkten dönmesi şansları eşitlerken son dakikada Vukovic'in hatasını Selim'in zamanında müdahalesi ile kapatması olmasa maçı kaybedebileceğini düşünüp değerlendirdiğimiz de "deplasmandan gelen her puan altın değerindedir" dememiz lazım.
Ekibimizin kadro kalitesi ve yapısı itibariye oyunu orta sahada tutmaya çalışarak, bekleri oyuna katarak ,oyunun temposunu zaman zaman artırma düşüncesini yansıtarak deplasmandan üç puan gelebilirdi ancak Sivas bu durumda nasıl alanlar bulur, neler yapardı bilemiyoruz. Maç öncesi hesabımız tutmaz eldeki bir puandan da olsaydık ne derdik acaba?
Burada kadro kalitesi derken kale ve defanstaki zaaflarımızı her zaman dikkate almalıyız, ekibimiz yediği her gol için bir fazlasını atmak durumunda kalabilir çünkü Kaya 1 yıldır oynamayan bir kaleci, Belec bana şuan itibariyle güven vermiyor, savunmamızı alternatifsiz ve oyuncularımızı biraz ağır buluyorum.
Mesut Bakkal'ın genç Vedat Bora'ya şans vermesini önemsiyorum, fizik olarak düşmüş, etkisi azalmış Hleb'e bu kadar sabır göstermesini, deplasmanda Recep gibi bir adamın varken bu oyuncuyu 87 dk. kadar bekleyip bu dakikada oyuna almasını, Tolga'nın yedekte tutup Ali Turan'ın oynatmasını doğru bulmuyor eleştiriyorum.
Futbolcu transferinde hep inandığım; "Denizden çıkacak balıktan, havuzdan görerek alacağın balığın daha iyi olduğudur." Bir Gekas'ı paracı diye gönderdik, 2 forvet birden aldık maliyetlere ve katkılarına zaman içinde bakalım bakmasına da Akhisar'da iki maçta attığı 4 gol kendi başına kazandırdığı 4 puanla maliyetini çıkardı bundan sonrası da cabası! Her alanda işin ehli insanda biraz kapris, kendini ağıra satma durumu olur, işte yönetmek ve kar etmek burada başlıyor yani piyasa ve oyunun kuralını bilmek, futbolcu psikolojisinden anlamak gerekiyor. Gekas, Hleb, Djalma, Hasan Kabze dörtlüsü birbirini anlayan, tamamlayan hücum gücümüzü ve etkimizi artıran oyuncularımız düşüncesiyle bu bölgenin elde tutulması adına gösterilen kararlılık neden Gekas adına gösterilmedi anlamış değilim. Futbolcunun sahada ne yaptığına bakacak gerisini teferruat olarak göreceksin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.