“HER ŞEY TÜRKİYE İÇİN” OLMALI…
İngiltere’de günlük olarak yayınlanan The Independent’de “ISIS Yükselişi” başlığıyla yer alan
haber dikkatimi çekti. O haberde IŞİD ile ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyordu. ABD’li üst düzey bir
terör uzmanı Matthew Olsen’e dayandırılarak “Faaliyetleriyle dünyanın kaotik bir parçası
haline gelen ISIS son derece tehlikeli bir örgüt” olduğunu ifade ediliyor.
Terör örgütü DEAŞ’in Suriye’de meydana çıktığı ve bu örgütün toplam nakit varlığının 875
milyon dolar (515 milyon avro) olduğu, bu meblağa Irak’ta soydukları bankalar ve
yağmaladıkları askeri malzemelerden elde edilen 15 milyon doların da eklenmesiyle arttığı da
ifade ediliyor. ISIS’in bundan başka Suriye ve Irak’da ele geçirdiği petrol rafinelerinden elde
ettiği kârı da 2 milyar avro olduğu haberde belirtiliyor. Irak’taki petrol sahalarından günde 80
bin varil petrol çıkarma kapasitesine sahip olunduğu fakat bunun sadece yarısının üretildiği
belirtilen o haberde yetkililer, DEAŞ’in karaborsada, ham petrolü varil başına 25-65 dolar
arasında sattığını ve terör grubunun yaklaşık bundan günde 2 milyon dolar gelir elde ettiğini de
belirtiyor. Bu arada DEAŞ’ın terör örgütünün gelir kaynakları arasında tarihî eser (8 bin yıllık)
ticaretinden 36 milyon dolar kazandığı da verilen bilgiler arasında.
Buradan da anlaşılacağı üzere Suriye ile Irak’ın kadîm tarihi talan edilmektedir. İngiliz arkeolog
Buzzfeed’e dayandırılan bir söze göre; “Şimdiye kadar hiç duyulmamış müzelerden çalıntı
malların numaraları saygın müzayede evlerinin içinde kendi yolunu bularak satışa
sunulmaktadır” deniliyor.
***
2014 rakamlarına göre günde 600 bin avro gelir elde eden ve yaklaşık 10 bin militanı sevk ve
idare eden DEAŞ’ın asıl gücü elbette bu değil. DEAŞ’ın İslâm âlemine ve yakın coğrafyamıza
verdiği maddî zararın yanında en büyük zararı ve kaybı manevî açıdan verdirmektedir.
Asıl üzerinde büyük bir hassasiyetle durulması gereken husus da budur. Türkiye’den de bu terör
örgütüne “cihad etmek” maksadıyla katılmak isteyen Anadolu’nun saf ve masum çocukları
vardı.
Bu örgütün ideolojisi ile görüşleri bizim ne ehl-i sünnet vel-cemaate, ne de fıkıh ve akaid ilminde
mümeyyiz vasfa sahip imamlarımızın yazdığı kitaplara uymamaktadır.
Câmî ve türbeleri yerle bir eden ve Müslümanların kutsal bildiği Kâbe-i Muazzama’yı
yıkacaklarını âlenen daha önce bildiren el-Bagdadî Hareketi, Türk ve İslâm dünyası ile Türkiye
açısından büyük bir tehdit unsurudur.
Bu durumu bertaraf etmek ve İslâm dünyasında yakılan bu fitne ateşini söndürmek için STK’lar
başta olmak üzere Diyanet teşkilatına, İslâmî İlimler fakültelerine ve İslâm ulemasına çok büyük
görevler düşüyor.
HERŞEY ‘İSRAİL’İN ÇIKARLARI İÇİN”
Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimleri için iki başkan adayı yarışıyor.
Kasım ayında ABD’de yapılacak genel seçimlerde, başkanlık için Hillary Clinton ile yarışacak
Başkan Adayı Donald Trump, İsrail’de yaşayan 350 bin Amerikan pasaportlu İsrailli için
İbranice kampanya başlatmış.
Böylece tarihte ilk defa ABD’deki seçim yarışı İsrail’e taşınmış oluyor.
Salom gazetesinde yer alan habere göre, Trump’ın İsrail kampanyasının sloganı ise şöyle:
“İsrail’in çıkarları için Trump”.
Yedioth Aharonot gazetesinde ise, “İsrail’de yaşayan yaklaşık 350 bin Amerikalının yarısına
yakınının ABD’de doğduğu ve çok genç yaşta İsrail’e göç ettiği tahmin ediliyor. Böylece genelde
Anglosakson ruhu taşıması ile bilinen Cumhuriyetçi kampanyalardan biri ilk defa İsrail’de de
yerini bulmuş olacak” yorumu yer alıyor.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Amerika’da devlet başkanlığına kim gelirse gelsin, seçilen başkanlar devamla “İsrail’in çıkarları
için” çalışmış ve dış politikadaki mesailerini bu “misyon” için harcamışlardır.
Suriye, Irak ve Türkiye’nin bir bölümünü de içine alan coğrafyada kurulmak istenilen Kürt
devleti de bu amaca yöneliktir.
Burada bizim sloganımız ise; “Herşey Türkiye’nin ve Türk-İslâm dünyasının âli menfaatleri
için” olmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.